Sevimli çift, tahta ayakkabılarını sergiliyor

Pendik Uluslararası Geleneksel El Sanatları Buluşması’na Hollanda’dan katılan sevimli çift Reinder ve Veenstra Reinders, ülkelerinin tarihi motiflerinden biri olan klompen(tahta ayakkabı) sanatını, kendilerine ait standlarında sergi katılımcıları için sergiliyor. Reinders çifti, “Gençlerimiz klompen yapımını izlemeyi çok seviyorlar. Ancak kimse klompen sanatını öğrenmek istemiyor” dedi.

Festivalin en sevimli çifti olarak göze çarpan Hollandalı klompen( tahta ayakkabı) sanatının ustası Reinder ve Veenstra Reinders, Türk kültürünü tanımak ve kendi kültürlerini burada sergilemek için geldiklerini belirttiler. Şuan Hollanda’da ustası kalmayan klompenler, artık takı ve süs eşyası olarak kullanılıyor. Tahta ayakkabıların yapılış şekli ise, özel kesim ağacın suda bekletilmesiyle başlıyor. Daha sonra Reinder Reinders’ın elinde titizlikle şekillenen ayakkabılar, eşi tarafından traşlanıyor, yakı motifiyle süsleniyor ve cilalanarak son şeklini alıyor. Reinders çifti, fiyatları büyüklüğüne göre 2,5 ile 200 Euro arasında değişen ayakkabıların en büyüğü olan 78 cm uzunluğunda ve 30 cm yüksekliğindeki tahta ayakkabının, şuan Hollanda’da bir alışveriş mağazasında tanıtım amaçlı sergilendiğini belirtti.

Çırak bulamazlarsa, antika aletlerini müzeye verecekler

Bu sanatın orta çağda başladığını söyleyen Reinder Reinders, klompenlerin fakirlerin deri ayakkabıları giyememelerinden yola çıkarak ilk önce sedece düz bir tahta üstüne bağcıkların yerleştirilmesi ile bir çeşit ‘takunya’ şeklinde giyildiğini belirtti. Klompenlerin son 200 yıldır en son şekliyle üretildiğini söyleyen Reinders, ayakkabıların hızlı büyüyen ve ucuz olan kavak ağacından üretildiğini belirtti. İkisi de 30 yıllık klompen ustası olan Reinders çifti, bu tarihi sanatı icra etmek isteyenleri aradıklarını kaydederek, “Gençlerimiz klompen yapımını izlemeyi çok seviyor. Ancak hiçbiri klompen sanatını öğrenmek istemiyor” dedi. Çiftin ayakkabı üretirken kullanmış oldukları 150 yıllık aletleri, eğer sanatlarını devam ettirecek bir çırak bulamazlarsa, Hollanda’da sergilenmek üzere bir müzeye teslim edilecek.