Kentte 2007’den sonra türeyen ‘sahte’ iş müfettişleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu İstanbul Grup Başkanlığı’nı canından bezdirdi. Özellikle, iş mahkemelerindeki davaları takip edip ‘davalı’ şirketleri hedef seçen ve ‘Ali Uzun’ adını kullanan bir dolandırıcı, efsaneye dönüştü. Bugüne kadar yakayı ele vermeyen bu dolandırıcı yerinde kestiği makbuzlarla binlerce TL kazandı.
‘Ali Uzun Yöntemi’ yetmezmiş gibi, kimi dolandırıcılar orijinal tutanakla işyerine baskın yapıyor, kimileri de gerçek bir müfettişin ismiyle para topluyor.
**Anında tahsilat**
Gerçek iş müfettişlerinin kâbusuna dönüşen dolandırıcılar çok profesyonel çalışıyor. Kullanılan iki aynı yöntem var. İlk yöntem, en ünlü dolandırıcılardan birinin kullandığı ‘Ali Uzun’ adıyla anılıyor. Bu yönteme göre, İstanbul ya da Bakırköy İş Mahkemelerindeki davaları takip eden dolandırıcı ‘davalı’ şirketleri hedef seçiyor. Sanki mahkeme kararıyla hareket ediliyormuş gibi şirkete giderek, yerinde ceza kesiyor. Genelde ‘İş Disiplinsizliği’ maddesi uygulanıyor.
İkinci yöntemde ise bir şikâyete ya da rutin teftişe bağlı olarak gelindiği söyleniyor, işvereni rahatlatacak şekilde, bir eksikliğe rastlanılmadığı tutanağa bağlanıyor. Ardından para alınıyor.
**‘Sabıkalı’ iş kolunu seviyorlar**
Sahte müfettişler en çok, tekstil atölyelerinin yoğun olduğu Bayrampaşa ve Haramidere gibi bölgelerde yoğunlaşıyor. Sahte iş müfettişleri bazen gerçek müfettişlerin bile bulamadığı, örneğin ‘kot kumlama’ alanında ‘sabıkalı’ işyerlerini bile bulup dolandırabiliyor.
Bağcılar, Sultanbeyli, Gayrettepe ve Cağaloğlu’nda da görülüyorlar.
**Evraklara dikkat!**
Sahte iş müfettişlerinin elinde, genelde resmi örneğine benzer matbu evrak bulunuyor. Ancak teftişten sağ salim kurtulmak isteyen işveren, dikkatlice incelemediği için evraktaki matbu hataları ve yazım yanlışlıklarını göremiyor. Örneğin, resmi adı İş Teftiş Grup Başkanlığı olan kurum, sahte evrakta, ‘İş Teftiş Daire Başkanlığı İş Teftiş İnceleme Gurup Başkanlığı’ yazılıyor.
‘Müfettişi Can Irmaklı’ imzalı evrakta, şu ifadeler yer alıyor: “Bakırköy iş mahkemesinin istemi üzerine adı geçen firma hakkında 4568 sayılı iş kan. 63, 58, 23, 78 maddelerine istinaden işlem yapılmış olup sonunda ilgili mahkeme bünyesine bilgi verilecektir arz ederim.”
Aslında gerçek tutanaklarda mahkeme ibaresi bulunmuyor. Zaten müfettişler mahkeme kararıyla da hareket etmiyor. Fakat sahte iş müfettişleri işverenleri korkutabilmek için bu ibareyi kullanıyor. Evrakta, mahkeme adı belirtilmediği, kanun maddelerine açıklık getirilmediği, hatta yazım yanlışı bulunduğu halde işverenler teftiş korkusuna yenilip istenen parayı veriyor. 14 Nisan 2010’da bir iş yerini dolandıran ‘Baş İş Müfettişi Ahmet Günaydın’ örneğinde olduğu gibi, gerçek tutanaklar bile kullanıyor.
**En ünlü müfettiş: Ali Uzun**
En ‘ünlü’ sahte müfettiş unvanını, ‘Ali Uzun’ elinde tutuyor. Aslında ‘Ali Uzun’, bu dolandırıcının kullandığı onlarca isimden biri. Bu kişi ‘Altan Uzun’, ‘Bekir Uzun’, ‘Metin Uzun’ veya ‘Can Irmaklı’ isimlerini de kullanıyor. Diğer ‘meslektaşlarından’ farklı olarak kurumsal şirketleri de dolandırıyor. Bu kişinin yanı sıra ‘Necati Değirmenci’ ve ‘Murat Özdamar’ isimli sahte iş müfet-tişleri de var. ‘Murat Özdamar’ kaşe bile bastırmış. Bu kişiler orijinal tutanaklar da kullanıyor. Bazıları Bayram Dereci örneğinde olduğu gibi, gerçek müfettişlerin isimleriyle tutanak düzenliyor.
İş Teftiş Grup Başkanlığı’nın yakındığı sorunların başında, güçlükle yakalanan şüpheliler hakkında yeterince işlem yapılmaması geliyor. Kaldı ki, bir ‘teftişten’ kurtulduğuna sevinen işveren çoğu zaman olan bitenin farkına bile varmıyor. Ve Unkapanı’ndaki binada efsaneye dönüşen ‘Ali Uzun’ ve ‘meslektaşları’ işveren ‘tokatlamayı’ sürdürüyor.
**Pervasızlığın böylesi: Oda bile açtırdı!**
Sahte iş müfettişleri nedeniyle İş Teftiş Grup Başkanlığı’nın gerçek elemanları sorun yaşıyor. Şık giyimli sahte iş müfettişi tarafından dolandırılan işverenlerin karşısında ‘gerçek’ ama ‘özensiz’ giyinmiş ‘gerçek’ müfettiş bulduğunda, dolandırıcı sanıp saldırdığı anlatılıyor.
Sahte iş müfettişlerinin pervasızlıkta sınır tanımamasının bir örneği: İki yıl önce kurumun Unkapanı’ndaki binasına gelen ve sekretere kendisini ‘müfettiş’ diye tanıtan bir kişi odalardan birine yerleşti. Yaklaşık 1.5 ay randevularını bu binada verdi, görüşmeleri odasında yaptı, çayını içti. 1.5 ay sonra tesadüfen fark edilen dolandırıcı polise teslim edildi. İddiaya göre, ‘suçüstü’ yapılmasına rağmen serbest bırakıldı.
**Müfettişe elden para verilmez**
İş Teftiş Grup Başkanlığı’na bağlı müfettişler, verdikleri raporlarla davaların seyrini değiştirebilen ‘önemli’ denetimler yapıyor. Müfettişler normalde bir yıl önceden planlanan program çerçevesinde teftişe çıkıyor. Teftişler ‘Genel Teftiş’, ‘İş Güvenliği’ ve ‘Şikâyete Bağlı Teftiş’ diye ikiye ayrılıyor.
‘Genel Teftiş’te işçilerin sosyal haklarının ödenip ödenmediği, kaçak ve çocuk işçi çalıştırıp çalıştırılmadığı inceleniyor. ‘İş Güvenliği’nde ise iş sağlığı ve iş güvenliğe aykırılığın olup olmadığına bakılıyor. Eksiklik saptandığı takdirde işverene süre veriliyor. Ardından ‘Kontrol Teftişi’ne gidiliyor. Noksan sürüyorsa işverene ceza kesiliyor. Ceza müfettişe değil, Vergi Dairesi’ne ödeniyor.
**18 yıla kadar hapis istenebilir**
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Hukuk Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ersan Şen: Türk Ceza Kanunu 157 ve 158. maddelerine göre, kişinin içinde bulunduğu zor şartlardan yararlanılarak, kamu kurum ve kuruluşlarının da adı kullanılarak yapıldığından suçun ‘nitelikli’ işlendiği dikkate alınmalı. Kaç kişiye yapmışsa her biri için ayrı ceza almalı. Her bir suç bakımından iki ili yedi yıl arasında hapis cezası gerektirir. Aldatma yeteneğine kabil belge düzenlendiği ve kullanıldığı için de ‘sahtecilik’ şuçu da işlenmiş oluyor. Bu durumda iki yıldan beş yıla kadar hapis gerektirir. Suç, TCK 220. maddesine göre örgütlü olarak işleniyorsa, iki-altı yıla kadar hapis cezası verilmeli.
**Efsane haziranda yine görüldü**
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Yankesicilik Büro Amirliği yetkililerinden alınan bilgiye göre ‘İş Müfettişi Ali Uzun’ sahte adını kullanan dolandırıcı, son olarak geçen haziran ayında Kadıköy ve Kâğıthane’de iki ayrıiş yerine iş müfettişi gibi girip dolandırıcılık yaptı. Emniyet, ‘Ali Uzun’ ya da başka adları kullanan bu dolandırıcıyı hâlâ arıyor.
Emniyet yetkilileri, geçmişte kendisini ‘maliye uzmanı’, ‘vergi denetmeni’ ya da ‘maliye dergisi satıcısı’ olarak tanıtıp halkı dolandıranları yakaladıklarını, sahte iş müfettişliğinin de benzeri bir dolandırıcılık türü olduğunu ifade etti. Emniyet yetkililerine göre, ‘Ali Uzun’ ve türevi dolandırıcılar örgütlü olarak değil, bireysel hareket ediyor. (Radikal)