Uzmanlar, ilk doğumunu sezaryenle yapan bir annenin uygun şartların sağlanması durumunda normal doğum yapabileceğini bildirdi.
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin İngeç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarının anne adayları için öncelikli tercihinin normal doğum olduğunu belirtti.
Bazı şartlarda anne ve bebek açısından risklerin arttığına dikkati çeken İngeç, bunların başında bebeğin doğum kanalından geçmesini engelleyecek problem bulunmasının geldiğini söyledi.
Bebeğin kafasının doğum kanalından geçmesini engelleyecek kadar büyük olması, iri olması, ters duruşu, özellikle yan gelişlerde veya çapraz duruşlarda sezaryenin kaçınılmaz olduğunu anlatan İngeç, daha önceden rahime yapılan bazı ameliyatlarda da sezaryen ihtimalinin arttığını anımsattı.
İngeç, rahimden ur alınması, şekil bozukluğunun düzeltilmesine yönelik yapılan ameliyatların da yine sezaryen gerekliliğini oluşturduğunu söyledi.
Normal doğumun ise problem tespit edilmeyen gebelerde önerilen, fizyolojik olarak kabul edilen bir doğum şekli olduğunu belirten İngeç, "Ama normal doğum başında normal kelimesi olmasına rağmen her zaman normal gitmeyebilir. Sürprizlere açıktır doğumun son aşamasına kadar. Ancak çoğunlukla problemsiz sonuçlanır. Yine de doğumun son aşaması dahil sezaryene dönme ihtimalinin olması bebeğin doğum kanalından çıkarken sıkıntıya maruz kalması ihtimalleriyle beraberdir" diye konuştu.
-"Sezaryenden sonra normal doğum yapanların sayısı arttı"-
Özellikle son 30 yılda tüm dünyada artan sezaryenle doğum oranlarını azaltmaya yönelik hükümetlerin de çalışmaları olduğunu hatırlatan İngeç, sezaryenden sonra vajinal doğum konusunun gündeme gelmeye başladığını söyledi.
Anne adaylarının en çok merak ettiği konuların başında doğumun nasıl olacağının geldiğini ifade eden İngeç, şöyle devam etti:
"Daha önce sezaryen yapılmış bir kadın mutlaka yine sezaryen mi olması gerekir- Tıbbi açıdan da bakıldığında eskiden karşımıza bir kanun gibi 'bir sezaryen, hep sezaryen' diktesi çıkar idi. Bunun için 1900'lü yılların başından beri hep bu kural işledi. Bir kez sezaryen olan bir hasta mutlaka sezaryene alınmaya başlandı. Ama zaman zaman öyle vakalarla karşılaşıldı ki daha önce sezaryen olmuş kadın, sancıları başlıyor, hastaneye geç ulaşıyor ve normal doğum yapabiliyor."
Bu örnekler çoğalmaya başlayınca tıbbi olarak incelemeye alınmaya başlandığına işaret eden İngeç, şunları kaydetti:
"Gerçekten bütün sezaryen olmuş hastaları yine tekrar sezaryene almak gerekir mi- Yoksa normal doğum şansı verilebilir mi- Bazı şartlar yerine geliyorsa sezaryen yapmış bir gebenin normal doğum yapabileceği görüldü. Ama tabi bu ihtimallere dayalı bir işlemdir. Yüzde 100 kesin olarak sezaryen olmuş kadınların hepsi normal doğum yapacak diye bir şart yok."
İngeç, daha önce bir kez sezaryenle doğum yapmış, ameliyat kesisi idrar kesesinin hemen üzerinde alt tarafta yer alan, kemik yapısı dar olmayan bir kadının bebeğin iri olmaması, geliş bozukluğu oluşturmaması durumlarında normal doğuma bırakılabileceğini söyledi. Her işlemde olduğu gibi sezaryenden sonra vajinal doğumun da riskleri olduğunu anımsatan İngeç, şöyle devam etti:
"Eğer şartlar yerine gelmişse rahimde yırtılma riski yüzde 0,5'tir. Bu küçük bir oran yüzde 0,5-1 arasında kabul edilmektedir. Bu tarzda doğuma bırakılan hastaların yüzde 60-80'i normal vajinal doğum yapabilmektedir. Ama kalanları yine bir sebeple sezaryene gidebilmektedir. Bu nedenle en önemli şartlardan bir tanesi tam teşekküllü bir hastanede acil sezaryene gitme şartları olan durumlarda ancak doğumun yaptırılabileceğidir. Çünkü bir aksilikle karşılaşıldığı an acil olarak sezaryene dönme ihtimali bulunabilir. Bu hastaların mutlaka hastanede doğum yapması gerekir."
-İlk doğumunu sezaryenle yapan ebeler üzerine çalışma-
Atatürk Üniversitesi Yakutiye Araştırma Hastanesi'nde 1999-2003 yılları arasında ilk doğumunu sezaryenle yapan ebeler üzerine çalışma yaptıklarını söyledi.
İlk planda bu işe başlarken biraz daha temkinli davrandıklarını ifade eden İngeç, "İlk yıl normal doğuma bıraktığımız hasta oranımız yüzde 16. Bu oran 5'inci yılda yüzde 49'a ulaştı. Başarılı doğum oranı da bu bıraktıklarımız arasında yüzde 67 civarındaydı. Rahimde yırtılma riski dünya ortalamasında çıktı" dedi.
İngeç, hastaya daha çok bilgilendirme yapıp kendi tercihini kendisinin yapmasını istediklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Şu dönemde ne yazık ki ilk doğumu olan bir hasta da daha önceden 5 doğum yapmış bir hasta da genel anlamda karşımıza sezaryen isteğiyle gelmeye başladı. Sezaryeni daha kolay kendisini daha az riske edecek bir işlem gibi görüyor. Bunun yanı sıra sancılı işlemden sezaryene dönme ihtimali olduğu için çevreden duyduğu bazı olumsuz sebeplerden dolayı insanların gözü korkmuş vaziyette."
İngeç, dünya literatüründe sezaryenle 7 doğum yapan hasta olduğunu, Erzurum'da da 5'inci sezaryenini takip ettiren bir hasta bulunduğunu belirtti. İngeç, geçmişte 6 doğumunu sezaryenle yapan bir hastasının olduğunu da kaydetti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz