Küçükusta, sezaryenle dünyaya gelen bebeklerde, yumurta ve süt gibi önemli besinlere karşı alerjiler, egzama, saman nezlesi ve astım gibi alerjik hastalıkların daha fazla görüldüğünü söyledi. Küçükusta, astım ve saman nezlesi olan 250 çocuk üzerinde yaptığı araştırmada, bu çocukların yüzde 78'inin sezaryenle dünyaya geldiklerini belirlediğini söyledi.
Küçükusta, anne karnındayken vücudunda hiçbir mikrop bulunmayan bebeklerin mikroplarla ilk karşılaşmalarının doğum sırasında gerçekleştiğini söyledi. Normal yolla doğan bebeklerin annelerinin doğum kanalında bulunan mikropları aldıklarını ve bebeklerin bağırsaklarına bu mikroplar yerleştiğini söyleyerek, 'dost bakteriler' olarak da bilinen bu mikropların bebekte normal bağışıklığın gelişmesi için çok gerekli olduğunu kaydetti.
Sezaryen doğumlarında ise steril şartlarda dünyaya gelen bebeklerin ilk mikroplarını deri teması ile ve hastanedeki yüzeylerden aldığını anlatan Küçükusta, "Bu nedenle de sezaryenle doğan bebeklerin bağırsak floralarını, vücuda yararlı dost mikroplar yerine hastane mikropları oluşturuyor. Alerjik hastalıkların sezaryenle dünyaya gelen bebeklerde daha fazla görülmesinin nedeni, bağırsaklarında 'dost mikroplar' yerine farklı cinsten ve farklı miktarlarda bakterilerin yerleşmiş olmasıdır" dedi.
Küçükusta, astım, saman nezlesi veya egzama gibi bir alerjik hastalığı olan anne adaylarının sezaryen doğumdan kaçınmalarının, çocuklarında bu hastalıkların görülme riskini azaltacağını kaydederek, tıbbi açıdan zorunlu değilse normal doğumun daima tercih edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.