YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Sezaryenle Doğum Tartışması

Ege Üniversitesi Pediatrik Gastroentroloji ve Hepatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raşit Vural Yağcı,...

Sezaryenle Doğum Tartışması

Ege Üniversitesi Pediatrik Gastroentroloji ve Hepatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raşit Vural Yağcı, “Son 10-15 yıllık Türkiye geçmişinde gerekli, gereksiz herkesin sezaryen olmaya başladığını gördük” dedi.Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen ‘Bebek Besleme Eğitimi’ bilgilendirme toplantısının açılış konuşmasını Gaziantep Halk Sağlığı Müdürlüğü Çocuk Ergen ve Üreme Sağlık Hizmetleri Şube Müdürü Dr. Selda Öztaş yaptı.Yapılan açılış konuşmanın ardından Ege Üniversitesi Pediatrik Gastroentroloji ve Hepatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raşit Vural Yağcı, sezaryen ile doğumlara değinerek, “Biz insan oğlu tabiata saygılı davranmıyoruz. Bunu da sezaryende gösterdik. Özellikle son 10-15 yıllık Türkiye geçmişinde gerekli, gereksiz herkesin sezaryen olmaya başladığını gördük. Ben İzmirliyim, İzmir'de sezaryen olma oranı yüzde 75. Bunun tıbbi olarak beklenen yüzdesine artan tüp bebek uygulamaları nedeniyle çoğu gebelikler arttığı için benim öğrencilik dönemimde yüzde 8 ile 10 arasında olan sezaryen endikasyonu yüzde 20-25’lere çıktı. Ama İzmir’den konuşacak olursam yüzde 50’lik bir fazlalık var. Bu tamamen keyfiyettir. Bu keyfiyeti doğumdan bir hafta önce doğum yaklaştıkça heyecanı yaklaşan anneye şöyle yapma böyle yap gibi yaklaşımlar anneyi bir parça daha gerip bir parça daha girdabın içine atmış olursunuz. Anne gebe kaldığında sizlere geldiği ziyaretlerde ne doğumu düşündüğünü, sezaryen düşünüyorsa bunun bebeği için ne kadar yanlış olabileceğini anlatarak anneleri iyi eğitmek lazım. Zorunlulukları yoksa bebeklerini normal doğum ile dünyaya getirmelerini sağlamalıyız” diye konuştu.Prof. Dr. Raşit Vural Yağcı, bebek besleme yöntemleri hakkında bilgiler vererek, “Bana göre bir gebenin takibi ve doğacak bir bebeğin sadece beslenme mantığı ile değil onun ruhsal gelişimden tutun beyin gelişimine kadar gelişim basamaklarının da çok önemli olduğunu bilerek onu beslemek, sevmek ve büyütmek gerekiyor. Bu bin gün gerçekten sağlık adına temellerin atıldığı en önemli en kritik dönemdir. Bizim hayatımızda burada yapılan yanlışların çoğunun silgisi yok silip düzeltemiyorsunuz. İlk bin günde hepinizin çok kolaylıkla bildiği ayrı bir özellikte çok hızlı bir büyüme ve gelişmedir. Birinci yılın sonunda 3 kat kilomuz artar 25 santim uzarız. İkinci yılın sonunda 2,5 kilo daha almış oluruz. Bu hız devam etseydi ilk yılımızı ikinci yaşın sonunda 30 kilo 3. yaşın sonunda 90 kilo olurduk. Bu 0-1 yaşın özellikle büyüme ivmesinde ne kadar önemli olduğunu bunun madalyonun öbür tarafına bakacak olursak hatalı beslediğimiz bir bebeğin bu büyüme ivmesi çok kolaylıkla etkilenip işlerin yanlış yönlere kayabileceğini bilmemiz lazım. Büyümenin dışında bizim biraz annelerin gözardı ettiği düşünmediği bizim de çok üstüne gitmediğimiz gelişim var. Gelişim basamakları var. Görme keskinliğinin gelişmesi doğumdan önce başlıyor. 3. yaşın sonunda bitiyor. Ondan sonra çocuğun daha keskin görmesini sağlayamıyorsunuz. Konuşma gelişimi dil gelişimi doğumdan sonra başlıyor. Emosyonel gelişim 2.yaşın sonunda bitiyor. Çocuk psikiyatristleri ilk 2-3 yıl ne verildi ise genlerinde ne varsa o çocuğun ruhsal yapısı böyle devam edecektir artık sadece siz ona haritada yanlışları ve doğruları gösterebilirsiniz. Ama yapmak istediğiniz bir değişimi zor yaparsınız. Matematik ve mantık gelişimi 3. yaşın sonunda bitiyor. Sosyal olaylar 3-4. yaşta bitiyor. Motor gelişimi anne karnında başlıyor sonra devam edip 3-4’üncü yaşın sonunda bitiyor. Sosyal beceriler 3 yaş sonrası olan tek özellik dil gelişimi bu da yine 3 yaşta bitiyor. İlk bir yılın önemi özellikle gelişimsel basamaklar acısından çok önemlidir. Anne karnında bir bebeğin gelişim basamaklarının olması için anneye çok dikkat edilmesi lazım. Anneye dikkat edecek kişilerin başında sağlık görevlileri olarak sizler geliyorsunuz. 77 milyonu ilk ağızda kucaklayan hekim ve yardımcı sağlık personeli sizlersiniz. Annenin gebelik süresince soluduğu hava, yediği, içtiği önemlidir. Sigara, egzoz dumanı dahil bebeğe zarar verecek tüm kimyasalları içeren havayı soluması son derece sakıncalı olabildiğince yüzde 100 olmasa da yapacağınız eğitimle bu risklerden arınarak kendini bir parça izole ederek beynin sağlığı için ve kendi sağlığı için yaşamına dikkat etmelidir. Annenin yediği, içtiği şeylerin üzerinde kimyasallar varsa genetiği değiştirilmiş besinler yiyorsa o zaman bu çocuğun gelişim basamaklarında da bebeğe zarar vereceğini unutmayın” dedi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler