İSTANBUL (İHA) - Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Figen Köseoğlu, özellikle sosyoekonomik düzeyi yüksek olan anne adaylarının daha ziyade sezaryen doğumu tercih ettiklerini belirterek, sebepsiz yere yapılan sezaryen doğumların anne ve yenidoğan sağlığı açısından bir olumsuzluk içerip içermediğinin incelenmesi gerektiğini vurguladı.
Dr. Figen Köseoğlu, sezaryenin karın duvarı ve rahim ön duvarının kesilerek bebeğe ulaşılması ve bu yolla bebeğin anne vücudu dışarısına çıkarılması olduğunu belirterek, "Bu durum genellikle anne veya bebekle ilgili bir problemin varlığında doğumun bir an önce gerçekleşmesi gerektiğinde başvurulan bir yoldur. Ayrıca bebeğin doğum kanalından geçerek sağlıklı olarak doğması mümkün görünmüyorsa yine bu yol izlenmektedir. Ancak son yıllarda özellikle hastane ve ameliyathane koşullarının iyileşmesi ve anestezi tekniklerinin daha da gelişmesi ile belli bir sebep yokken bile isteğe bağlı olarak anne adayları normal doğum yerine sezaryenle doğumu tercih etmeye başladılar. Burada incelenmesi gereken konu, sebepsiz yere yapılan sezaryen doğumların anne ve yenidoğan sağlığı açısından bir olumsuzluk içerip içermediğidir" şeklinde konuştu.
Gelişmiş ülkelerde bir dönem 1965 ile 1988 yılları arasında özellikle ABD'de sezaryen doğumların yüzde 4.5'lerden yüzde 25'lere ulaştığını, bu artışa yönelik olarak 1991 yılında ABD Halk Sağlığı Merkezi'nin sezaryen oranlarını yüzde 15'lere çekebilmek için bir çalışma başlattığını, bugünlerde ise ABD'de sezaryen doğum hızının yüzde 21 civarında seyrettiğini ifade eden Köseoğlu, "Türkiye'deki duruma bakıldığında sezaryen oranlarının yukarıdaki rakamların çok üzerinde olduğu görülmektedir. Özellikle sosyoekonomik düzeyi yüksek olan anne adaylarının daha ziyade sezaryen doğuma yöneldikleri ve sezaryen oranlarının yüzde 80-90'lara kadar çıkabildiği izlenmektedir. Ancak Türkiye genelinde bu oranlar konusunda ayrıntılı veriler yoktur" açıklamasında bulundu.
SEZARYENDE DAMARDA PIHTI OLUŞUMU RİSKİ YÜKSEK Sezaryenle normal doğumun anne ve yenidoğan sağlığı açısından incelenmesi gerektiğini söyleyen Dr. Figen Köseoğlu, "Anne açısından bakıldığında sezaryen büyük bir ameliyattır. Burada genel anesteziye bağlı problemler ile kesiden kaynaklanan kanama, enfeksiyon, idrar yolu enfeksiyonu ve damarda pıhtı oluşumu riski sezaryende belirgin olarak daha yüksektir. Bu durumlardan biri oluştuğu zaman annenin hastanede kalış süresi uzamakta ve doğum giderleri artmaktadır. Anne ölüm hızı sezaryen ve normal doğum açısından karşılaştırıldığında ise; sezaryende anne ölüm oranı 6 kat daha fazladır. Ancak bu oran gerek acil ve gerekse isteğe bağlı olarak yapılan sezaryenlerin tümünü içermektedir" şeklinde konuştu.
İsrail'de yapılan istatistiksel bir araştırmada 1984 ile 1992 yılları arasında yine İsrail'de yapılan tüm doğumlarda epidural anestezi ile ve acil olmayan koşullarda gerçekleştirilen sezaryen doğumlarda, anne ölüm hızının normal doğumun da altında olduğunun anlaşıldığının ancak bu verilerin tekrarlayan çalışmalarla desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Figen Köseoğlu, "Yeni doğan açısından bakıldığında ise; bugüne kadar yapılan araştırmalarda acil olan durumlar ve gerekli haller dışında, isteğe bağlı olarak yapılan sezaryen doğumlarının bebek için daha avantajlı olduğuna dair bir bulgu yoktur. Aksine fetusun doğum kanalından geçmeden doğduğu durumlarda bir dizi olumsuzluk bebeği etkileyebilir" diye konuştu..
Dr. Figen Köseoğlu, doğum eylemi başlamadan (ağrı çekmeden) doğumun gerçekleşmiş olmasının ve fetusun doğum kanalından geçmemesinin yenidoğanın akciğer fonksiyonlarını bozabileceğini ve yaşamın ilk günlerinde solunum problemlerine yol açabileceğini kaydederek, "Sezaryen sırasındaki anestezik maddeler (özellikle genel anestezi sırasında) göbek kordonu yoluyla fetusa geçerek yenidoğanın solunum merkezlerini baskılayıp bebeğin doğar doğmaz ağlayamamasına yol açabilir. Bu durumda tecrübeli bir çocuk hekimi tarafından canlandırma işlemi uygulamak gerekmektedir. Ayrıca sezaryen sonrası annenin bebeği emzirmesi gecikebilir ve bu nedenle bebeğin emmesinde ve annenin sütünün gelmesinde problemler yaşanabilir" dedi.
Yukarıdaki tüm durumlar göz önüne alındığında gerekmeyen durumlarda sezaryenle doğum yapılmasının gerek anne ve gerekse bebek için uygun görünmediğini vurgulayan Dr. Figen Köse, "Doğumun şekli konusunda, tüm gebelik sırasında olduğu gibi, doğum doktoruyla tam bir işbirliği içerisinde olmak, gerek anne ve gerekse doğacak çocuk için büyük önem taşımaktadır" dedi.