HABER

Sezer'den yeni yıl mesajı

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Türkiye'nin, ABD'nin Irak'a yönelik askeri operasyona hazırlık niteliğindeki planlamalarına kolaylık sağladığını bildirerek, "Türkiye'nin uluslararası yasallık ve oydaşma temelinde sağlayabileceği katkıları coğrafya ve tarihin getirdiği bu özel koşullar ışığında değerlendirmek durumunda olduğunu vurgulamak isterim" değerlendirmesinde bulundu.

Sezer'den yeni yıl mesajı

Cumhurbaşkanı Sezer bugün bir yeni yıl mesajı yayımladı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre Sezer, mesajında, 2002 yılının, Türkiye ve dünya açısından önemli gelişmelerin yaşandığı bir yıl olduğunu ifade etti. "Dünya bir yandan insanlığın mutluluğu ve gönenci için yeni arayışlar içine girerken, öte yandan başta yoksulluk ve gelir dağılımındaki dengesizlikler olmak üzere birçok sorunun çözümü konusunda yeterli ilerleme sağlanamaması, geleceğe ilişkin umutları gölgelemektedir" ifadelerini kullanan Sezer, dünyanın, yaşanan olumsuzluklardan gerekli dersleri çıkarmasının, insanlığı, geçmişte düşülen hataların tekrarlanmasından kurtaracağını vurguladı. Terörle ve yoksullukla mücadele, şiddetin ve ayrımcılığın önlenmesi, evrensel barışın sağlanması, demokrasi ve insan haklarının her düzeyde geliştirilmesi, sürdürülebilir kalkınma anlayışının benimsenmesi ve uygulanması, çevrenin korunması gibi konuların, tüm ülkelere ortak sorumluluklar yüklediğine işaret eden Cumhurbaşkanı Sezer, Türkiye'nin, geçmişte olduğu gibi, bugün de dünyanın ortak sorunlarının çözümüne katkı sağlamayı, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeyi sürdüreceğini kaydetti.

Türkiye'nin 2002 yılında ekonomik sorunlarını aşmak için yoğun çaba gösterdiğine dikkat çeken Sezer, yurttaşların temel hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesi doğrultusunda köklü adımlar atıldığını ve çağdaş dünyayla bütünleşme sürecinde de önemli ilerlemeler sağlandığını belirtti. Sezer, bu adımların, insan hak ve özgürlüklerinin evrensel ölçütlere ulaştırılması konusunda Türk ulusunun talebini, Türkiye'nin kararlılığını ortaya koyduğunu vurguladı.

"BÜYÜMEYİ SÜREKLİ KILMALIYIZ"

Ekonomi alanında Türkiye'yi güçlü kılabilmek için, enflasyonla savaşım, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağıtılması, büyümenin sürekli kılınması, üretimin artırılması konusundaki çabaların ve bu çabaların gerektirdiği reform çalışmalarının sürdürülmesi gerektiğini kaydeden Sezer, "Yaşanan sıkıntıların ardından, ülke ekonomisinin yeniden büyüme sürecine girmiş olması, geleceğe ilişkin umutlarımızı artıran olumlu bir gelişmedir. Büyümenin sürekli kılınması amacı doğrultusunda üretimi, verimliliği ve yatırımları artırarak ekonomik kalkınmaya hız kazandırmalıyız" şeklinde görüş bildirdi. Gerçek bir kalkınmadan söz edebilmek için, eğitim düzeyinin yükseltilmesi, eğitilmiş ve uzmanlaşmış işgücünün artırılması, tüm nüfusun sosyal güvenlik korumasına alınmasının da öncelikler arasındaki yerini alması gerektiğini belirten Sezer, işsizliğin, toplumun geniş kesimini etkileyen temel sorunlardan olduğuna işaret etti. Gelir dağılımı dengesinini ciddi anlamda bozan yolsuzlukların, ülke kaynaklarının savurganca tüketilmesine yol açtığını ifade eden Sezer mesajında şu ifadeleri kullandı: "Yolsuzluk, toplumumuzun geniş kesimlerini yoksullaştırmaktadır. Yolsuzlukla savaşımda, demokrasinin, saydam yönetim anlayışının ve toplumsal tepkinin etkin kılınmasıyla başarılı olabiliriz. Ulusumuz, saydam yönetim anlayışının tüm yönetim kademelerinde yaşama geçirilmesi beklentisi içindedir".

"AB'NİN OLUMSUZ YAKLAŞIMI BİZİ YOLUMUZDAN UZAMKLAŞTIRAMAZ"

2002 yılının, Türkiye'nin Avrupa'yla bütünleşmesi yolunda önemli adımların atıldığı ve Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinin yeni bir aşamaya girdiği bir yıl olduğunu da hatırlatan Sezer, Türkiye'nin çağdaş anlamda Batıyla bütünleşmesinin, Cumhuriyetin kurulması ve Atatürk reformlarıyla başladığına dikkat çekti. Türkiye'nin, Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin gereklerini yerine getirerek, olabilecek en kısa sürede Birliğe katılmaya kararlı olduğuna değinen Sezer, bu amaca yönelik olarak başlatılan yasal ve yönetsel çalışmaların 2003 yılında aynı yoğunlukta sürdürüleceğine inandığını belirtti. Avrupa'nın Türkiye'ye adaylık sürecinde görüşme tarihi verilmesi konusundaki olumsuz yaklaşımının, Türk insanını tarihsel ereğinden ve yolundan uzaklaştıramayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Sezer, demokrasi, insan hakları ve özgürlükleri konusundaki eksikliklerin giderilmesinin, AB'nin Türkiye'ye yönelik kararlarına bağlı tutulamayacağını kaydetti.

"KIBRIS'TA DIŞARIDAN ZORLA KABU ETTİRİLMEYE ÇALIŞILAN FORMÜLLERİN BAŞARI ŞANSI YOK"

Kıbrıs'ta çözüm sürecinin, 2002 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın girişimiyle başlayan doğrudan görüşmelerle ivme kazandığına işaret eden Sezer, Kıbrıs sorununun ancak Ada'nın gerçekleri temelinde çözüme kavuşturulabileceğini, dışarıdan zorla kabul ettirilmeye çalışılan çözüm formüllerinin başarı şansı bulunmadığını belirtti. Sezer, "Kıbrıs sorununun çözüme kavuşturulması yönündeki çabalara yapıcı bir yaklaşımla yardımcı olmaya çalışmaktayız. Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından hazırlanmış olan planın görüşülebilir olduğunu düşünüyor ve çözüm çabalarının planda öngörülen takvime uygun olarak yoğun biçimde sürdürülmesini destekliyoruz. 2003 yılının Kıbrıs sorununun kalıcı ve hakça bir çözüme kavuşturulacağı, Kıbrıs Türklerinin güvenliğinin ve gönencinin egemen eşitliğe dayanan yeni bir ortaklık temelinde güvence altına alınacağı bir yıl olmasını diliyoruz. Türkiye, bugüne değin olduğu gibi bundan sonra da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ve Kıbrıs Türk halkını desteklemeyi sürdürecektir. Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin, yıllardır göğüs gerdikleri haksız ambargolardan kurtularak uluslararası toplumla ve Avrupa'yla bütünleşmesini istiyoruz. Bu konuda Avrupa Birliği'ne de görev ve sorumluluk düştüğüne inanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

"BARIŞÇI BİR ÇÖZÜM İÇİN DİPLOMATİK YOLLAR TÜKENMEDİ"

Irak'taki olası gelişmeler karşısında dikkatli ve duyarlı olduklarını belirten Sezer, egemenliğinin, toprak bütünlüğünün ve siyasal birliğinin korunmasına her zaman önem verdikleri Irak'ın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin ilgili tüm kararlarına eksiksiz uyarak bölgedeki savaş tehdidinin ortadan kaldırılmasına yardımcı olmasını ve Irak halkının yıllardır çektiği sıkıntıların sona ermesini istediklerini vurguladı. Türkiye'nin, devletler arasındaki ilişkilerde uluslararası hukukun üstünlüğüne inandığını ve dış politikasını bu temel yaklaşıma dayandırdığını kaydeden Sezer, Irak'taki durumla ilgili olarak atılacak tüm adımların uluslararası yasallık ve oydaşma zemininde olması gerektiğini dile getirdi. Türkiye'nin, her zaman barıştan yana olduğunu kaydeden Sezer Irak'la ilgili şu mesajları verdi: "Türkiye, gelişmeleri devlet geleneklerinden kaynaklanan serinkanlı bir yaklaşımla izlemekte ve sağduyulu bir biçimde değerlendirmektedir. Irak'taki soruna barışçı bir çözüm bulunabileceğine ve bu konuda diplomatik yolların henüz tüketilmediğine inanıyoruz. Tüm taraflarca barışa fırsat tanınması gerekmektedir. Irak'la ilgili temel yaklaşımımız budur. Türkiye, Irak konusunda müttefiki ve stratejik ortağı Amerika Birleşik Devletleri'yle yakın işbirliği içinde siyasal ve askeri diyalogunu sürdürmektedir. Bu bağlamda, Amerika Birleşik Devletleri'nin, Irak yönetimini Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumla işbirliğine zorlamak amacıyla yürüttüğü, hiç gerçekleşmemesini dilediğimiz askeri operasyona hazırlık niteliğindeki kimi planlama çalışmalarına da kolaylık sağlamaktayız. Ancak, Türkiye'nin Irak'la uzun bir sınırı paylaştığı, bölge ülkeleriyle ve halklarıyla köklü tarihi bağlara sahip olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle, Amerika Birleşik Devletleri'nin, bölgesel istikrar yönünden kaygı duyduğumuz Irak'a yönelik olası bir harekat çerçevesinde Türkiye'nin uluslararası yasallık ve oydaşma temelinde sağlayabileceği katkıları coğrafya ve tarihin getirdiği bu özel koşullar ışığında değerlendirmek durumunda olduğunu vurgulamak isterim. Bu konudaki kaygılarımızı, Amerika Birleşik Devletleri makamlarıyla içtenliğe dayanan ortaklık ilişkimiz içinde paylaşmaktayız. Her durumda, Türkiye'nin kendi ulusal çıkarlarını öncelikle gözeterek, bölgesel barış ve istikrara katkı oluşturmak yönünde gerekli kararları alacağına kuşku yoktur".

En Çok Aranan Haberler