Destekleyenlerin yanı sıra her adımını eleştirenler de oldu...
Ve 7 yılın ardından Ahmet Necdet Sezer, köşk bayrağını teslim ediyor. Yıllardır hakkında defalarca yazı yazan köşe yazarları da bugünkü köşelerinden Sezer'e veda etti.
Bekir Coşkun
Güle Güle Cumhurbaşkanım...
Devlet adamı "gelişinden" değil "gidişinden" bellidir.
Bir manevi yolun iki yanına dizilmiş insanlar, dudaklarında dua, gözlerinde yaşla uğurluyorlarsa devlet adamını...
Yüreğinde yurtseverlik olan herkes "teşekkür" ediyorsa...
Eller sallanıyorsa arkasından...
Fısıltılar onun gidişinin ülkemiz için bir güven kaybı olduğunu durmadan tekrarlıyorsa...
Ne yapacaksınız...
Arkasında yolsuzluk dosyaları onu kovalamadıysa...
Ne gelirken, ne giderken, sorgulanmaktan korunmak için bir "zırha" gereksinim duymadıysa...
Aslında rejimi yıkmak istemediğini anlatmak zorunda kalmadıysa...
Onu ikinci cumhuriyetçiler sevmediyse...
Tarikatlar, mollalar ona kızdılarsa...
Ve yobaz gidişini bayram sayıyorsa...
O benim Cumhurbaşkanımdır...
Yılmaz Özdil
Yüreksizler için kolay hedefti...
Ne onu oraya getiren "or" rütbesi vardı omuzlarında, ne de saldırıya uğradığı zaman ortalığı ayağa kaldıracak, savunacak partisi.
Bana sorarsanız, bi araba laf yazılıyor ama, Ahmet Necdet Sezer'in en önemli özelliği buydu...
Cumhuriyet tarihinde, arkasında ordusu veya partisi olmayan ilk ve tek cumhurbaşkanı.
O nedenle, kurucu Mustafa Kemal'den sonra, en zor görevi kim yaptı derseniz... O yaptı.
Kolay hedefti.
Tek başına geldi.
Tek başına gidiyor.
Savunmasız görüp kıyasıya çullananlara karşı "neyi korumaya çalıştığını" ise, gazeteler yazmadı, tarih dede yazacak... Eminim
Oktay Ekşi
Saygın adamın son günü
Sayın Sezer'in o 7 yılı aşkın görev süresi içinde yeri geldi, kendisini eleştirdik.
Ama yeri geldi, ülkemizde "hukuk devleti" ilkesini yaşama geçirme mücadelesi verdiği için;
Yeri geldi, laik Cumhuriyet'i sözüyle değil özüyle de benimsemiş bir Cumhurbaşkanı olduğu için;
Yeri geldi, birinci gün koyduğu sadelikten zerre kadar sapmadığı için;
Yeri geldi, Cumhurbaşkanı yakını olmanın sağlayabileceği avantajları aile bireyleri başta olmak üzere hiç kimsenin kullanmasına izin vermediği için övdük.
...Sezer ulusumuzun büyük çoğunluğunun gönlünde yer tutmayı bildi. "Saygıdeğer bir Cumhurbaşkanımız var" dedirtti. Onu saygıyla ve alkışla uğurluyoruz.
Muharrem Sarıkaya
Sezer'i uğurlarken...
Olay bir süre önce Ankara'nın büyük bir alışveriş merkezinde geçiyor.
Bir bayan, arkadaşıyla sohbet ederek rafların önünden geçerken, dikkatli bakmadan bir paket ekmek almak için uzanıyor.
Tam bu sırada bir başka el aynı pakette yakalıyor.
İki el paketi bir-iki saniye çekiştirirken her ikisi birden diğer elin sahibinin kim olduğunu anlamak için yüz yüze bakıyor.
Bayan elindeki paketi anında diğer ele bırakmakla kalmayıp, geri adımla hazır ol pozisyonu alıyor.
Ağzından titrek ses tonuyla iki kelime dökülüyor:
"Sayın Cumhurbaşkanım!.."
Yaşanan olay aslında Sezer'i tanımlamaya yeterli.
Fikret Bila
Sezer'i uğurlarken
10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i Çankaya'dan uğurluyoruz.
Sezer, Çankaya'da görev yaptığı 7 yıl 3 aylık süre boyunca büyük Atatürk'e yaraşır duruş sergiledi. Bu yönüyle tarihteki yerini alacaktır.
Sezer, sağlam kişiliğe sahip bir devlet adamıydı. Siyasi rüzgârlara göre eğilip bükülmedi. Atatürk'ü ve Anayasa'yı esas alarak çalıştı.
Anayasa'da bulunan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesini ve temel nitelikleri özenle korudu. Ettiği yemine sadık kaldı.
Sezer'in Atatürk'ü çok iyi anlamış bir devlet adamı olduğunun kanıtı, "laiklik" ve "ulus" anlayışıydı. Cumhurbaşkanı olarak, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin bu iki temel üzerinde yaşam bulduğunun bilincindeydi.
Sezer ve ailesi, Çankaya'da ve halkın gönlünde iyi bir iz bırakarak ayrılıyorlar.
Bundan sonraki yaşamlarında Sezer ve ailesine sağlık ve mutluluk diliyoruz.
İsmet Berkan
Sezer veda ederken
Sezer, Köşk'te kendini halka beğendirmek için en ufak bir jest bile yapmadı. Ama buna rağmen onun 'fanatik' denebilecek taraftarları var, acaba bunu nasıl izah etmeli?
Bana soracak olursanız Sezer'in özellikle son beş yılda Köşk'te sergilediği muhalif tutum, onu bir anlamda Türkiye'nin ana muhalefet lideri yaptı. O yüzden de Sezer ismi sokaktaki insanlarda aşk veya nefret gibi kuvvetli duygular yaratıyor.
Murat Yetkin
Güle güle Sezer
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile ilk kez Anayasa Mahkemesi Başkanı seçildiğinde, makam odasında yüz yüze geldim. Mutlu Esendemir ile birlikte gittiğimiz 'hayırlı olsun' ziyaretinden çok iyi izlenimlerle döndüğümü hatırlıyorum.
Bütün iniş çıkışlara karşın, Sezer'in yedi yılında Türkiye'nin bilançosu pozitiftir. Laik rejim tartışmaları artmıştır, ancak Türkiye yedi yıl öncesine göre siyaset, ekonomi ve demokrasi konularında daha güçlü durumdadır. Bunda yürütmenin başı olarak Sezer'in payı vardır.
Sezer iz bırakan bir cumhurbaşkanı oldu. Güle güle Sezer. Şimdi iz bırakma sırası Gül'de.
Derya Sazak
Son Atatürkçü
Sezer, Çankaya'dan toplumda geniş bir çoğunluğun sevgisini kazanmış, iyi izler bırakmış, dürüst bir hukuk adamı olarak iniyor.
Sezer'in 2003'te Türkiye'yi savaşın dışında tutmaya dönük politikasının ekonomiye etkisi, Şubat 2001 krizinin etkilerini unutturmuştur.
AKP ilişkilerinde "hükümeti frenleyen" bir misyona sahip gözükse de Sezer, Çankaya'nın anayasal yetkilerini parlamenter rejimin sınırları içinde tutarak, Özal ve Demirel örneklerindeki gibi "icraat"ta başbakanlarla yarışan bir cumhurbaşkanı profili çizmemiştir. Askeri kışkırtmaktan uzak durmuştur.
"Son Atatürkçü" 10. Cumhurbaşkanı Sezer'i saygıyla anacağız.
undefinedundefined