HABER

Sezgi Kırıt'ın katil zanlıları hakim karşısında

Antalya'da Facebook'tan tanıştığı Osman Küçük ile buluşan ve vücuduna uyuşturucu enjekte edildikten sonra tecavüze uğrayarak hayatını kaybeden Sezgi Kırıt'ın katil zanlıları hakim karşısında.

Sezgi Kırıt'ın katil zanlıları hakim karşısında

Antalya'da 31 Ağustos 2009 günü ekmek almak için evden ayrılan Sezgi Kırıt, Facebook'tan tanıştığı Osman Küçük ile buluştu. Osman Küçük, Sezgi Kırıt'ı iş arkadaşı Ali Karpi'nin evine götürdü. İddiaya göre burada vücuduna uyuşturucu enjekte edilen Kırıt, 3 kişinin şiddet ve tecavüzüne uğradı. Aynı gece evde yaşamını yitiren Sezgi Kırıt'ın cesedi, üzerindeki giysiler çıkartılarak, Isparta yolunda bir araziye bırakıldı. Sezgi Kırıt'ın cesedi 10 gün sonra bulundu.​

Kimliği saptanamayan ceset, iddiaya göre Adli Tıp'ta yapılan otopside de şüpheli bir durum çıkmayınca 'Kimsesizler Mezarlığı'na gömüldü. Aile ise sahipsiz bir ceset bulunup gömüldüğünü 40 gün sonra öğrenince, mezar açılıp ceset çıkarıldı. Yapılan incelemede cesedin Sezgi Kırıt'a ait olduğu anlaşılınca soruşturma başlatıldı.

GÖZALTINA ALINIP SERBEST BIRAKILDILAR

Olayla ilgili şüpheliler Osman Küçük, Mehmet Mutlu Kurtlar, Ali Karpi ve Emine Karpi gözaltına alındı. İfadelerinde birlikte alkol alıp uyuşturucu kullandıklarını anlatan şüpheliler, kızın ölmesi üzerine cesetten kurtulmak istediklerini ve araziye attıklarını söyledi. Adli Tıp otopsi raporunda da 'tecavüz ve darp bulgusu belirtilmediği için şüpheliler serbest bırakıldı.

Ancak Sezgi'nin ailesinin avukatı Sibel Önder olayın peşini bırakmadı. Şüphelilerden biriyle sosyal paylaşım sitesinde arkadaşlık kuran Sibel Önder, yeni delillere ulaştı ve olayın Ulusal Kriminaloji'ye taşınmasını sağladı. Buradan aylar sonra gelen raporda, olayın 'Zorlamalı ölüm ve Tecavüz' olduğu belirtildi.

EVİN SAHİBİ SANIK ÖLDÜ

Bu arada Sezgi Kırıt'ın tecavüze uğrayıp öldüğü evin sahibi olan şüphelilerden Ali Karpi 1 Kasım 2014 tarihinde vefat etti. Diğer 3 sanık hakkında ise, 'mağdurun ölmesine neden olacak şekilde çocuğun istismarı, cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından Antalya 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

DİRENCİNİ KIRMAK İÇİN ALKOL VE UYUŞTURUCU VERMİŞLER

Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Emine Karpi olayın meydana geldiği akşam odasına çekilip yattıktan sonra, şüpheliler Osman Küçük ve Mehmet Mutlu Kurtlar'ın, vefat eden şüpheli Ali Karpi ile birlikte alkol alıp uyuşturucu madde içmeye başladıkları öne sürüldü. Daha sonra bu kişilerin cinsel ilişkiye girmek istedikleri kıza direncini kırmak amacıyla alkollü içki ile uyuşturucu madde verdikleri belirtilen iddianemede, sanıklardan Osman Küçük ile Mehmet Mutlu Kurtlar'ın maktul ile rızası dışında cinsel ilişkiye girdikleri kaydedildi. Maktulün ilişki sonrası belirlenemeyen bir nedenle yaşamını yitirmesi üzerine, sanıkların ertesi gün adli makamlara haber vermek yerine maktule ait cesedi yıkayıp bir valize koyduktan sonra kiraladıkları bir araçla Isparta'nın Gönen ilçesi Köçtepe Köyü Kumluktaşı Mevkisindeki boş araziye götürüp bıraktıkları kaydedildi.

AĞIRLAŞTIRILMIŞ ÖMÜR BOYU İSTEMİ

Sanıklardan Osman Küçük ile Mehmet Mutlu Kurtlar'ın, 'mağdurun ölümüne neden olacak şekilde çocuğun cinsel istismarı, cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu hapisle, Emine Karpi'nin de bu suçlara yardımcı olduğu iddiasıyla 24 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. 7 yıl sonra açılan davanın ilk duruşması, yarın görülecek.

KADINLARIN MÜDAHİLLİK TALEBİ

Sezgi Kırıt'ın öldürülmesiyle ilgili açılan davaya, Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu da müdahil olmak için talepte bulunacak. Kurul üyelerinden avukat Aylin Onursev, yarın görülecek davanın ilk duruşmasına katılıp müdahil olacaklarını söyledi. Onursev, müdahillik taleplerinin kabul edilmesini umduklarını belirtti. Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği de Sezgi Kırıt davasını takip etmek için Antalya Adliyesi'nde hazır olacaklarını duyurdu.

'SEZGİ'NİN ÇIĞLIĞINI TÜM DÜNYA DUYACAK'

Uzun uğraşlar sonucu dava açılmasını sağlayan, Sezgi Kırıt'ın ailesinin avukatı Sibel Önder DHA muhabirine yaptığı açıklamada, "Sezgi öldüğünde kimse sesini duymadı. Çünkü yanında kimsesi yoktu. Ama artık Sezgi'nin çığlığını tüm dünya duyacak. Çünkü Sezgi artık benim. Onun sesi olacağım. Ben bundan sonra da tüm mücadelemi katledilen kadınlar adına sürdüreceğim" dedi.

BEN BU CİNAYETE BİR BAŞLIK BULAMIYORUM

Antalya'da 2009 yılında bakkala gitmek için evden ayrılan ve çıplak cesedi 10 gün sonra Isparta'da bulunan Sezgi Kırıt'ın avukatı Sibel Önder, yarın Antalya 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek dava için kente geldi. Antalya Havalimanı’nda açıklamalarda Sibel Önder, “Bundan sonra kadınlara kalkan ellere dur denilmesi gerektiğini herkes bilecek” diye konuştu.

Yedi yıl boyunca olayın şüphelilerinin tutuklanmadığını anlatan Sibel Önde, "Kardeşimin katilini bulun" diye feryat eden Sezgi’nin ablası Sevgi Kırıt’ın kendisine ulaşmasıyla bu olayla tanıştığını söyledi.

Sezgi’nin cesedi bulunduğunda 15 yaşında 41 kilo ağırlığında bir kız çocuğu olduğunu anlatan Sibel Önder, “Sezgi’nin çığlıklarını o gece kimse duymamış olabilir. Ancak artık Sezgi bendim. Artık Sezgi hepimiziz. Katledilen bütün kadınlar adına savaşımız devam edecek” dedi.

"BEN BU CİNAYETE BİR BAŞLIK BULAMIYORUM"

Sezgi ortadan kaybolduktan sonra ailenin haber alamayınca kayıp bildiriminde bulunduğunu, ancak 24 saat geçmediği için kayıp olarak değerlendirilmediğini belirten Sibel Önder, “Belki de onu el birliğiyle öldürdük. Sezgi’nin ailesi kaybolmasının üzerinden 24 saat geçtikten sonra aranmaya başladı. Ama artık Sezgi için her şey çok geçti. Sezgi’nin cesedi üzerinde yapılan otopsi de maalesef üstün körü yapıldı. Çünkü Sezgi kaybolduğu zaman bir hayat kadınının kaybolduğuna dair bir bilgi gelir. Sezgi’nin üzerinde birden fazla sperm çıkınca değerlendirmeye alınmıyor. Sanki hayat kadınları insan değil. Sadece bu yüzden tecavüze uğruyor insanlar. Ben bu cinayete bir başlık bulamıyorum” dedi.

BİR GÜN SONRA TAHLİYE EDİLDİLER

Şüphelilerin yakalanıp tutuklandıktan bir gün sonra tahliye edildiğini anlatan Önder, şöyle devam etti:

"Şahısların ikrarına rağmen, biz uyuşturucu verdik, alkol verdik birlikte olduk demelerine rağmen adli tıptan çıkan sonuçta Sezgi’nin cesedinde alkol ve uyuşturucu bulunmadığına dair rapor verilmesi nedeniyle 7 sene boyunca savaşmak durumunda kaldık. Bu süreçte 7 savcı değişti. Her birine dört klasörden oluşan olayı tam savcılar anladığında tayinleri çıkıyordu. Gerçek anlamda bu dosyanın üzerine ben gönlümü koydum. Bütün hukuki bilgilerimi buna adadım. Bu konuda son savcımız Murad Kaya çok ciddi bir çalışma yaptı. Sezgi’nin ölüm nedeninin tespiti için dosyanın örneğinin Ulusal Kriminal Büro’ya gönderilmesine karar verildi. Ulusal Kriminal Büro tarafından 21 Mart 2016 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporunda ise maktulün ölümünün yaşı ve fizyolojik durumu nedeniyle doğal ölüm olarak kabul edilemeyeceği belirtildi. Raporda ölümün zorlamalı ölüm sonucu meydana geldiği belirtildi. Ve yargılamanın önü açıldı. Belki de Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik. Birden fazla erkeğin tecavüzü işkence olarak değerlendirildi. Sezgi için yarın kimler için olacak, ama ben bu uğurda avazım çıktığı kadar bağıracağım, gücüm yettiği kadar da uğraşacağım.”

Bu olayın aydınlatılmasıyla ilgili mücadeleye kadın örgütleri başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinden büyük destek verildiğini de anlatan Sibel Önder, “Sessizlerin ve mazlumların sesi olmaya ant içtim. Bundan sonra kadınlara kalkan ellere dur denilmesi gerektiğini herkes bilecek” dedi.

DHA

En Çok Aranan Haberler