İSTANBUL (İHA) - Acıbadem Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Aydoğan Lermi, sıcak çarpmalarının, genellikle kalabalık ortamlarda, şehir gezileri sırasında, kapalı mekanlarda veya araba içinde mahsur kalmalar sonucunda ortaya çıktığını bildirdi.
Normalde vücudun, değişen iklime birkaç günde adapte olduğunu, bunu terleyerek, metabolizmasını düzenleyerek, kalp atım hızını ve dolaşan kan hacmini ayarlayarak yaptığını belirten Dr. Aydoğan Lermi, sıcak çarpmalarının en ileri ve en tehlikeli halini, 'sıcak inmeleri' olarak açıkladı. Dr. Lermi, çocukların, yaşlıların, gebelerin, şikayetlerini ifade edemeyen kişilerin, hareket kabiliyeti azalmış ve bakıma muhtaç insanların, sıcak çarpmalarında risk grubunu oluşturduğunu kaydetti.
Dr. Aydoğan Lermi, İHA'ya yaptığı açıklamada, sıcak çarpmalarının, vücut ısısının düşürülememesi sonucu ortaya çıkan ve kimi zaman ölümcül olabilen durumlar olduğunu söyledi. Sıcak çarpmalarının, sanıldığının aksine, genellikle kalabalık ortamlarda, şehir gezileri sırasında, kapalı ortamlarda veya araba içinde mahsur kalmalar sonucunda ortaya çıktığına dikkat çeken Dr. Lermi, sıcak çarpmaları için en önemli faktörün, ani iklim ve ısı değişiklikleri olduğunu vurguladı. Seyahatler sebebiyle ortaya çıkan bu tür iklim değişikliklerine uyum için zaman gerekli olduğunu ifade eden Dr. Lermi, sıcak çarpmalarının 60 yaş üstü kişiler, 0-24 aylık bebekler ve şişmanlar arasında sık görüldüğünün altını çizdi. Dr. Aydoğan Lermi, alkol ve uyuşturucu kullananların, su kaybına sebep olan herhangi bir hastalığı bulunanların ve diyabet, kalp, akciğer ve böbrek hastalarının, sıcak çarpma vakasına maruz kalabileceği uyarısında bulundu. Dr. Lermi ayrıca, kalp, akciğer, astım, tansiyon ve uyku ilaçlarıyla, bazı antibiyotiklerin ve ateş düşürücülerin de riski arttırdığını savundu.
VÜCUDUN ORTAM ISISINA ALIŞMA SÜRECİ Vücudun terle hem su hem de tuz kaybettiğini anlatan Acıbadem Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Aydoğan Lermi, şunları söyledi:
"Ortama alışmak ve vücut ısımızı ortama göre ayarlamak birkaç gün alır. Vücudumuzun ortam ısısına alışması birkaç basamaklı bir süreçtir. İlk basamakta, sıcak nedeniyle cilt damarları genişler, cilt kızarır ve bu yolla ısı azaltılmaya çalışılır. Bu dönemde kan ciltte toplanır, tansiyon düşer ve baygınlıklar görülebilir. Çocuklarda vücut ısısını ayarlamak daha zor olduğundan, sıcağa karşı daha hassastırlar. İkinci basamakta terleme yoluyla vücut ısı kaybetmeye çalışır. Bu dönemde de su ve tuz kaybı olur. Eğer yeteri kadar su ve tuz takviyesi yapılmazsa aşırı halsizlik, yorgunluk, kas spazmları, şuur bozuklukları ve bayılma atakları başlar. Normalde vücudumuz, değişen iklime birkaç günde adapte olur. Bunu terleyerek, metabolizmasını düzenleyerek, kalp atım hızını ayarlayarak, dolaşan kan hacmini ayarlayarak yapar."
SICAK BAYILTIYOR
Sıcağa bağlı baygınlıkların, sıcak çarpmalarının en sık görülen ve en hafif şekilleri olduğunu ifade eden Dr. Aydoğan Lermi, "Genellikle aşırı sıcak ve rutubetli havalarda kalp, akciğer, böbrek rahatsızlığı olanlarda veya diüretik gibi ilaç kullananlarda ortaya çıkar. Kısa süre içinde göz kararmaları, baş dönmesi fenalık hissi ve soğuk terlemenin ardından baygınlık ve şuur kaybı ortaya çıkar. Bu durumdaki hasta, olduğu yere yatırılmalı, ayakları yukarı kaldırılarak beyne kan gitmesine çalışılmalı, solunum yolu açık tutulmalı ve hasta uygun bir ortama taşınmalıdır" dedi.
SIVI VE TUZLU GIDALAR VERİLMELİ Sıcak çarpmasının en sık görülen şeklinin 'sıcak yorgunluğu' olduğunu belirten Dr. Lermi, "Sıcağa ve rutubete bağlı olarak aşırı su ve tuz kaybına rağmen vücut ısısının düşürülememesi sonucu ortaya çıkar. Ortam ısısına ve neme bağlı olarak saatler içinde ortaya çıkar. Hasta terli ve halsizdir, hastanın uygun ortama alınması, su ve tuz kaybının karşılanmasıyla şikayetler hızla geriler. Tedavi için ağızdan sıvı ve tuzlu gıda vermek çoğunlukla yeterli olur" diye konuştu.
'SICAK İNMELERİ' ÇOK TEHLİKELİ
Sıcak çarpmalarının en ileri ve en tehlikeli halinin 'sıcak inmeleri' olduğunu kaydeden Dr. Aydoğan Lermi, "Aşırı terleme ve su - tuz kaybına rağmen vücut ısısı kontrol edilemez ve sonunda vücudun ısı merkezi iflas eder. Hastanın ateşi 40 derecenin üstündedir, terleme yoktur, cilt kurudur, kızarıktır, bilinç bulanıktır ve kişi sıklıkla halüsinasyonlar görür, kişilik değişiklikleri, sara atakları ve nörolojik bozukluklara sık rastlanır. Hasta genellikle hızlı bir şekilde komaya girer. Sıcak inmesi, sıcak çarpmalarının en ileri formudur ve çok acil bir durumdur. Hastanın su ve tuz kaybının serumla hızlı bir şekilde karşılanması, hastanın hızlı bir şekilde soğutulması gerekir. Bu durumdaki hastaya ağızdan su vb. maddeler verilmeye çalışılmamalıdır" ifadelerini kullandı.
RİSK GRUBU
Çocuklar, yaşlılar, gebeler, şikayetlerini ifade edemeyen insanlar, hareket kabiliyeti azalmış ve bakıma muhtaç insanların, sıcak çarpmalarına karşı hassas ve aday insanlar olduğunu hatırlatan Dr. Lermi, "Bu insanların sıcak ve rutubetli ortamlarda (hamam, sauna, araba, direkt güneş ışığı, kapalı ortam, vb.) yalnız bırakılmamaları gerekir. Kapalı bir arabada güneş altında geçirilen bir saat bile, bir çocuğun veya bir yaşlının sıcak çarpmasından hayatını kaybetmesi için yeterli olabilir" diye konuştu.
ALINACAK TEDBİRLER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Aydoğan Lermi, alınması gereken tedbirleri ise şöyle sıraladı:
"Özellikle yaşlı, gebe, çocuk, debil, bakıma muhtaç ve şikayetini anlatamayan kimselerin yeterli su ve tuz almaları sağlanmalı. Sıcak ortamlarda uzun süre bırakılmamalılar. Aşırı aktivite ve egzersizden uzak tutulmalılar. Sık sık serin ortamlarda dinlendirilmelidirler. Giysiler tek katlı, açık renkli, ter emici, hava dolaşımı sağlayacak kadar bol olmalıdır."