Sıcak hava dalgası bu yıl birçok ülkeyi adeta esir aldı. Yüksek hava sıcaklığı günlük yaşamı olumsuz etkilerken; ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) Goddard Uzay Araştırmaları Enstitüsü’nden (GISS) bilim insanları, geride kalan temmuz ayında dünyada sıcaklık rekoru kırıldığını açıkladı. NASA’dan yapılan açıklamada; sıcaklık kayıtlarının 1880’den beri tutulduğu hatırlatıldı ve son 143 yıldaki en sıcak 5 Temmuz’un, son 5 yıl içinde yaşandığı kaydedildi. Temmuz 2023’ün, tüm temmuz aylarından 0,24 derece ve 1951-1980’deki temmuz ayı sıcaklık ortalamasından 1,18 derece daha yüksek olduğu belirtildi.
Küresel iklim değişikliğinin Türkiye’yi önemli ölçüde etkileyeceğini vurgulayan
İstanbul Teknik Üniversitesi’nden (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı, Afet Yönetimi Enstitüsü ve İklim Değişikliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Türkiye’nin küresel iklim değişikliğinden nasıl etkileneceğini şöyle anlattı:
İklim değişikliğine turizm, göç, tarım diye baktığımız zaman Türkiye’nin bazı yerlerinin avantajlı, bazı yerlerinin dezavantajlı olduğunu görüyoruz.
Türkiye’de iklim değişikliği ile yağışların artacağı tek yer; Karadeniz Bölgesi. Sıcaklıklar kıyıda artıyor ama yine de dağlar yükseldikçe, özellikle 1500 metre ve üzeri, çok fazla etkilenmiyor.
İklim değişikliğinden turizm sektörünün de etkileneceğini, sıcak hava nedeniyle deniz turizminin gözden düşeceğini belirten Prof. Dr. Kadıoğlu, şöyle devam etti:
Sıcak hava dalgaları, kent ısı adası etkisi derken kaçılacak yer aslında 1500 metre üzeri; Karadeniz. Burası cennet. Zaten Araplar için cennet burası. Bizim milletimiz ise sıcaktan kaçıp, daha sıcak yere gidiyor.
Bazıları benim gibi erken geliyor. İklim değişikliğinden en çok etkilenecek sektör özellikle kış turizmi, sonra yaz turizmi oluyor. Çok sıcak aylarda Karadeniz’e hücum olacak. Bunun yanında tarım da çok büyük problem.
Karadeniz göç alacak ve bunu fırsata çevirmek için çalışmak gerekiyor. Bu şansı, fırsata çevirmenin tek şartı var; doğayı korumak. Turizmin ham maddesi doğadır, doğayı korumazsanız turizm olmaz.
Karadeniz, ekolojik turizme, doğa turizmine hatta gastro turizme açılabilir. Bunu Araplar fark etmiş. Türkler de yakında fark edecek.
İç ve dış göçler, belli bir yere yoğunlaştığı zaman; orası hiçbir vakit bunu kaldıramaz. Sonsuz göçü kaldırabilecek hiçbir kent yok.
O yüzden Karadeniz’in, Trabzon ve ilçelerinin bir limiti olması lazım. Trabzon’un gelecekteki trendleri yakalayacak şekilde iyi planlanması gerekiyor.