Uludağ Grand Yazıcı Otel'de 9. Uludağ Onkoloji Sempozyumu düzenlendi. Uludağ Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi ile Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalları tarafından düzenlenen sempozyuma çeşitli üniversitelerden bilim adamları katıldı. Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Engin, her yıl Uludağ Üniversitesi Radyoterapi Merkezi'nin kuruluş yıl dönümünde farklı disiplinlerle düzenlenen sempozyumda "Kemik ve Yumuşak Doku Tümörleri" konusunun ana tema olarak işlendiğini belirtti.
Engin, "Sempozyumun birinci gününü kötü huylu beyin tümörüne ayırdık. Kötü huylu beyin tümörleri bizim en sıkıntılı olduğumuz tümör cinsi. Çok sayıda çalışma yapılmasına rağmen hala ortalama sağ kalım bir yıl dolaylarında. Diğer bazı alt grup beyin tümörlerinde sağ kalım beklentileri olabiliyor; ama kanserin genelinde olduğu gibi bu konuda çözüm hücre yapısı ve biyolojisinde bulunacak sanıyoruz. Buna karşılık kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi anlamda büyük gelişmeler sağlandı. Radyoterapide son yıllarda ortaya çıkan yeni donanımlar sayesinde çevre dokulara zarar vermeksizin tümör dokusuna odaklanabiliyoruz. Kemoterapideki yeni ilaçlar ve tümördeki birtakım hedeflere yönelik tedaviler gündeme geliyor. Dolayısıyla şu andaki durum tam istediğimiz gibi olmasa da özellikle biyolojide ve teknolojideki gelişmelerin katkısı ile önümüzdeki dönemde kansere karşı daha iyi sonuçlar alabileceğimizi sanıyoruz" diye konuştu.
Sempozyuma konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Mehmet Zarifoğlu, baş ağrıları konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Zarifoğlu, bulantı, kusma ve çift görme gibi bulguların ortaya çıkmasının kırmızı alarm olarak kabul edilebileceğini söyledi. Türkiye'de nüfusun yüzde 64.6'sının belirli dönemlerde baş ağrısı çektiğini ifade eden Zarifoğlu, beyin tümörleri belirtisinin baş ağrısı ile ortaya çıkabileceğine dikkat çekti. Sempozyumun onur konuğu Prof. Dr. Erhan Oğul da, beyin tümörlerinin genetik kökenli olabileceği gibi, çevre kirliliği, kanserojen kimyevi maddeler ve radyasyon alan ya da ışınlarına maruz kalan kişilerde de görülebildiğini, mobil telefonların etkisinin ise tartışmalı olduğunu bildirdi.
(İHA)