Gelişmiş ülkelerde iş günü kaybına yol açan hastalıklar arasında 2. sırada yer alan bel ağrıları, üretim azalmasını etkileyen en önemli faktör olarak kabul ediliyor. Toplumun yüzde 80'inde hayatın herhangi bir döneminde bel ağrılarına rastlandığını kaydeden Memorial Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü'nden Op. Dr. Metin Güler, ağrıların görülme sıklığının en fazla 40 yaş civarında görüldüğünü belirtti. Güler, "Bel ağrıları, genellikle bel kaslarının veya omurgadaki bağların zorlanmasından oluşan kas-iskelet sisteminden kaynaklanan ağrılardır. Çok nadir olarak abse, enfeksiyon, artrit, primer veya metastatik tümörler gibi ciddi nedenlerle de oluşabilmektedir. En sık olarak gördüğümüz kas ve bağların tutulumuna bağlı oluşan mekanik bel ağrısı dediğimiz ağrılardır. Hastaların sadece yüzde 1'inde sinir kökü tutulumuna bağlı olan bel ağrıları görülmektedir" dedi.
Bel ağrılarının kadınlar ile erkekler arasında görülme sıklığı açısından bir farkı bulunmadığını ifade eden Güler, "Araştırmalara göre, kilo, vücut yapısı ve boy uzunluğu bel ağrılarını 1. dereceden etkiliyor. Ağır bedensel iş gücü gerektiren işlerde ve gün boyu bilgisayar karşısında oturmayı gerektiren mesleklerde daha sık bel ağrılarına rastlıyoruz. Örnek olarak inşaat işçilerini, öğretmenleri, bilgisayar karşısında çalışanları ve ağır vasıta sürücülerini gösterebiliriz" diye konuştu.
Sigaranın bel sağlığını yakından etkilediğini belirten Op. Dr. Güler, sigara içenlerde disk beslenmesi bozulduğundan bel ağrılarıyla bel fıtığı görülme riskinin arttığını söyledi. Dr. Güler, yapılan çalışmalar sonucunda düzenli egzersiz yapan ve sigara içmeyen kişilerde bel şikayetlerinin daha az olduğunun saptandığını açıkladı.