Prof. Dr. Göker, konuya ilişkin verdiği bilgide sigara içmenin akciğer kanserine yakalanma riskini arttırdığına dikkat çekerek, "Sigara içen insanlar tedaviye cevap verme konusunda çok daha fazla direniyor. Özellikle kanserli hücreyi yok etmeyi amaçlayan tedavilerde, sigara içmeyenler tedaviye hemen cevap verirken, sigara içenlerde bu süreç çok daha yavaş ilerliyor, hatta bazen gerçekleşmiyor" diye konuştu.
İnsanlarda akciğer kanserine karşı bir umursamazlığın olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Göker, "Sigara içenlerin akciğer kanserine yakalanma riski, içmeyenlere oranla 30 kat daha fazla. Ayrıca sigara içenler düzenli kontrol yaptırsalar dahi bulguları normal olmadığından dolayı daima daha ileri safhada müdahale etmek zorunda kalıyoruz" dedi.
Akciğer kanseri olmakla birlikte sigara içmeye devam eden hastaların Amerika'da tedavilerinin doktorlar tarafından başlatılmadığını ifade eden Prof. Dr. Göker, "ABD'deki uygulamanın Türkiye'de de yapılması gündeme gelmektedir. Ameliyatla kurtarılacak hastalar sigara yüzünden ameliyat olamıyor. Bu nedenle tedavinin hem maddi hem manevi boyutu artıyor" şeklinde konuştu.
Türkiye'de genç nüfusun fazla olmasından dolayı erken yaşta sigaraya başlama oranının diğer ülkelere göre 2-3 kat daha fazla olduğunu belirten Prof. Dr. Göker, şunları söyledi:
"Sigaraya ne kadar geç başlanırsa, akciğer kanserine yakalanma riski o kadar az olur. Bu nedenle gençlerimizin bu konuda çok dikkatli davranması gerekir. Merkezi İzmir'de olan Akciğer Kanser Derneği olarak bizim amacımız, ülkemizdeki akciğer kanseri hastaların sayısını azaltmaktır. Bunun da en temel yolu sigarayı bıraktırmaktan geçer. Biz sigarayı bıraktırma yolu olarak, yasaklamak yerine, kullanıcıyı ikna etmeye çalışıyoruz. Ayrıca Ege Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniğimizde sigarayı bırakma polikliniği var. Burada psikolog aracılığıyla profesyonel yardım sağlanıyor."