BAĞDAT (İHA) - Irak'ta Saddam Hüseyin yönetiminin devrilmesinden sonra, oluşturulacak yönetimde pay sahibi olmak isteyen yeni güç odakları ortaya çıktı. Bunları ana hatlarıyla, 'İslami partiler, laik siyasi örgütlenmeler ve etnik gruplar' diye sınıflandırmak mümkün. Genel manzaraya ve iktidardan pay alma ihtimaline göre bakıldığında ise en şanslı kesim Şiiler. Şiiler'den sonra büyüklüğü itibariyle yönetimde pay sahibi olmaya aday diğer gruplar ise Sünniler ve Kürtler.
İHA muhabirinin çeşitli kaynaklardan derlediği bilgilere göre, İslami partiler içinde en çok öne çıkan grup, Saddam Hüseyin döneminde yönetimde etkin rol oynamalarına izin verilmeyen Şiiler. Şiiler, siyasi süreci etkileme gücüne sahip başlıca dini grup. Irak nüfusunun yüzde 60'ını oluşturan bu grup, şimdi kitle gösterileriyle ve siyasi gruplarla sesini duyururken, yeni yönetimde ağırlıklı söz hakkı sahibi olmaya çabalıyor. Ancak bu talep etrafında birleşen Şiiler'in Irak'ın geleceğine dair beklentileri çeşitlilik gösteriyor. Kimileri İslami bir düzen isterken, kimileri de yabancı işgal kuvvetlerinin derhal çekilmesini savunuyor. Ayrıca, uzun yıllar sonra sürgünden dönen geleneksel kanattan din adamları da yeni nesil liderlerle rekabet halinde.
Irak'ta şu anda faal durumdaki laik veya milliyetçi grupların büyük bölümü, aslında Saddam Hüseyin döneminde faaliyetlerini sürgünde yürütüyordu. Son aylarda Irak'a dönen bu gruplar, hem ülke içinde fazla tanınmama ve taban sahibi olmama hem de Amerikan piyonları olarak görülmeleri açısından dezavantajlı. Ahmed Çelebi liderliğindeki Irak Ulusal Kongresi etkili gruplardan Ülke içinde ise Saddam Hüseyin döneminde Baas Partisi'nin toplumun her katmanında kökleşen yapısı dolayısıyla diğer partilerin varlığı hissedilmiyordu. Zira ülkede resmi dairelerde veya devlet bağlı kuruluşlarda belirli bir konuma gelebilmek için Baas Partisi üyeliği şarttı. Şimdi ise, feshedilen Baas Partisi'nin bazı yetkilileri, yeni yönetim yapıları içinde rol alıyorlar.
ETNİK GRUPLAR Kürtler, Asuriler ve Türkmenler gibi Arap olmayan gruplar, Irak nüfusunun yüzde 20 ila 25'ini oluşturuyor. Çoğunluğu ülkenin kuzeyinde yaşayan etnik grupların sayıca en büyüğü ise Kürtler. Ülkenin kuzeyindeki iki ayrı siyasi örgütlenme ile kendi toplulukları içinde oturmuş bir destek tabanına sahipler, ancak bu, ulusal çapta iktidara talip olmaları için yeterli değil.
Kürtler, 1991'deki Körfez Savaşı'ndan bu yana ABD ve İngiltere'nin denetlediği uçuşa yasak bölge uygulaması sayesinde Saddam Hüseyin'den korunarak neredeyse altın çağlarını yaşadılar. Şimdi ise merkezi hükümet içinde pay sahibi olmak ve şu ana kadar sahip oldukları özerk yetkileri garantiye alacak bir federal yönetim yapısı istiyorlar.
Iraklı Kürt liderler denetiminde binlerce silahlı peşmerge var Kürtler, Irak'taki savaş sırasında da ABD güçleri ile işbirliği içinde çalıştılar, hatta Musul ve Kerkük kentlerine Amerikan askerlerinden önce girdiler.
Türkiye ise Kürtler'in bölgede bağımsız bir yapı oluşturmasının kendi topraklarında milliyetçi akımları güçlendirebileceği endişesiyle bu taleplere şiddetle karşı çıkıyor. Asuri ve Türkmenler de kendi taleplerini duyurmak üzere etnik yönelimli siyasi düzenlemeler oluşturuyorlar.
KDP LİDERİ MESUT BARZANİ Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi KDP, Irak siyasetinde 50 yılı aşkın süredir en etkili güçlerden. Partinin denetiminde 20 bin kadar peşmerge bulunuyor ve gerektiğinde bu sayının hızla arttırılabileceği düşünülüyor.
Mesud Barzani, 1946'da İran'da doğdu. Barzani'nin dünyaya geldiği Mehabad bölgesinde, bu sırada SSCB'nin desteğiyle Kürt Cumhuriyeti kurulmuştu. Bu kısa ömürlü devletin ordusunun başında, KDP'nin kurucusu ve başkanı olan babası Mustafa Barzani vardı. Kürtler arasında saygın bir lider olan Molla Mustafa Barzani, devlet girişiminin bir yıl sonra başarısız olması ardından Sovyetler Birliği'ne kaçtı. O zamanlar küçük yaşlardaki Mesud ise Irak'a gitti. 1958'de krallığın yıkılması ile Mustafa Barzani de Irak'a döndü. Bundan bir kaç yıl sonra da Kürtlere talep edilen hakları vermeyi reddeden Irak yönetimine karşı silahlı ayaklanma başlattı.
1970'te Baas iktidarı ile Kürtler arasında sağlanan ve Kürtlere özerklik hakları verilmesini öngören 11 Mart Anlaşması'nın müzakere heyetine Mesud Barzani babasıyla birlikte katıldı. Molla Mustafa Barzani'nin 1979'da ölümü ardından Mesud Barzani, KDP'nin yönetimini ele aldı. 1991'deki Körfez Savaşı sonrasında bölgenin uçuşa yasak bölge ilan edilmesi, Barzani ve partisi açısından olumlu etki yaptı. Barzani'nin, Kürdistan Yurtsever Birliği ile yaşadığı rekabet, çoğu zaman silahlı çatışmalara dönüştü.
1987'de KDP, KYB (Kürdistan Yurtsever Birliği) ve altı parti birleşerek Irak Kürt Cephesi'ni kurduklarında, bu sürtüşmeler bir süreliğine rafa kalktı. Bölgenin liderliği için yapılan seçimler sırasında hem Barzani hem KYB lideri Celal Talabani aday olunca yeniden patlak veren gerginlik, 1994'te KYB, KDP'yi ortak yönetim merkezi olan Erbil'den sürünce, tam bir sıcak savaşa dönüştü. Barzani, Talabani'yi yakalamak için Irak ordusundan yardım istedi. Talabani ise İran'dan destek almaya girişti.
Sonuç olarak bölge, partiler arasında ikiye bölündü. Taraflar, 1998 yılı Ağustos ayında ABD arabuluculuğunda bir anlaşma imzaladı. O zamandan bu yana da çıkarları doğrultusunda paralel hareket etmeye gayret ediyorlar. Mesud Barzani şu anda Irak Yönetim Konseyi üyelerinden biri.
KYB LİDERİ CELAL TALABANİ Celal Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtsever Birliği, bölgede geleneksel olarak hakim konumda olagelen KDP'ye rakip olacak biçimde silahlı milis güçler oluşturdu. 1975'te kurulan KYB, şu anda kendisini modern, sosyal demokrat bir parti olarak tarif ediyor. Üye sayısı da parti yetkililerine göre 150 bin civarında.
Talabani siyasi hayatına KDP saflarında başlamıştı. Parti belgelerinde, KYB'nin kuruluş amacı, 'Kürt toplumunu modern ve demokratik bir çizgi doğrultusunda yeniden inşa etmek ve yönlendirmek' olarak tarif ediliyor. Talabani, Irak siyasetinde en uzun süredir yer alan isimlerden biri. Bağdat Üniversitesi'nde hukuk eğitimi alan Talabani'nin şartlara göre sık sık müttefiklerini değiştirebildiğine dikkat çekiliyor.
Parti, Süleymaniye merkez olmak üzere Kuzey Irak'ın güneydoğu kanadını denetimi altında tutuyor. KYB'nin denetiminde de 20 bin kadar silahlı peşmerge var. 1933'te doğan Talabani, siyasi kariyerine 1950'lerde KDP'nin öğrenci kanadının kurucusu ve lideri olarak başladı. KDP lideri Mustafa Barzani ile görüş ayrılığına düşmesi sonrası KDP'den ayrılarak KYB'yi kurdu. Bir yıl sonra da Bağdat hükümetine karşı silahlı mücadeleye girişti.
KDP - KYB rekabeti, bunu takip eden 30 yıl boyunca bölgedeki siyasi hayatın odağını oluşturuyordu. Kuzey Irak'ın Körfez Savaşı sonrası uçuşa yasak bölge ilan edilmesi, KDP ile kısa süren bir bahar havası yaşanmasına yol açtı. Taraflar 1992'de seçime giderek bölgede bir ortak yönetim kurdular. Ancak bu yönetimin başkanının kim olacağını belirlemek üzere yapılan seçimler yeni bir silahlı çatışma dönemini başlattı. 4 Ekim 2002'de ABD arabuluculuğuyla sağlanan anlaşmadan bu yana, iki parti ortak hareket etmeye gayret gösteriyor. Talabani, Irak Yönetim Konseyi'nin Kürt üyelerinden.
ASURİLER, TÜRKMENLER VE AŞİRET LİDERLERİ Asuriler, bölgede ilkçağda hüküm süren Asur ve Babil halklarının soyundan geliyorlar. Iraklı Asurilerin büyük bölümü Hıristiyan. Ancak aralarında Ortodoks, Katolik ve Protestan cemaatlerine bölünüyorlar. Asuriler, Baas rejimince ülkenin petrol bölgelerinde nüfusun çoğunluğunun Arap ve Sünniler'den oluşmasına yönelik çabalar dolayısıyla göçe zorlanan kesimlerden. Irak Yönetim Konseyi'nde Asuri Demokrat Hareketi'nden Yunadem Kana tarafından temsil ediliyorlar.
Nüfusları Kuzey Irak çevresinde yoğunlaşan Müslüman Türkmenlerin, Türkiye'yle dil ve kültürleri açısından yakın bağları var. Son dönemde bölgede Kürtler ve Türkmenler arasında yaşanan çatışmalar, zaman zaman ölümlerle sonuçlandı. Irak Türkmen Cephesi Türkmenleri temsil eden başlıca grup. Bu gerginlik, özelikle Kürtlerin denetimlerine bırakılmasını istedikleri Kerkük kentinin statüsü üzerinde yoğunlaşıyor. Her iki etnik grup da Saddam Hüseyin yönetiminin devrilmesinden bu yana kentin denetimini ele almak için rekabet halinde. Irak Türkmen Cephesi liderleri, zaman zaman bölgede düzenin sağlanması için Türkiye'den asker sevki talebini gündeme getiriyor. Türkmenler, Irak Yönetim Konseyi'nde Songül Çapuk tarafından temsil ediliyor.
Irak'ın dört bir yanında belli aşiret liderleri hala önemli ölçüde etki sahibi. Aşiretlerin özellikle ülkenin güneyinde oluşturduğu şuralar yeni yönetimin kurulması yolunda ilk tohumların atılması olarak yorumlanıyor. Saddam Hüseyin de iktidarı sırasında zaman zaman aşiretlerin desteğine başvuruyordu. Konsey üyeleri arasında biri Sünni diğer Şii iki aşiret lideri var.
Dicle ve Fırat nehirlerinin birleşmesi ile oluşan Şatt-ül Arap Nehri çevresindeki bataklık alanlarda yaşayan Şiilere, 'Bataklık Arapları' deniyor. Bataklık Arapları 5 bin yılı aşkın süredir bu bölgede yaşıyor ve geleneklerine bağlı bir hayat sürüyorlar. Bundan yaklaşık 10 yıl önce Bataklık Arapları'nın sayısı yaklaşık 250 bini buluyordu. Bunların büyük bölümü, Irak yönetiminin bölgedeki ayaklanmalara tepki olarak bataklıkları kurutmasından bu yana topraklarından ayrıldılar. Saddam Hüseyin sonrası dönemde de bu grup herhangi bir siyasi örgütlenmeye gitmiş değil.
IRAK YÖNETİM KONSEYİ Irak Yönetim Konseyi, 2003 Temmuzu'nda Geçici Koalisyon İdaresi tarafından kuruldu. Konseyin 25 üyesi de Amerikan idaresince atandı. Konsey, uzun süren pazarlıkların ardından, 2003 Eylül ayında 25 bakanlı bir kabine belirledi. Konseyin, bakanları atayıp görevden alabilmek ve bütçeyi kontrol etmek gibi bazı alanlarda önemli yetkileri var. Irak Yönetim Konseyi, Birleşmiş Milletler oturumlarına bir heyetle katıldı. Ayrıca Konsey, yeni Irak anayasasının hazırlanması için bir kongre oluşturulması çalışmalarına da nezaret ediyor. Anayasanın hazırlanması ardından egemenliğin yeni bir hükümete devri öngörülüyor. Ancak asıl yetkiler, hala Geçici Koalisyon İdaresi'nin elinde. İdare, operasyonlara dair güvenliği sağlıyor ve Konsey'in aldığı kararları veto etme yetkisine sahip.
Konsey üyelerinin büyük bölümü, Saddam Hüseyin döneminde sürgünde yaşayan muhalifler. Konseyin liderliğini, üyeler birer ay süreyle dönüşümlü olarak üstleniyorlar. Konsey'e yöneltilen en sert eleştirilerden biri de, 'bu grubun Irak halkını temsil niteliği bulunmayan dışarıdan gelme isimlerden oluştuğu' biçiminde.
Ülkenin zengin etnik ve dini gruplarını nüfusları oranınca temsil edecek biçimde belirlenen Konsey üyelerinin isimleri şöyle:
1. Samir Şakir Mahmud Sümeydi (Sünni): Es-sümeydi aşireti, Hazreti Muhammed'in soyundan geldiğini belirtiyor. Samir Şakir Mahmud, yazar ve girişimci olarak tanınıyor.
2. Songül Çapuk: (Türkmen): Çapuk, konseydeki 3 kadın üyeden biri. Mühendislik eğitimi alan Songül Çapuk öğretmenlik yapıyor. Kerküklü Çapuk ayrıca, kadın haklarını savunan örgütlerde görev alıyor.
3. Ahmed Çelebi (Irak Ulusal Kongresi) (Şii): Pentagon'dan destek gören Irak Ulusal Kongresi'nin lideri Çelebi, Amerikan yönetimine yakınlığı ve 45 yıl kadar Irak dışında yaşamış olması sebebiyle bazı Iraklılarca şüpheyle karşılanıyor. Eğitimini matematik alanında alan Çelebi, bankacı ve iş adamı olarak uzun bir kariyere sahip.
4. Nasır El Çadırcı (Sünni): Avukat olan Çadırcı, Ulusal Demokrat Parti'nin lideri. Çadırcı, Saddam Hüseyin dönemi boyunca Irak'tan ayrılmadı.
5. Adnan Paçacı, Eski Dışişleri Bakanı (Sünni): Paçacı, Saddam Hüseyin'in iktidara gelmesi öncesinde, 1965-1967 arasında Dışişleri Bakanlığı yaptı. Paşacı halen, Bağımsız Iraklılar Örgütlenmesi'nin lideri. Irak'ın BM'deki eski temsilcisi olan Paçacı'nın ABD Dışişleri Bakanlığı'nca tercih edilen bir isim olduğu belirtiliyor.
6. Muhammed Bahr El Ulüm (Şii): Liberal olarak değerlendirilen Necefli saygın din adamı ve ilahiyat uzmanı. 1991'de ailesinden pek çok kişinin Saddam Hüseyin tarafından öldürülmesi üzerine Irak'tan kaçmıştı.
7. Mesud Barzani (Sünni Kürt): 20 yılı aşkın süredir Kürdistan Demokrat Partisi'nin liderliği yapan Barzani'nin emrinde binlerce peşmerge var. Barzani, Irak'ın kuzeybatısında geniş bir alanı denetimi altında tutuyor.
8. Celal Talabani (Sünni Kürt): Kürdistan Yurtsever Birliği lideri Talabani'nin asıl mesleği avukatlık. 1975'te KDP'den ayrılarak Kuzey Irak'ın güneydoğu kanadını denetimi altında tutan KYB'yi kurdu.
9. Abdülaziz El Hakim (Şii): Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi - SCIRI'nin suikaste uğrayan lideri Ayetullah Muhammed Bakr El Hakim'in ardından bu görevi devralan Abdülaziz El Hakim, 20 yıl sürgün hayatından sonra Irak'a dönmüştü.
10. Ahmed El Barak (Şii): İnsan hakları savunucusu kimliği ile tanınan Barak, Babil kentinde baro başkanlığı yaptı. Şimdi de Babil'de insan hakları örgütlerini aynı çatı altında toplayan bir birliğin başkanı. Aynı zamanda Babil'deki El Bu Sultan aşiretinin önde gelenlerinden.
11. İbrahim Caferi (Şii): Caferi, en eski Şii örgütlenmelerden biri olan Dava Partisi'nin sözcüsü. Kerbela'da doğan Caferi, tıp eğitimi aldı. Parti 1980'de yasaklandığında ise ülkeden kaçtı.
12. Reca Habib El Huzai (Güneydeki aşiret liderlerinden): Konseyin kadın üyelerinden Reca El Huzai, Irak'ın güneyindeki Divaniye'de bir doğum hastanesini yönetiyor. 1960 ve 1970'lerde İngiltere'de eğitim alan Huzai, 1977'den bu yana Irak'ta yaşıyor.
13. Akila Haşimi (Şii): Saddam Hüseyin döneminde Dışişleri Bakanlığı'nda görev yapan Haşimi, 20 Eylül 2003'te uğradığı suikast sonucu öldü. Konseydeki sandalyesini hukukçu ve diplomat Salama Hufaci devraldı. Hufaci, 1991'den sonrasında Irak'taki BM programları kapsamında görev yaptı.
14. Yunadem Kana (Asuri Hıristiyan): Asuri demokratik hareketinden olan Kana, Kuzey Irak'ta kurulan Kürt yönetiminde ulaşımdan sorumlu olarak görev yapmış, bir dönem de Erbil merkezli yönetimin Ticaret ve Enerji Bakanlığı'na getirilmişti. Kana'nın asıl mesleği mühendislik.
15. Selahaddin Muhammed Bahaddin (Sünni Kürt): Kürdistan İslam Birliği adlı örgütü 1991'de kuran Bahaddin, 3 yıl sonra da genel sekreter oldu. Bu örgüt, Kuzey Irak'taki 3. en büyük siyasi güç.
16. Mahmud Osman (Sünni Kürt): Osman, 1960'ta Londra'ya yerleşmeden önce Kürdistan Demokrat Partisi içinde pek çok önemli görevde bulundu. Saddam Hüseyin ile Kuzey Irak'ın özerkliği konusunda yapılan görüşmelerde arabulucuydu. Londra'da ise Kürt Sosyalist Partisi'ni kurdu. Ancak şu anda konseyin bağımsız üyeleri arasında sayılıyor.
17. Hamid Mecid Musa (Şii): Musa, 1993'ten bu yana Komünist Parti'nin Genel Sekreteri. Aslında iktisatçı olan Musa, 1991'deki Körfez Savaşı sonrasında uzun yıllar Kuzey Irak'ta yaşadı. Partisi, Saddam Hüseyin'in devrilmesine kadar yasaklıydı.
18. Gazi Meşal Acil El Yaver (Kuzey Irak'tan aşiret lideri): Aslen inşaat mühendisi olan El Yaver, 15 yıl boyunca Suuid Arabistan'da yaşadı. Ülkedeki en etkili aşiretlerden Şamar'ın lideri Şeyh Muhsin Adil El yaver'in yakın bir akrabası. Bu aşiret mensupları arasında hem Şii hem Sünniler olması ile dikkat çekiyor.
19. İzzeddin Salim (Abdüzzehra Osman Muhammed) (Şii): Salim, İslamcı Dava Partisi'nin Basra merkezinin lideri. Aynı zamanda pek çok gazete ve derginin editörlüğünü yapıyor.
20. Muhsin Abdülhamid (Sünni): İlahiyat uzmanı olan Hamid, Irak İslam Partisi'nin genel sekreteri.
21. İyad Alavi (Şii): Alavi, 1990'da kurduğu Irak Ulusal Uzlaşı Hareketi ile uzun yıllar ABD'nin Irak'ta ordu eliyle bir darbe yapmasının yollarını aradı. Mesleği doktorluk olan Alavi, 1970'den bu yana Saddam Hüseyin'e muhalif hareketlerin içinde yer alıyordu.
22. Veil Abdül Latif (Şii): Basra Valisi Veil Abdül Latif, 1980'lerin başından bu yana hakim olarak görev yaptı. Halihazırda da Basra Mahkemesi'nin baş hakim yardımcısı. Saddam Hüseyin döneminde bir yıl hapis cezası almıştı.
23. Muvaffak Errubai (Şii): İngiltere'de eğitim almış bir doktor olan Muvaffak Errubai uzun yıllar Londra'da yaşadı. Iraklı Şiiler hakkında bir kitabı bulunan Rubai, insan hakları savunucusu kuruluşlara destek veriyor.
24. Dara Nureddin: Hakim Dara Nureddin, Saddam Hüseyin döneminde Danıştay üyelerindendi. Saddam Hsüeyin tarafından yayımlanan toprakların istimlak edilmesi yolunda bir kararnamenin anayasaya aykırı olduğuna hüküm verince, 2 yıl hapse çarptırıldı. 8 ay cezaevinde kaldıktan sonra 2002 Ekim ayındaki genel aftan yararlandı.
25. Abdül Kerim Mahmud El Muhammedavi (Şii): Amara'daki Hizbullah örgütlenmesine liderlik eden Muhammedavi, ülkenin güneyindeki bataklık alanlarda Saddam Hüseyin'e karşı direniş örgütlemek için uzun yıllar çalıştı. Bu dönemde 'Bataklıklar Prensi' diye anılan Muhammedavi, 6 yıl cezaevinde kaldı.