BİZE ULAŞIN
Birgün’den Nurcan Gökdemir’in haberine göre, Neylan Ziyalar, Aysel Sarıpınar, Can Çalıcı’nın Siirt’te yapılan araştırma, kadın intiharlarına ışık tutmayı amaçlıyor.
Siirt Adliyesi ve bağlı bulunan savcılık dosyalarındaki 2000-2013 yılları arasında gerçekleşen 60 intihar vakasını kaynak alan araştırma, intihar eden kişilerin yarısının 15-20 arasında, işsiz ve okur-yazarlık oranı düşük olduğunu ortaya koydu.
Cinayete intihar süsü
Araştırmaya göre son 10 yılda beş kat artan intiharları 2000 yılında yüzde 3,3 iken, bu oran 2012’de yüzde 15’e kadar çıkmış.
İntiharların çoğunda geride bir not bırakılmazken, cinayetlere intihar süsü verilmiş olabileceği değerlendirildi:
Adli tıp açısından intihar, zorlamalı ölüm olarak kabul edilmektedir. İntihar ederek hayatına son veren kişinin ölüm orijininin intihar olup olmadığı otopsi sonucu elde edilen bulguların yanında olay yerinin incelenmesi, delillerin doğru toplanması ve tüm verilerin bir bütün içinde değerlendirmesi sonucunda belirlenebilmektedir. Nitekim birçok cinayet vakası cezadan kurtulabilmek için intihar süsü verilerek gizlenmeye çalışılmaktadır. Özellikle ülkemizde kadın cinayetlerinin intihar süsü verilerek gizlendiği iddiası basına yansıyan haberler arasında kendine sık yer bulan konulardandır. Bu nedenle özellikle kadın intiharlarının titizlikle incelenerek cinayet olasılığı bertaraf edildikten sonra intihar olarak kabul edilmesi önemlidir.
Araştırmada yer alan bazı istatistikler şöyle:
* İl ve ilçe merkezlerinde taşraya göre daha fazla intihar vakasına rastlandı.
* İntihar eden kadınların en küçüğü 9 yaşında, en büyüğü 82 yaşında
* Köylerdeki intiharlarda en büyük nedenlerden biri, kadınların ev dışı iletişimine izin verilmemesi.
* İmam nikahıyla evlendirilen kız çocukları eş-aile-ev gibi sorumlulukları kaldıramıyor ve travma yaşıyor, bu da onları intihara sürüklüyor.
* İntihar eden kadınların yüzde 83’den fazlası ev kadını.
