TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül'ün, çocuklara yönelik iki ayrı taciz ve tecavüz olayının ortaya çıktığı Siirt'te yaptığı incelemeler sonrası hazırladığı rapor bir başka gerçeği ortaya çıkardı.
Raporda, 2008’den 2010’un nisan ayı sonuna kadar 18 yaşından küçük 76 çocuğun doğum yaptığını, bunlardan biri 10 yaşında olmak üzere 15’inin 12-15 yaş aralığında olduğu belirtildi.
Radikal Gazetesi'nden Rifat Başaran'ın haberine göre; TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Güldal Akşit, Siirt’e giderek Gazi İlköğretim Okulu’nda öğrenim gören dört kız çocuğuna yönelik tecavüz olayı ve Pervari’de yatılı bölge ilköğrenim öğrencilerinin birisi 2, diğeri 3 yaşında iki çocuğa tecavüz olayı ile ilgili incelemeler yaptı. İncelemelerini raporlaştıran Üskül, bölgede yaşanan bir başka acı gerçeği kamuoyunun dikkatine sundu.
Raporda, olaydan sonra adli ve idari anlamda yapılabilecek her şeyin yapıldığı belirtilerek, asıl sorunun olayın yaşandığı dönemde kendisini gösterdiği belirtildi.
Emniyet Müdürlüğü yetkililerinden Siirt’te 18 yaş altı doğum bilgilerinin alındığı belirtilen raporda, “2008 yılı içerisinde Siirt’te 18 yaşından küçük 31 kişi doğum yapmıştır. Bunların 5’i 12-15 yaş arasındadır. 2009’da bu rakam 28 olup birisi 10 yaşında olmak üzere 6’sı 10-15 yaş aralığındadır. 2010’da dört aylık bölümünde ise dördü 12-15 yaş arasında olmak üzere 18 yaşından küçük 17 kişi doğum yapmıştır. Hamilelik sürecinin de göz önüne alınması durumunda kızların çocukluk dönemlerinde evlendirildikleri ve bunun kabul gördüğü bir realitedir. Bu sosyal olgu karşısında tüm yönetim kademelerinin bunu önleyecek bir sistem geliştirmeleri, tedbirler almaları gerekmektedir” dedi.
Raporda ayrıca, kız çocuklarının yaşam biçimlerinin okul idaresi tarafından ortaya çıkartılmamasının vahim olduğundan söz edilerek, “Öğrenciler tarafından dillendirilen bir konuda müdür ve müdür yardımcılarının ve diğer öğretmenlerin haberinin olmaması, ya öğrenciler ile aralarındaki kopuluğu göstermektedir, ya da bazı şeylerin bilinmesine rağmen göz ardı edildiği gibi bir izlenim doğurmaktadır” dendi.