31 Ekim tarihini barış müjdesinin verildiği gün olarak yorumlayan Baydemir, silahın rolünü oynadığını ve artık farklı şeyler denemenin zamanı geldiğini belirtti.
‘Silah artık araç değil’ diyen Baydemir, akşam saatlerinde İmralı’dan dönen Tuğluk’un, Abdullah Öcalan’ın ‘diyalog bitti müzakere başladı dedi’ sözlerini ve müzakere sürecinden ne anlaşılması gerektiğini değerlendirdi.
[**
**](https://www.mynet.com/eylemsizlik-uzadi-110100539733 )
[**
**](https://www.mynet.com/diyalogdan-muzakere-surecine-gecisteyiz-110100539788)
Bu konuda bilgi ve veriye sahip olmadığını ancak her Türkiyeli gibi, Kürt sorununun çözümünde ve demokrasi standartlarının yükseltilmesinde, artık şiddetin terk edildiği bir döneme olan ihtiyacı dile getirebileceğini söyleyen Baydemir, “Böyle bir süreç başladıysa, her şeyden önce memnuniyet ve heyecan duyarız. Bunun, tüm Türkiye’deki yurttaşları ve geleceği pozitif etkileyeceğine dair düşüncemi ifade etmek isterim” dedi.
Son 30 yılın kaybedilme nedeni olarak diyaloga geçilmemesini gösteren Baydemir, İmralı’dan açıklanan müzakere sürecinde ne konuşulduğu sorusuna da, yine bilgiye sahip olmadığını belirterek şu yanıtı verdi:
“Bu akşam ve sonrasındaki günler, kendi adıma, çok daha dikkatli ve katkı sunucu bir dil kulanmamız gerektiğini ortaya koyuyor.
Türkiye bügün yepyeni bir dömeme girdi. Bir kez daha eylemsizlik, en azından Haziran ayına kadar uzatıldı. Bundan duyduğum memnuniyeti ve heyecanı bütün Türkiyeli kardeşlerimizle paylaşmak istiyorum.
Temennim o ki, o tarihle sınırlı kalmaz ve el ele vererek silahı, ölümü tarihe karıştırırız. Eylemsizlik kararı demek, eğer ki buna Hükümet, kamu otoriteleri de değer verirse ki vermeleri gerekiyor, tek bir askerin, tek bir polisin, tek bir sivilin, tek bir gerillanın yaşamını yitirmeyeceği bir ülke demektir."
"SİLAH ROLÜNÜ OYNAMIŞTIR"
Baydemir, bugün Kanada Büyükelçisi’yle görüşmesinde sarf ettiği ‘silah bu yüzyılda rolünü tamamlamış, araç olma özelliğini yitrmiştir. Silahlı eylem Kürt sorunun çözümünü zorlaştırır” sözleriyle ilgili, ‘Silahın bırakılması önce PKK için geçerli değil mi?’ sorusuna şu yanıtı verdi:
“Hem silahlı eylem hem de silahlı operasyon miadını doldurmuştur. Ama aynı zamanda rollerini de oynamışlardır; bunun teknik teferruatına şimdi girmek istemiyorum. Ne PKK orduyu ne de ordu PKK’yı yenmiştir. Zaten çatışmanın taraflarının bu yüzyılda birbirini yenmesinin de imkanı yoktur.
Bu işin kazananı yoktur; bana göre hepimiz kaybettik. 50 bin insanı yitirdik. Büyük bir coğrafyada büyük bir yıkım yaşandı. Denenmesi gereken bir yöntemi artık uzatmanın anlamı yoktur... Benim temennim ve çağrım, gerçekten insanların ölümünü durduracaksa, gerekli olan refleksi sadece Hükümet’in değil, ana muhalefetin ve tüm tarafların ortaya koymasıdır...”
"31 EKİM BARIŞ MÜJDESİ"
Cesaretli davranmasa da olayın sadece AKP’nin cesaretsizliğine indirgenemeyeceğini belirten Baydemir, “CHP, MHP, Türk halkı, asker ve Türk annelerinin katkısına ihtiyaç vardır. Artık operasyon olmamalıdır. Bu olduğunda provokasyona zemini de açılmaktadır” dedi.
Baydemir, ‘başka bir kesim de, artık silalı eylem, şiddet, terör olmamalı, silahlı kişiler dağlarda gezmemeli’ diyor. ‘Devletin müdahele hakkı vardır’ diyor. Bu noktada PKK’ya da bir şeyler söylenmek gerekmiyor mu?’ sorusuna, “Neredeyse 20 yıldır, Kürt legal siyaseti bütün gücüyle tek bir insanın yaşamını yitirmemesi için çaba sarf ediyor. Maalesef bu çaba çoğu zaman Türkiye’nin batı yakasından destek alamıyor. Açık söylüyorum, çoğu zaman yalnız kalıyoruz...
Şimdi önümüzde bir fırsat var. Daha açık söylersem, banim açımdan eylemsziliğin uzatıldığı 31 Ekim tarihi, dolaylı olarak barış müjdesidir. Türkiye halklarının barış müjdesi aldığı inancındayım.
benim bu karardan çıkardığım sonuç şudur: PKK silahı artık bir mücadele aracı olmaktan çıkarmak istiyor.... Hükümet, ana muhalefet; daha açık söylüyorum dindarlar, Kemalistler, ülkücüler, Kürt yurtseveler olarak hepimiz buna zemin hazırlmalıyız...” yanıtnı verdi.