YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Şimdi Bir Deprem Olsa

Güçlendirme sancısı sürüyor.

Her şey mümkün.

Elbette böyle bir şey dilemiyoruz, dilememiz mümkün değil ancak böyle bir şeyin olması mümkün. Nitekim az önce Van yeniden sallandı. Bana bu yazıyı yazdıran da o sallantı oldu. (Kalecik Merkezli 3.2 ve 2.5 şiddetinde iki sarsıntı gerçekleşmiş.)

Böyle bir şeyin Van’da tekrar olması durumunda ağır hasarlı olarak etiketlenmiş ancak içinde oturulan evlerin sakinleri büyük risk altına girmiş olacaklar.

Bir de üç aydan beridir duvarları onarım yapılacak diye yıkılmış, kolonları matkaplarla delinip zayıflatılmış ve sözde güçlendirilmeyi bekleyen, benim kendi oturduğum altmış küsur dairesi olan Erkam Sitesi gibi yerler, güçlendirilmek için müteahhit firmalara verilip güçlendirilmek bir yana bu riskli süreçte daha da zayıflatılmış olan binalar bundan ötürü ciddi risklerle yüz yüze gelecekler.

Güçlendirme işinde uzman olduğunu söyleyen kimi firmaların ikinci hasar tespiti süreci devam ederken ve devletin daire başına on beş bin lira güçlendirme kredisi sağlayacağı bilgisi yayıldıktan sonra başka şehirlerden gelip bir anlamda bina, site sakinlerini ya da onların sözcülerini, yöneticilerini ikna ettikleri ancak doksan günde işimiz biter tahminleriyle başladıktan sonra dört aydır ( bir kısmı sonradan aldıkları inşaatlara yoğunlaştıklarından dolayı) sadece duvarlarını yıkıp, kolonlarını delip bir kısmına demir bağlayıp bıraktıkları bu binalar, az önceki sarsıntılar gibi yeni depremlerle yıkılırsa sorumlu kim olacak, zarar ziyanı kim karşılayacak?

Kim soracak, sitenin inşaat projesi ortada yok bahanesiyle uzun zaman iş yapmayan firmalara madem ki proje yoktu neye dayanarak bu işi üstlendin, neye dayanarak sözleşme imzaladın, neden basiretli bir iş adamı gibi davranmadın sorusunu?

Kim soracak üç ay önce kısa zamanda yapılır beklentisiyle yıkılan duvarlardan mevsimsel nedenlerle içerilere yağış, rüzgar girip çıkarken ve kimi ev sahiplerinin onarılacak, içinde oturacağız umutlarıyla eşyalarını bıraktıkları yerlerin yarın o zayıflatmalar nedeniyle yıkılması durumunda yıkımın ve eşyaların faturasını kimin ödeyeceği sorusunu, orta yerde açık kalmış binalarda hırsızlık olması halinde kimin hesap vereceğini?

Kim verecek “evimiz yakında onarılacak, geçeceğiz” düşüncesiyle konteynırlarda yaşamaya devam eden, başka şehirlere ya da yakınlarının yanına sığınmış olanlara “evinizin güçlendirmesi uzun sürdü, bu arada bir sallantıda da yıkıldı” haberini?

Bu benim orta hasarlı binalarla ilgili olarak yazdığım üçüncü yazı.

TOKİ binalarının inşası sürecinde çok sayıda beton firması her ihtiyacı karşılayabiliyorken bugün neden yüklenici firmalar “beton yok” bahanesi ile işleri duraksatıyor, geciktiriyorlar? Beton niye yok?

Neden depremzedelerin bir an önce evlerine geçmelerini sağlayacak betonda sıkıntı var iken bu sorunu gidermekle ilgili sorumlulukları bulunan birimler devreye girip bir çözüm üretmiyor, üretemiyorlar?

.

İkinci hasar tespit sürecinde teknik incelemeleri, karot değerlendirmelerini bile “güçlendiren firma”nın umuduna bırakmış ve bu arada da hafif hasarlı binaları “orta hasar” düzeyine çekmiş olanlar, bu sürüncemede kalmış olan güçlendirme çalışmalarına bir nebze katkıda bulunamazlar mı?

Vatandaş sorularına yanıtlar istiyor, dertlerine çözümler arıyor.

28.10.2012 10:04

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler