İSTANBUL(ANKA)- Devlet Bakanı Mehmet Şimşek,Türkiye'nin büyüme geleceğinden umutlu olduğunu, bunun da özel sektör kanalıyla sağlanacağını vurgularken, enflasyonla mücadelede de rehavetin söz konusu olamayacağını ifade etti. Şimşek, "Dezenflasyon konusunda rehavet yok. Dış arz şokla karşı karşıyayız. Petrol fiyatlarının etkisi var. Dünyada ve Türkiye'de gıda fiyatlarında arz yönlü bir şok var. Son dönemlerde artan piyasanın etkisi geçicidir. Dünyada diğer arz şoklarının da
kalıcı olmayacağını dikkate alırsak, enflasyon dinamiklerini kalıcı şekilde değiştirecek şoklar değildir. Burada çerçeve hala iyi" dedi.
Türkiye Ekonomi Politikalar Araştırma Vakfı (TEPAV) ve Dünya Bankası tarafından hazırlanan "Türkiye: Yatırım Ortamının Değerlendirilmesi (ICA) Raporu"nun açıklanmasına ilişkin toplantı, TOBB Plaza'da yapıldı. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, toplantıda yaptığı konuşmada, yatırım ortamının iyileştirilmesi konusunda dünyada çirkin bir rekabet bulunduğunu, Türkiye'nin de yatırım ortamının iyileştirilmesi konusunda önemli mesafeler aldığı söyledi.
-YATIRIM ORTAMI İÇİN 262 GELİYOR-
Bakan Şimşek, 2008 yılı programında 398 tedbir öngördüklerini, bunların 262'sinin yatırım ortamının iyileştirilmesine dönük olduğunu bildirdi. Şimşek, bazı adımların ve önlemlerin mali imkan gerektirirken, bazılarının ise idari müdahalelerle yapılabilecek işler olduğunu ifade ederek, önümüzdeki dönemde geliri azaltmayan ve gideri artırmayan adımlara ağırlık vereceklerini kaydetti. Bu yılı "kayıp yıl olarak" ilan eden değerlendirmelere katılmadığını dile getiren Şimşek, ciddi bir çalışma yürütüldüğünü, bunun sonuçlarının ise yakında görüleceğini söyledi. Şimşek, Sosyal Güvenlik Reformu konusunda adım attıklarını dile getirerek, "Ben ümitliyim, çok büyük aksilik olmazsa. Aralık ayının son üç gününde yasalaşmış olacaktır" dedi. Bu reformun Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu mali reformları gerçekleştirmek için imkanlar sunacağına işaret eden Mehmet Şimşek, bu çalışmayla önemli bir takım iyileştirmelere gittiklerinin altını çizdi.
-HAZİNE BAZI İDARİ YÜKLERİ ÜZERİNE ALACAK-
İş Gücü Piyasası reformu çalışmalarına yönelik de ilk adımları, önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde atacaklarını kaydeden Şimşek, reform taslağının tamamlanmak üzere olduğunu, yakın zamanda Meclis'e sunacaklarını bildirdi. Şimşek, "İstihdam üzerinde iki türlü yük var. Mali ve idari yükler. Mali yükleri ciddi bir şekilde aşağı çekmek lazım. Bunun için bütçede mali imkanları yaratmak lazım. Burada idari yükleri indirebilecek noktaya geldik" dedi.
İdari çerçevede bazı yükleri Hazine olarak üstleneceklerini ve idari yükleri ciddi boyutta azaltacaklarını söyleyen Şimşek, şunları söyledi:
"49 çalışandan sonra bir tane mahkum istihdam etmek zorundasınız. Türkiye'de sakatların istihdam edilmesi lazım. Daha fazla istihdam edilsin ama bunların primlerini Hazine ödesin diyoruz. Zorunlu doktora, mühendise, avukata gerek yok, bu hizmetler dışarıdan alırsınız diyoruz. Bu tür zorunlulukların bazılarını kaldırıyoruz, bazılarının yüklerini biz üzerimize alıyoruz Bu şekilde, iş gücü piyasasının bir miktar daha esnek olması yönünde adım atmış oluyoruz. Önümüzdeki dönemde işsizlik fonundan bir miktar kaynağı, biz iş gücünün niteliklerinin artırılmasında kulacağız."
-"TÜRKİYE BÜYÜME VE CARİ AÇIK KONUSUNDA CİDDİ SORUNLA KARŞILAŞMAYACAK"
Konuşmasında, kayıt dışının azaltılması konusuna da değinirken Şimşek, bu konuya yönelik önemli çalışmalar yaptıklarını belirterek, sadece yaptırımlar ve yasal düzenlemelerle kayıt dışının azaltılamayacağını söyledi. Kayıtdışıyla mücadelenin uzun soluklu bir iş olduğunu belirten Şimşek, idari ve mali yüklerin azaltılmasıyla, kayıtdışının da azalacağını ifade etti. "Türkiye olarak ücretler konusunda rekabet edelim" demediklerini belirten Şimşek, batıyla verimlilik ve innovasyon bazında rekabet edeceğini söyledi.
Şimşek, önümüzdeki dönemde fiziki alt yapıya yatırım yapacaklarını anlatırken, şunları kaydetti:
"Fiziki alt yapı ve beşeri sermayeye yatırım bizim önceliğimizdir. Rekabet gücünün artırılmasını istiyoruz. Rekabetin önündeki en büyük engel kamunun büyüklüğüdür. Bu da özelleştirme kapsamının genişletilmesi ve derinleştirilmesiyle sağlanacaktır. Özelleştirmeden serbestleştirmeye de geçmek istiyoruz. Rekabet gücü ancak ve ancak kalıcı bir takım önlemler ve uzun soluklu adımlarla artırılır. Kurla falan rekabet kısa dönemli çözüm değil. Uzun dönemde sağlıklı ve kalıcı önem tamamen yapısal reformları gerektiriyor. Türkiye zaten büyüme ve cari açığı yönetme konusunda ciddi sorunla karşılaşacağını sanmıyorum."
-"DEZENFLASYONDA REHAVET YOK"-
Türkiye'nin büyüme geleceğinden umutlu olduğunu, bunun ise özel sektör kanalıyla yapılacağını vurgulayan Bakan Şimşek, "Mali disiplin ve dezenflasyon süreci bizim için çok önemli. Türkiye borçlarını azaltmaya devam edecek. Dezenflasyon konusunda rehavet yok. Dış arz şokla karşı karşıyayız. Petrol fiyatlarının etkisi var. Dünyada ve Türkiye'de gıda fiyatlarında arz yönlü bir şok var. Bu ciddi şekilde enflasyon dinamiklerini etkiledi. Çekirdek enflasyon küçümsenecek noktada değil. Son dönemlerde artan piyasanın etkisi geçicidir. Dünyada diğer arz şoklarının da kalıcı olmayacağını dikkate alırsak, enflasyon dinamiklerini kalıcı şekilde değiştirecek şoklar değildir. Burada çerçeve hala iyi. Bütün mesele bizim reformları uygulamaya koymamız. Bunları uygulamaya koymakta da kararlıyız" diye konuştu.
Şimşek, teşvik sistemini daha rasyonel bir zemine oturtulması gerektiğini ifade ederek, bölgesel gelişmenin sağlanması gerektiğini söyledi.
Şimşek, kamuda inanılmaz hiyerarşik bir yapı bulunduğunu, kamu idare ve personal reformuyla bu noktada önem arz ettiğini kaydetti.
-"BÜYÜME HIZINDAKİ YAVAŞLAMANIN NEDENİ REHAVET"-
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da, Türkiye'nin 2002'den bu yana, ortalama yüzde 7 hızla büyüdüğünü, bu performansın, 2001 krizi sonrasında da başlatılan makroekonomik reformlara borçlu olunduğunu söyledi. Bu reformlarla bugüne kadar gelindiğine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, "Ama şimdi hepimiz, büyüme sürecinde sıkıntı olduğunu hissediyoruz. Temponun düştüğünü hissediyoruz ve görüyoruz" dedi. Hisarcıklıoğlu, dün açıklanan büyüme rakamlarının son 6 yılın en kötü performansını ortaya koyduğunu ifade ederken, "Büyüme hızındaki çarpıcı yavaşlama, ne uluslar arası gelişmelerle, ne de olağan dışı olumsuz iklimin etkisiyle, tarımda yaşanan küçülmeyle izah edilebilir. Bunların dışındaki; sanayi, yatırım ve mal-hizmet ihracatı gibi, temel alanların hepsindeki büyüme oranlarında, ciddi gerilemeler görülmektedir.