HABER

Şimşek: IMF'le mutabakata vardık

İSTANBUL (ANKA)- Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, IMF olmadan Türkiye'nin yoluna devam edebileceğini, bunun da bir seçenek olduğunu belirterek, gözden geçirmeyle ilgili müzakerelerde ilerleme sağlandığını, genel hatlarıyla mutabakat bulunduğunu ifade etti.

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, CNBC-E televizyonunun sorularını yanıtladı. Şimşek, IMF Türkiye ilişkilerine yönelik bir soru üzerine, "Orta vadeli bir mali plan üzerinde çalışıyoruz. Bu plan IMF veya IMF'siz önümüzdeki 5 yıllık bir dönemde Türkiye'nin yatırım ihtiyaçlarını, Türkiye'nin yapısal reform ihtiyaçlarını da içine alan ve onun karşılığını bütçelemiş bir plan üzerinde çalışıyoruz" dedi. Öncelikli amaçlarının mevcut programı başarılı şekilde bitirmek olduğunu dile getiren Şimşek, son gözden geçirmeyi başarılı bir şekilde aradan çıkarılmasının ardından orta vadeli 5 yıllık mali plan çerçevesinde bundan sonraki diyalog seviyesini belirleme hedefinde olduklarını söyledi.

IMF ile ne tür stand-by imzalanacağı konusunun belli olmadığına dikkat çeken Şimşek, "IMF desteği olmadan Türkiye yoluna devam edemez mi?" sorusu üzerine ise; IMF olmadan Türkiye'nin yoluna devam edebileceğini, bunun da bir seçenek olduğunu söyledi. Şimşek, "Önümüzde şu anda iki seçenek var. Bir tanesi ihtiyati stand-by, diğeri ise program sonrası izleme… Program sonrası izlemede her hangi bir destek söz konusu değil. Bizim IMF'ye olan borcunuzun kotanızın yüzde yüzünü aştığında, erken ödeme yolunu tercih etmezseniz,bence onu tercih etmenin pek mantığı yok, IMF'den aldığımız borçların maliyeti piyasa maliyetinin altında..Öyle bir sürece girmeyeceğimizden dolayı otomatik olarak Türkiye, program sonrası izlemeye geçecektir" dedi.

Şimşek, global piyasalardaki durum ve Türkiye'nin geldiği noktada önemli kazanımlar olmasına rağmen, dış konjonktürün getirdiği olayların önemli bir kırılganlık unsuru olduğunu belirterek, bu unsurları dikkate alarak değerlendirme yaptıklarını söyledi.

Şimşek, IMF ile görüşmelerde gelinen aşamaya ilişkin Şimşek, gözden geçirmeyle ilgili müzakerelerde ilerleme sağlandığını, genel hatlarıyla mutabakat bulunduğunu ifade etti.

Piyasaların ve yatırımcıların esnek olan ve kurala dayalı politika seçeneklerini daha fazla tercih ettiğine işaret eden Mehmet Şimşek, Türkiye için uygun olan mali kuralları değerlendireceklerini söyledi. "Uzun süredir kurallı gidiyoruz" diyen Şimşek, Standart and Poor's'un (S and P) Türkiye'nin kredi notuna ilişkin kararını da değerlendiriken, S and P'nin 3 Martta yayınladığı Türkiye'yi kırılgan ülkeler sıralamasında 8'inci sırada gösteren raporunun ardından görünüm değişikliğini pek tutarlı bulmadığını vurguladı. Şimşek, "Ben aceleci olarak niteledim. Daha çok siyasi kaygılarla öne çekilmiş bir adım diye bakmak lazım" dedi.

"Bizim gündemimizde bir değişiklik yok" diyen Mehmet Şimşek, bunu açık bir şekilde gösterdiklerini öne sürdü. Şimşek, reformların devam ettiğini ve Sosyal Güvenlik Reformu buna örnek gösterirken, S and P'nin hareketinin aceleci bir tutumdan kaynaklandığını yineledi.

Enflasyondaki sapmaya ilişkin başka bir soru üzerine ise Şimşek, geçtiğimiz 12 ayda enflasyonun yaklaşık 9.15 olduğunu, bunun 4 puanının gıdadan geldiğini söyledi. Şimşek, dünyada gıda fiyatlarının katlandığını ve kuraklık yaşandığına işaret ederek, burada gerek para politikasının gerek hükümetin bu koşullar yapacağı bir şeyin olmadığını dile getirdi. Geçen yıl ki enflasyon yüzde 70'inin enerji, gıda ve tütün ürünlerinden kaynaklandığını belirten Şimşek, "Gıda ve enerji gerçekten bir dış şoktur. Bu şoklar tekrarlanmazsa orta dönemde çekirdek enflasyona doğru enflasyonun inmesini beklersiniz. Eğer çekirdek enflasyonu hedeflemiş olsaydık, sapma bugün son derece makul görülürdü. Şu an enflasyonda geldiğimiz noktada enflasyon öbür alanlardaki başarılarımıza oranla sırıtıyor" dedi.

Şimşek, Merkez Bankası'na geniş bir alan verdiklerini ifade ederken, ekonomi yavaşlarken bile çok sıkı bir para politikasının devam ettiğini söyledi. "Biz o konuda en ufak bir müdahale de bulunmadık. Bu hedefe ilişkin orta dönemli görünümde eğer Merkez Bankası farklı düşünmeye başlarsa oturup biz de değerlendiririz. Şu an itibariyle gündemimiz de böyle bir şey söz konusu değil" diye konuştu.

"Yüksek büyüme, düşen enflasyon dönemi geride mi kaldı" sorusu üzerine Şimşek, dünyada yavaşlama olduğunu, ciddi sıkıntılar yaşandığını ve bir miktar da olsa belirsizlik olduğunu ifade etti. Şimşek, bunlar dikkate alındığında Türkiye'deki büyümenin bir miktar daha yavaşlama ihtimalinin bulunduğunu belirterek, Türkiye'nin bu sene trendin altında bir büyüme sürecine girebileceğini vurguladı. Türkiye'nin orta ve uzun dönemde bu yapısıyla çok daha rahat bir şekilde yüzde 6 büyüme potansiyele sahip olduğunu kaydeden Bakan Şimşek, bu potansiyelin gerçekleştirilebileceğinin ise gösterildiğini söyledi.

Şimşek, cari açık konusuna ilişkin ise, cari açığın geçmişte daha yüksek olduğunu vurgulayarak, "Cari açık, Türkiye'ye için bir tür yapısal problemdir" dedi. Şimşek, sosyal güvenlik sistemi gibi nedenlerden Türkiye'de tasarruf açığı olduğunu, kısa dönemde gidermenin yolu bulunmadığını, çözüm için orta ve uzun dönemli bakmak gerektiğini kaydetti.

Şimşek, özelleştirmelere yönelik beklentilerine yönelik de, son 5-6 perspektife bakıldığında durumun iyi gittiğinin görüleceğini belirterek, yaşanan sıkıntılara rağmen Türkiye'ye olan ilgilinin kendilerini cesaretlendirdiğini ifade etti. Şimşek, "Hala soru işaretleri var. Dünyada bu sıkıntıların derinliği, ne kadar süreceği muğlak. Bu konuda soru işaretleri var. Son siyasi gelişmeler doğrudan yabancı yatırımı etkileyebilir. Bütün bunlara rağmen, geçmişe göre sağlam temellere sahibiz, bu iniş çıkışların yaşanmayacağı anlamına gelmiyor" diye konuştu. Enerji özelleştirmelerinde sorun çıkacağını sanmadığını aktaran Şimşek, piyasa şartlarına bağlı olan halka arz ve özelleştirmelerin piyasa şartlarından etkilenebileceğini dile getirdi.

Mali disiplin, orta vadeli perspektif, borcu aşağı çeken yaklaşım ve enflasyon düşürme çabalarına devam edileceğini belirten Şimşek, piyasa koşullarına göre yeni strateji geliştirilebileceğini söyledi.

Şimşek, ABD'de yaşanan krizin Türkiye'ye etkisinin sınırlı olduğunu ancak Avrupa ekonomisinde yavaşlama başlamasının doğrudan etkilerinin ortaya çıkacağını kaydetti.

En Çok Aranan Haberler