“sınav Heyecanı 'öcü' Değildir”

Psikolog Enise Öziç, heyecanlanmanın kaçınılmaz olduğunu belirterek, “Heyecan öğrenciye ‘öcü’ gibi tanıtılmamalı ya da bu kalıba koyulmamalı” dedi.Samsun Medical Park Tıp Merkezi’nden Psikolog Enise Öziç “sınav heyecanı” hakkında bilgi verdi. Psikolog Öziç, “Sınava girecek olan çocuğa söylenmemesi gereken cümlelerden bazıları ‘rahat ol’, ‘stres yapma’, ‘heyecanlanacak ne var’ ya da ‘heyecanlanma’dır. Bu tür cümlelerin söyleniş amacı şüphesiz çocuğu ya da genci sakinleştirmeye yöneliktir. Ancak varılan nokta çoğu zaman istenen sonucu vermemektedir. Diğer bir ifadeyle çocuk bu cümlelerden sonra sakinleşmemekte aksine istem dışı olarak daha çok korkabilmekte ve olması gerekenden daha fazla heyecanlanabilmektedir. Örneğin çocuğa ‘heyecanlanma’ denildiğinde heyecanın çocuğa kötü bir şey olduğu ve yaşanmaması gereken bir duygu olduğu düşündürülebilmektedir. Böylece çocuk heyecanı, kalbin hızlı atmasını ya da bir takım heyecan belirtilerini anormal olarak değerlendirebilmekte ve bu belirtileri yaşamayı korku ve başarısız olmayla eşleştirebilmektedir” şeklinde konuştu.Enise Öziç, “Heyecan ve stres her ne kadar belirli düzeyde olması gerekse de bu tür uyarılar korku ile stres ve heyecanı bir araya getirdiği için çocuk adına zararlı hale dönüşebilmektedirler. Yani 'stres yapma, heyecanlanma' denildiği anda çocuğun aklına anında 'evet ya heyecanlanırsam, ya yapamazsam, mahvolurum' gibi olumsuz ve yıkıcı düşünce şekilleri gelebilmektedir” diye konuştu.Heyecanlanmanın kaçınılmaz olduğuna değinen Psikolog Öziç şöyle devam etti: “Bilinen fakat görmezden gelinmeye çalışılan çok önemli bir nokta vardır; heyecanlanmak kaçınılmazdır. Heyecan, insan hayatında az, orta ya da yüksek düzeyde aktive olabilen; orta düzeyde aktive olması halinde de faydalı olan bir duygu halidir. Yani olması gereken ve yaşanması kaçınılmaz olan bir duygudur. Orta düzeyde olması halinde de kişiyi dinç tutmaktadır. Bu sebeplerden dolayı çocuk heyecanı olsa dahi bunun kötü bir şey olmadığını bilmelidir.”Psikolog Enise Öziç açıklamasını şöyle tamamladı: “Heyecan öğrenciye ‘öcü’ gibi tanıtılmamalı ya da bu kalıba koyulmamalıdır. Bunların yerine az ya da yüksek dozda yaşanacak olan heyecan ile karşılaşılabileceği iletilmeli ve bu durumla baş etmeyi sağlamasına yardımcı olunmalıdır. Aynı zamanda orta düzey heyecanın faydalı, normal ve yaşanılacak bir duygu olduğu; bu duygu olsa bile iyi bir sınav geçirebileceği çocuğa ifade edilmelidir. Eğer yüksek düzeyde bir heyecana sahip olduğu ve bununla baş edemeyeceği düşünülüyorsa bu durumda bir uzmandan yardım alınmalıdır.”