19. yüzyılda mısır, Amerika Birleşik Devletleri'nde oldukça popüler bir atıştırmalıktı ve özellikle panayırlarda ve sirklerde satılmaktaydı. Buharla çalışan ilk mısır patlatma makinesi 1885 yılında icat edildi ve bu sayede mısırı açık alanlarda yapmak ve makineyi başka yerlere taşımak kolaylaşmıştı. Sinemada mısır yemek o zaman popüler değildi. Gerçi sinema o kadar yaygın değildi, doğru ya… 1907 yılında Amerika’da yaklaşık 5,000 adet Nickelodeon sineması vardı. Bunlar ufacık odalarda bir seansı 45 sent olan sinemalardı. O zamanlarda yiyecek satıcıları bu salonların yanında iş yapmanın karlı olduğunu düşünerek salonların yanına toplanmaya başladılar. Tabi 2008 yılına kadar bunu hayal etmek mümkün değildi. Artık sinemalarda “Yiyecek-içecek getirilmesi yasaktır” diye bir uyarı var ve içeride de yiyecek satılmıyor. Havalı menüler ve rahat yenmeyen yiyecekler bunun başlıca sebeplerinden biri olabilir tabi. (Bence eğlenmeyi bilmiyorlar!)
Sinema salonları, panayırların ve fuarların aksine tiyatro salonlarından esinlenerek inşa edilmiş. Bazı salonların yapımı milyonlarca dolara mal olmuş ve içlerinde kocaman antika avizeler, mermer ve havalı sütunlar ve pahalı halılar yer almış. Mısır ve pahalı halının dost olmayacağını hepimiz az çok tahmin edebiliriz herhalde?
1930’lu yıllarda bazı sinema salonu sahipleri yemek satıcılarının salonun tamamen dışında ya da içinde satış yapmalarına izin verdi. Artık filmlere ses gelmişti ve yemek yeme ve ağır şapırdatma sesi yüzünden filmi engellemek pek mümkün değildi. Ayrıca “Büyük Buhran” zamanında film ücretleri düşmüştü ve bir paket mısırın fiyatı 5 ila 10 sent arasındaydı, yani herkes film izlemeye gidebiliyor ve mısır yiyebiliyordu. Bu durum salon sahiplerinin de işine geliyordu çünkü yemek satıcıları salonda durabilmek için salon sahiplerine günlük bir ücret ödemek zorundaydı.
Mısır satıcıları bir anda oldukça fazla para kazanmaya başladı. Fakat içlerinden bir tanesi öne çıktı. “Mısır Kızı” olarak adlandırılan Julia Kansas’da bulunan Lynnwood Salonu'nda mısır satıyordu. 1930’lu yılların başlarına kadar işlerini büyüttü ve artık yıllık geliri 14,400 dolar civarındaydı (Büyük Buhran döneminde kazanılan 14,400 dolar şimdilerde 336,000 dolara denk!). Tabii o dönemlerde çoğu insan Julia kadar kar edemiyordu ve bazı salonlar çoktan kapanmaya başlamıştı. Bu durumun farkında olan geriye kalan salonlar, gelir ücretlerini düşürdüler ve mısırdan kar etmeye başladılar. İşte bu sayede bir gelenek doğmuş oldu.
Koşun! Mikrodalgada Mısır Patlatıyoruz!