Sinop’taki Provokasyonu Kınayan Baydemir: Barış Köprülerinde Geç Kalınmamalı

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Osman Baydemir, Sinop’ta BDP’lilere yönelik olarak gerçekleştirilen provokasyonları kınadı. Diyarbakır’la Trabzon arasında barış köprülerinin kurulması gerektiğini dile getiren Baydemir, “Diyarbakır’la, Konya, Mersin, Şırnak arasında barış, dostluk, birlikte yaşam köprülerini inşa etmeye çalışıyoruz. Kesinlikle kabul edilemez saldırı ve gösterilerin bir daha yaşanmaması için bu barış köprülerinin inşasında daha fazla geç kalınmamalı. Herkesin bu manada barış elini uzatmaktan imtina etmediğini düşünüyorum. Umuyor ve diliyorum ki bu son vaka olur.” dedi.

CHP Diyarbakır İl Başkanı Muzaffer Sayım ve başkan yardımcıları Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’i ziyaret etti. 30 yıllık zaman dilimi içerisinde yaşanan travmalardan ve kimi zaman da kitle iletişim araçlarının olduğundan farklı yansıtmalarından kaynaklı Türkiye’nin batı yakasıyla doğu yakası arasında algı farklılığı meydana getirildiğini anlatan Baydemir, “En nihayetinde Türküyle, Kürdüyle, tüm etnik ve inançsal kimlikleriyle hepimiz birlikte, eşit ve özgür yaşamı savunuyoruz. Bunun için de birbirimize dokunmamamız gerekiyor. Bunun için de kentler arası barış köprülerini kurmamız gerektiğine inanıyorum.” şeklinde konuştu.

Sinop’ta BDP’lilere yönelik düzenlenen saldırı girişimleri hakkında da konuşan Baydemir, şu ifadelere yer verdi: “Bu görevlerinin yanı sıra yerel halkların birbirine yakınlaşması, birbirine dokunması, tanıması için en etkin mekanizmalar yerel otoritelerdir. Dolayısıyla 8 yıllık zaman dilimi içerisinde Diyarbakır halkından almış olduğumuz güç ve cesaretle biz aslında Diyarbakır’la Trabzon arasında barış köprülerini inşa etmeye çalışıyoruz. Diyarbakır’la, Konya, Mersin, Şırnak arasında barış, dostluk, birlikte yaşam köprülerini inşa etmeye çalışıyoruz. Kesinlikle kabul edilemez saldırı ve gösterilerin bir daha yaşanmaması için bu barış köprülerinin inşasında daha fazla geç kalınmamalı. Herkesin bu manada barış elini uzatmaktan imtina etmediğini düşünüyorum. Umuyor ve diliyorum ki bu son vaka olur. En nihayetinde bu ülkede yaşayan her fikir, her düşünce kendisini her ilde ifade etme özgürlüğüne imkanına kavuştuğunda demokrasiden, birlikte yaşamdan ve karşılıklı saygıdan söz edebiliriz. Bu itibarla ben Diyarbakır’ı Türkiye için bir model kent olarak öneriyorum. Diyarbakır’ın kendi içerisinde farklı fikirlerin birbirine yaklaşımı ve saygısını da demokrasiyi içselleştirmiş bir model olarak göstermek istiyorum.