İZMİR (İHA) - Türkiye'de ilk kez obez hastaların yaşam kaliteleri bilimsel yöntemlerle ölçülerek, ülkemize uygun "Obezlere Özgü Yaşam Kalitesi Ölçeği" geliştirildi.
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu İç Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Çiçek Fadıloğlu'nun danışmanlığında EÜ Ödemiş Sağlık Yüksekokulu Araştırma Görevlisi Nazmiye Çıray Gündüzoğlu'nun hazırladığı "Obezlere Özgü Yaşam Kalitesi Ölçeği'nin Geçerlilik ve Güvenilirliğinin İncelenmesi" konulu yüksek lisans tezi bir ilke imza attı.
Sözkonusu tez çalışması ile ülkemizdeki obez hastaların yaşam kalitesini bilimsel yöntemlerle irdeleyen ölçeğin ülkemiz koşullarına uyarlandığını açıklayan Prof.Dr.Çiçek Fadıloğlu, "Oldukça önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelen obezite daha önceleri sağlıklı olmanın göstergesi olarak algılanmakta iken, günümüzde beraberinde kişiye yüklediği ek hastalıklar ve toplumsal problemler nedeniyle kronik, ilerleyici ve ölüme yol açan bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Obezite fiziksel, emosyonel ve sosyal iyilik durumlarını yani yaşam kalitesini büyük oranda olumsuz etkilemektedir. Toplumda obezitenin ortaya koyduğu sıkıntıların en önemlisi yaşam kalitesi ve beklentisini bozması ve beraberinde getirdiği hastalıklara bağlı olarak genç yaşta ölümlere sebebiyet vermesidir. Şişmanlık organik bozuklukların yanında psikolojik bozukluklara neden olmaktadır. Sosyal izolasyon, kendine güvende azalma, depresyon, azalmış iş becerisi bu komplikasyonlardan en çok gözlenenlerdendir" dedi.
Obezlerin benlik saygıları düşük
Toplumun şişmanlığa karşı gösterdiği reaksiyon nedeniyle obez kişilerde anksiyete, depresyon, suçluluk duygusu, benlik saygısında azalma gibi durumların görüldüğünü açıklayan Prof.Dr.Fadıloğlu, "Obez bireyler çalışma yaşamında da daha az kalifiye olarak değerlendirilmektedir. Obez bireylerin yaşadığı en büyük sosyal sorunlardan biri iş yaşamı, sosyal yaşam ve kişilerarası ilişkilerdeki önyargı ve ayrımcılıktır. Tüm bunlar obez bireylerin yaşam kalitelerini önemli derecede etkilemektedir" diye konuştu. Bu çalışma ile obezlere özgü yaşam kalitesi ölçeğinin Türk toplumuna uyarlanarak, yaşam kalitesinin arttırılmasının hedeflendiğini kaydeden Prof.Dr.Fadıloğlu, "Obezitenin beraberinde getirdiği fiziksel, ruhsal ve sosyal sorunlar nedeniyle yaşam kalitesi açısından önemli bir hastalıktır" dedi.
Araştırmanın örneklemini Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Anabilim Dalı Obezite Polikliniği ile Ege Hasta Obez Derneği'ne başvuran ve beden kitle indeksi 30 ve üzeri olan 170 obez bireyin oluşturduğunu belirten Prof.Dr.Fadıloğlu, "Çalışmaya katılan bireylerin yüzde 32.4'ü 18-44 yaş grubunda, yüzde 34.1'i 45-54, yüzde 33.5'i 55 ve üzeri yaş grubunda yer almıştır. Bireylerin yüzde 77.1'i kadın, yüzde 22.9'u erkektir.
Bireylerin yüzde 55.9'unun anne ve babasının kilolu, yüzde 65.3'ünün ailede başka kilolu bireye sahip olduğu,belirlenmiştir. Bireylerin yüzde 15.9'ununun şeker, yüzde 20.6'sının hipertansiyon, yüzde 4.1'inin kalp, yüzde 3.5'unun osteoporoz hastası olduğu görülmüştür. Araştırmaya katılan bireylerin yüzde 67.7'sinin beden kitle indeksine göre 1.derece şişman, yüzde 25.4'ünün ikinci derece ve yüzde 8.9'unun üçüncü derece şişman olduğu saptanmıştır" diye konuştu. Geliştirilen "Obezlere Özgü Yaşam Kalitesi Ölçeği"nin yüksek güvenirlik ve geçerlilik göstergelerine sahihp bir ölçme aracı olduğu sonucuna vardıklarını açıklayan Prof.Dr.Fadıloğlu, "Araştırma sonuçlarına dayanarak bu ölçeğin ülkemizde obez bireylerin yaşam kalitesinin belirlenmesinde kullanılmasını öneriyoruz" dedi.