Sivas kent merkezindeki Cumhuriyet Meydanı'nda bulunan tarihi eserlerden, 1217 yılında Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı 1'inci İzzeddin Keykavus tarafından yaptırılan Şifaiye Medresesi, çay bahçesi ve hediyelik eşya satış alanı olarak hizmet verirken, 2007'de Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nce restorasyona alındı. Restorasyonu 2008 yılının Şubat ayı sonlarında taşeron firma üstlendi. Restorasyonu yapan firma 2010 yılında iflas edince çalışma yarım kaldı ardından restorasyon işi, başka firmaya verildi. İşi alan firma eksik kalan restorasyon çalışmalarını tamamladı.
Tarihi eser, 2013 yılında restorasyon öncesinde olduğu gibi çay bahçesi ve hediyelik eşya satılan dükkanlarla yeniden hizmete girdi. 1220 yılında hayatını kaybeden Selçuklu Sultanı 1'inci İzzettin Keykavus ve aile bireylerinin kabirlerini de barındıran medresede ana eyvan kemerinde bir kısmı taşa gömülü, yarısı dışarıda kalmış vaziyette inşaat malası olduğu fark edildi. Dikkatli gözler tarafından fark edilen hatanın, restorasyon çalışmaları sırasında unutulduğu değerlendiriliyor.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdal Eser, "Eyvan kemerinde bir malanın ucu iki taş arasında sıkıştırılmış olarak görünüyor. Günümüze kadar gelebilmiş. Nedenini ben de merak ediyorum. Bu parça oraya nasıl konuldu. O anda inşa ve onarımla ilgili bir şey mi asıldı? Orada o parçanın kalması pek de hoş olmamış. Hoş bir durum gibi görünmüyor. Restorasyon konusu çok özel bir konudur. Restorasyon konusunda cümle kurabilmek için de belli bir uzman ve bilgi birikimine sahip olmak gerekiyor. Ülkemizde restorasyonuna karar verilen bir eser uzmanlar tarafından çalışılıyor. Ekipte mimarı, mühendisi, sanat tarihçisi yer alıyor. Bu arkadaşlarımız bir proje hazırlıyor. Hazırlanan projeler koruma kurullarımıza sunuluyor. Projeler incelendikten sonra uygulanması uygun görüldüğünde onay veriliyor. Daha sonra uygulama başlıyor. Burada kontrol aşamaları var. Yapılan işler son taş konulana kadar kontrolden geçiriliyor. Her yapılan restorasyonun kendine özgü bir hikayesi ve nedeni var" dedi.
Restorasyon hataları hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Eser, şöyle devam etti: "Türkiye'de bütün safhalar takip edilmesine rağmen aslında bu işleri yapan arkadaşların ehliyetleriyle ilgili problemimiz var. Restorasyon yapan kişilerin aslında özel bir eğitimden geçirilmeleri gerekiyor. Mimarı, sanat tarihçisi eğitimi alıyor. Peki zanaatkarımız bu eğitimi ne kadar alıyor, bunu konuşmak gerekiyor. Çünkü projesi çok harika olan şeyler var ama sonuca baktığımızda bir felakete de dönüşebilir. Bu tamamen uygulama aşamasında oluşan iş kalitesi ile ilgili bir konudur. Restorasyon konusu bahçe duvarı yapmaktan farklı bir konudur. Çünkü tarihi ve kültürel değeri olan bir malzeme ile çalışıyorsak, o malzemeyle çalışan arkadaşların bunu iyi bilmesi gerekiyor. Ülkemizde çok sayıda tarihi eser var. Bu eserlerle ilgili birçok restorasyon çalışması var. Bu çalışmaları gerçekleştiren ustalara sertifika verilmesi gerektiğini düşünüyorum."
Türkiye'de çok başarılı restorasyonlar yapıldığını dile getiren Prof. Dr. Eser, "Yapılan restorasyonların takip edilmesi gerekiyor. Restorasyon da bakım istiyor. Yani bir restorasyon yapıp, binanın ömrünü uzatıyorsunuz ancak restorasyonun da ömrünü uzatmak için periyodik bakımlar yapılması gerekiyor. Ben de basından zaman zaman takip ediyorum, restorasyon facialarıyla ilgili yansıyan şeyler oluyor. Bunların çoğunun aslında işçilik ile ilgili sorunlar olduğunu tespit ediyorum" diye konuştu.
Öte yandan Vakıflar Bölge Müdürlüğü yetkilileri, konuya ilişkin açıklama yapmadı.
(DHA)