Sivil Toplum Kuruluşları Çözüm Sürecini Değerlendirdi

Ribat Eğitim Vakfı’nın ev sahipliğinde doğu ve batı illerinden Konya’ya gelen sivil toplum kuruluşları (STK), çözüm sürecini değerlendirdi.Konya’da 3 gün süren programlarının ardından Ribat Eğitim Vakfı'nda bir araya gelen sivil toplum kuruluşları, Konya Sivil Toplum Kuruluşları İcra Heyeti Başkanı Latif Selvi'nin başkanlığını yaptığı "Çözüm Sürecini Değerlendirme Toplantısı"na katıldı.Toplantının açılış konuşmasını yapan Ribat Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Büyük, “Şu anda muhtaç olduğumuz şey beraberliğin zaruretine inanıp fiilen teşebbüslere geçmek. Birbirimizi candan sevip kucaklamak, ihtilafın devamına sebep olacak her türlü söz ve fiilden uzak durmaktır. Aynı şeyin parçaları olduğumuzu birbirimizin hukukunu koruyabilecek hassasiyeti hepimizin taşıması gerektiğine, hepimizin inanması gerekir” dedi.Diyarbakır AY-DER Başkanı Ferzande Lale ise, “Hükümetin başlatmış olduğu barış sürecini desteklediğimiz önemli bir süreçtir ama yetmez diyoruz. Bu süreç daha iyi bir şekilde devam edebilmeli. Bu anlamda başta hükümetimizin ve biz sivil toplum kuruşlarının öncüleri olarak ayrıntılara düşmemeliyiz. Böyle bir süreç zaten risklidir. Eğer riski almışsak, ufak tefek ayrıntılara düşmemeliyiz” diye konuştu.Ribat Eğitim Vakfı Adapazarı Şube Başkanı Gazanfer Üvez de, İslam kardeşliğinin birçok şeyi emrettiğini hatırlatarak, “Kardeşlik hukuku saygıyı emrediyor, kardeşlik ahlakını, eşitliği ve dayanışmayı emrediyor. Kardeşinin hakkını kendi hakkın gibi savunmayı emrediyor. Bunun hukuku, senin hukukundur der İslam. Göğsünü kardeşin için siper etmeni ister. İman etmedikçe cennete giremeyeceğimizi belirtir ve birbirimizi sevmedikçe de iman etmiş sayılmayız der. Kendin için istediğini kardeşin için iste ey Türkler, Kürt kardeşlerimiz için de isteyelim. Ey Müslümanlar, kendimiz için istediğimizi de bütün insanlık için isteyelim” ifadelerini kullandı.“BU SÜRECİ SİVİL TOPLUMLAR ÇÖZER”Mardin merkezli Uluslararası Stratejik Tahlil ve Araştırmalar Derneği (USTAD) Başkanı Mehmet Timurağaoğlu, “Bugün geldiğimiz noktada annelerin gözyaşları akmıyorsa, evlere ateş düşmüyorsa bizim bunların hepsine şükredip takdirle kabul edip bir daha bunların olmaması için çok üstün bir gayretle çalışmamız gerektiğine inanıyorum. Dolayısıyla bu çalışmayı batıdaki kardeşlerimizin çok daha fazla buna sarılmaları olmazsa olmaz, cihanşümul bir devlet yapısına geçebilmemiz için bu ülkenin önündeki bütün engellemelerin kaldırılması lazım. 30 yıllık bu mücadelede kangrenleşmiş ve bu ülkeye ayak bağı olmuş, bir türlü ilerletemeyen bu Kürt sorununu tek başına halleden, hiçbir aracı devlet olmadan halletmiş olan bu hükümete de teşekkürlerimizi bir borç biliyoruz. Bunu takdirle karşılamamız lazım. Yani bu hükümet yaptığı için değil, aslında doğru bir iş yaptığından dolayı biz bu işi destekliyoruz” şeklinde konuştu.Şırnak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Akmaz ise, “Çözüm sürecini Konya’daki bir kardeşim, Diyarbakır’daki bir kardeşimin anladığının ne kadarını anlayabiliyor? Veya Adapazarı’ndaki kardeşim ne kadarını anlayabiliyor? Bütün siyasilerimizi alkışlıyoruz. Yani orada çözüm sürecinin önemi nedir diye bakarken, orada hemen hemen iki üç nüfustan aşağı evinde ölüm olmayan bir coğrafyadan bahsediyoruz. Yani orası açısından önemini kavramaya çalışalım. Onun için bizim bunu kalıcı bir sürece getirmemiz lazım. Bir daha geriye döndürmememiz lazım. Bu süreci çözecek kimdir? Bu sürecin çözümünde ilk adımı atacak ana kuvvet gücü, siyasi güçtür. Bu var mıdır Türkiye’de? Elhamdülillah vardır. Bu süreci hükümet çözemez, sivil toplumlar çözer. Dünyada bu böyledir. Sivil toplumlar bunun yasal veya yönetmelik düzenlemesini yapar ve hükümet de buna katkı sağlar, dünyada bu böyle olmuştur” dedi.Konuşmalardan sonra toplantı, soru-cevap kısmının ardından sona erdi.