SSK Ankara Eğitim Hastanesi Dermatoloji Kliniği'nde görevli Uzm. Dr. Semih Tatlıcan, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, aknenin, yağ üretimi yapan bezlerin uzun süreli iltihabi rahatsızlığı sonucu ortaya çıktığını belirterek, "Akne, ortalama 14 yaşında başlar ve 20'li yaşların sonuna doğru iyileşir. Söz konusu rahatsızlık, bu yaşlardaki genç insanların önemli bir kozmetik problemi olduğu kadar, görünüşteki bozukluk sebebiyle kişinin psikolojisi de olumsuz yönde etkileyen bir dermatolojik problemdir. Hastalık bazen bazı endokrinolojik-hormonal hastalıklara da eşlik edebilmektedir" dedi.
Yüzde 99 oranında yüzde, yüzde 60 oranında sırtta ve yüzde 15 oranında göğüste bulunan aknenin oluşumunun 'yağlı, yüksek kalorili yiyeceklerin alımı ile doğru orantılı olarak arttığının' yaygın bir inanış olmasına rağmen, bu yönde bir bilgi içeren bilimsel çalışma olmadığını vurgulayan Uzm. Dr. Semih Tatlıcan, "Kadınlarda menstrusyon öncesi alevlenmeler görülebilmektedir. Aknenin terleme ile artış gösterdiği, sıcak ve nemli ortamlarda bulunmakla oluşumunun arttığı bildirilmiştir" diye konuştu.
Uzm. Dr. Tatlıcan, tedavinin başarısının, hasta ile kurulan diyalog ile son derece ilişkili olduğunu ifade ederek, "Hasta kendi tedavisinin planlanmasına katkıda bulunmalı ve tedavi sürecinde sorumluluk almalıdır. Öncelikle bilinmesi gereken, hafif akne türlerinin dahi 4-6 yıl sürebileceği gerçeğidir" şeklinde konuştu.
Hastanın yaşı, cinsiyeti, kaç yıldır akne şikayeti bulunduğu ve eşlik eden başka bir hastalık olup olmadığı hususlarının tedavi seçiminde önem taşıdığını kaydeden Uzm.
Dr. Tatlıcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak, tedavi seçiminde en önemli etmen, aknenin yaygınlığı ve ciddiyetidir. Hafif akne olarak sınıflananlara topik (seçme ilaçlar), orta şiddette aknesi olanlara ise sistemik tedaviler uygulanmalıdır. Çünkü akneye ait izleri tedavi etmek, aknenin kendisini tedavi etmekten daha zor, pahalı, zaman isteyen ve daha az başarılı bir yöntemdir."
ANKARA (İHA)