Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Siyasetçilerin Etnik Ayrımcılıkla İmtihan Verdiği 10 Demeç

Etnik ayrımcılığın siyasetçil dilindeki vurmuş hali.

Siyasetçilerin Etnik Ayrımcılıkla İmtihan Verdiği 10 Demeç

TOBB yöneticilerinin Bitlis’teki Askeri Gazinoda ağırlandığı ve 4 Nisan 2004 tarihinde gerçekleşen gecede Kürtçe “Kibar Zeyno” türküsünü askerlerin hep bir ağızdan seslendirmesi Başbakan Bülent Ecevit tarafından bir “hoşgörü örneği” olarak nitelendirilmiş, gecede TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da çeklien halaya eşlik etmişti. Sonradan halaya katılmadığını belirten Hisarcıkoğlu’nun yanı sıra Bitlis Valisi Uğur Boran da bir gün sonra şu açıklamayı yaptı:

Yemekte kesinlikle Kürtçe türkü okunmadı. Bu haber bizi çok üzdü.

Boran söz konusu kasedin jandarmada incelemeye alındığını da sözlerine ekledi.

Dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Recep Tayyip Erdoğan’ın 301. madde hakkında “Meşru hak ve özgürlükler sınırlanıyorsa yasada gereken tadilat yapılır” diyerek, değişiklik için destek çağrısı yapmasına 26 Eylül 2006’da şu sözlerle tepki gösterdi:

Hakaret ve tezyifin yasaklanması düşünce özgürlüğünün kısıtlanması anlamına kesinlikle gelmez. İtalya’da bu maddeden ceza alan var mı bilmiyorum ama, yoksa eğer bu İtalyan aydınının, entelektüelinin, yazarının ulusuna hakaret etmemeyi içine sindirmesindendir diye niye düşünülmüyor? Türklük utanılacak bir olaymış gibi gösterilmeye çalışılıyor, aşağılanmanın bir parçası gibi gösteriliyor. Bu hala böyle. Türkiye’de insanlar başı dik bir biçimde ‘Türküm’ demek istiyor. Buna niye saygı göstermiyorsunuz! Neredeyse Türk olduğumuzdan ötürü özür dilememiz istenecek. Özür mözür dilemeyeceğiz kardeşim, iftihar ediyoruz. … Başbakan önce ‘kaldırmayacağız’ dedi. AB locaları gerekli baskıyı harekete geçirince gevşemeye başladı. Yoğun kuşatma ve baskısı karşısında korktu, titredi. Sonra ‘gerekiyorsa kaldırabiliriz’ noktasına geldi. Biz ‘hayır’ deyince bizi suçladı. Mecliste sayıları yetiyor. İstiyorsa sorumluluğu alsın değiştirsin. Türklüğe hakaret etmeyi suç olmaktan çıkarmanın ayıbını taşıyacak ortak arıyor. Ben de diyorum ki, ‘Başka kapıya, CHP’den sana destek yok.’

DYP Genel Başkanı Tansu Çiller 7 Ekim 2000 tarihinde Eskişehir’de Sanayi Odası’nca düzenlenen teknoloji ödülleri töreninde ABD Temsilciler Meclisi’nin gündeminde bulunan Ermeni soykırımı tasarısıyla ilgili konuştu ve tasarıya misilleme olarak şu öneriyi sundu:

Bugün ülkemizde 30 bin Ermeni vatandaşı var. Ermeni asıllı Türk vatandaşları benim birinci sınıf vatandaşımdır. Bütün azınlıklar benim birinci sınıf vatandaşımdır. Türk vatandaşı ise; vatandaşlık hakkı vardır. Ama Ermeni vatandaşları var. 30 bin. Bunlar işadamı, Türkiye’de gelip iş yapıyorlar. Ya bunları seferber edip Ermenistan’a yollayalım veyahut da bunları sınırdışı edelim, onlar uğraşsın biraz. Yani bunun gibi bir çok çözüm var, bunları tartışmak istiyoruz Sayın Başbakan ile.

Eski (ve 2015 seçim hükümeti) Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül 2008 yılında Brüksel’deki Türkiye Büyükelçiliği’nde düzenlenen 10 Kasım Atatürk’ü Anma Töreni’nde konuştu ve Türkiye-Yunanistan arasındaki nüfus mübadelesine değinerek şu saptamayı yaptı:

Bugün eğer Ege’de Rumlar devam etseydi ve Türkiye’nin pek çok yerinde Ermeniler devam etseydi, bugün acaba aynı milli devlet olabilir miydi? Bu mübadelenin ne kadar önemli olduğunu size hangi kelimelerle anlatsam bilmiyorum ama eski dengelere bakarsanız, bunun önemi çok açık ortaya çıkacaktır. Bugün dahi Güneydoğu’da verilen mücadelede, bu ‘nation building’de kendilerini mağdur sayanların katkısını, özellikle tehcir sebebiyle mağdur sayanların katkısını reddedemeyiz. O halde Türkiye’nin gerçekten çağdaş, medeni ve aydınlanmış insanların ülkesi olabilmesinde Cumhuriyet’in başlangıcındaki prensipler çok önemliydi.

21 Aralık 2009 tarihinde CHP Erzurum İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenleyen CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, bundan birkaç gün önce ABD’nin en büyük televizyon kanallarından birinde Türkiye-İran ilişkilerinden bahsedilirken gösterilen Türkiye haritasının Doğu ve Güneydoğu bölgelerinin “Kürdistan” olarak belirtilmiş olması konusunda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun hiçbir şey yapmamasını eleştirmeye çalışırken şunları söyledi:

Bir nota vermiyor. Hiçbir açıklama yapmıyor. Dışişleri Bakanı sen ne işe yararsın? Senin soyadın Davutoğlu mu, Davutyan mı? Bilelim de. Davutyan’san sen Ermeni açılımı yapıyorsun. Adın ne, soyadın ne? Sen Türk müsün? Türkiye Dışişleri Bakanı mısın?

MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Türk Tarih Kurumu Başkanı olduğu dönemde katıldığı bir sempozyumda 19 Ağustos 2007’de şöyle konuştu:

Araştırmalarımızda şunu gördük ki pek çok bugün Kürt dediğimiz insanlar aslında Türkmen asıllı, yapısal olarak söylüyorum. Ama bununla beraber bir şey daha ifade ediyorum, bunlar fantezi değil söyleyeceğim şey. Bugün Kürt olarak bilinen hatta hatta şöyle söyleyeyim, Kürt Alevi olarak bilinen birçok insan da malesef Ermeni dönmeleridir. Ve TİKKO’nun içinde yer alan, PKK’nın içerisinde yer alan insanlardan birçoğu bunlardan. Yani bizim zannettiğimiz gibi bir Kürt hareketi değil PKK ya da TİKKO hareketi.

Halaçoğlu 26 Temmuz 2010’da katıldığı bir panelde de şu sözleri sarf etti:

Türk milleti ırkçı değildir. Irkçı olmaları mümkün de değildir. Irkçı olsaydı bütün ulusları, kendi idaresindeki ulusları asimile etmeliydi. Tam tersine kendisi asimile olmuş. Bazılarına biz bugün Kürt diyoruz. … Aslında bunu reddeden, ne mutlu Türk’üm diyemeyenler aslında asıl ırkçılık yapanlardır.

28 Mayıs 2011’de bir sualtı şampiyonasında dalış yapmak için Bodrum’a giden eski Devlet Bakanı ve AKP Mersin Milletvekili Kürşad Tüzmen muhtemel anayasa değişikliği ve AKP hükümetinin açılım politikası hakkındaki görüşlerini şöyle açıkladı:

Rusya’nın içerisinde Tatarlar, Müslümanlar, Kazaklar, Çerkezler de var. Yani onların hepsi şimdi Rus. Onlara sorduğunuz zaman ‘Rusum’ diyor ama Çerkez kökenli bir Rus, Kafkas kökenli bir Rus, Azeri kökenli bir Rus. Rusya’da yaşıyorsa, Azeri değildir, Azeri kökeni vardır ama Rus bayrağının altında Rus’tur, bitti. Savaş sırasında ABD’ye bakıyorsunuz, Irak’ta savaş var. Irak’a gidiyorlar, Çinli ne diyor ‘ABD askeriyim’ diyor, İtalyan ABD askeri. Yani hiç kimse diyor mu ‘ben Rusyalıyım’, ‘Rus’ diyor. ‘Ben Almanyalıyım’ diyen var mı? Almanım diyor, ‘Ben Fransalıyım’ diyen var mı, ‘Fransızım’ diyor. Türkiyeliyim yok arkadaş. ‘Türküm’ diyecek arkadaşlarımız, bunu öğrenecekler. O zaman hepsine saygılar sunacağız, başarılar dileyeceğiz.

Eski Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen 26 Kasım 2004’te, Serbest Ticaret Anlaşması imzalamak üzere bulunduğu Tunus’ta gazetecilerle bir sohbet toplantısı düzenledi. Bir gazetecinin Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın Türkiye’nin AB üyeliğini desteklemek amacıyla söylediği “Hepimiz Bizans’ın çocuklarıyız” sözlerini hatırlatarak ”Peki biz Bizans’ın çocuğu muyuz?” diye sorması üzerine Tüzmen şöyle konuştu:

Hayır, biz Osmanlı’nın çocuğuyuz. Ama Osmanlı’nın içinde ‘devşirme’ tabir edilen, o dönem Osmanlı’nın askeri gücüne katılan birçok Hıristiyan unsur Müslümanlaştırılarak Osmanlı’ya hizmette kullanılmıştır … Sonuçta Avrupalı’nın kökeninin nerede olduğunu veya Avupa’nın ne çocuğu olduğunu Avrupalılar bilir. Ama ben Osmanlı çocuğuyum. Osmanlı torunuyum.

TBMM’de 21 Aralık 2011 tarihinde yapılan 2012 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı’nın görüşülmesi esnasında söz alan ve Kürtlere tüm anayasal haklarını verecekleri vaadinde bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a cevaben konuşan Devlet Bahçeli şu saptamaları yaptı:

Bilhassa PKK’nın siyasallaşma sürecinde özne olan Kürt kimliğinin kabul edilmesine onay vermesi ve bununla birlikte tıpkı Başbakan’ı gibi, bir bir saydığı alt kimlik gruplarına kültürel ve anayasal haklarını vereceklerini bildirmesi, şayet şuursuzca seslendirilen bir görüş değilse, hıyanetin adım adım ilerletilmesi olarak değerlendirilecektir.

Başbakan Tayyip Erdoğan 2011 seçimlerine iki gün kala 10 Haziran’da NTV’de katıldığı programda kendisi ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında birçok kitap yazıldığını söyledi ve şöyle dedi:

Bu kitaplar içerisinde ne Yahudiliğimiz, ne Ermeniliğimiz ne affedersiniz Rumluğumuz hiçbir şeyimiz kalmadı. Düşünebiliyor musunuz?

Türkiye yakın tarihinin siyaseti ile ilgili hafızanızı biraz daha tazelemek isterseniz sizi Siyaseten Doğru ekibinin hazırladığı Hafıza-i Beşer blog'una alalım.

En Çok Aranan Haberler