Fransa Kralı 16. Louis, Fransız Devrimi öncesi, kurucu meclisi sarayına çağırıyor. Bir meclis var ama, meclis ne karar alırsa alsın, sarayda yaşayan 16. Louis’in veto etme hakkı var. İstemediği her şeyi kafasına göre veto ediyor. Zaten meclisin toplanma amacı; Louis’in veto hakkının kaldırılmak istemesi.
Fransa Kralı'nı destekleyen soylular ve Ruhban sınıfı, kurucu meclisde oturum başkanı Mounier’in ‘sağ’ tarafına oturuyorlar. Kralın böyle bir ayrıcalığı olmaması gerektiğini, herkesin eşit olduğunu savunan, halk destekçisi olan temsilciler ise ‘sol’ tarafa oturuyor.
Değişime açık olmayan muhafazakar kesimle monarşiyi destekleyen, kralın veto hakkının olmasını isteyen ve genel anlamda toplumun kaymak tabakasında olan insanlar ‘s**ağ**’ tarafa oturdular.
O zamanki toplum düzeninin ilerici görüşlü burjuvazi temsilcileri, köylü hakkını ve ileriyi savunan, değişimi isteyen insanlar da 'sol' tarafa oturdular.
Sağ ve sol kavramları ülkelere, toplumlara ve zamana göre değişiklik gösterir. Aslında göreceli bir kavramdır. Şöyle ki;
ABD’de, Demokrat Liberaller sol, Cumhuriyetçi Muhafazakarlar sağ olarak anılır. Ancak İngiltere’ye kıyasladığımızda, ABD’deki iki görüşte sağcı olarak kalır.
Sağ ve sol kavramlarının ilk çıkış felsefesine uygundur. İleriyi, değişimi, yeniliği, hak ve özgürlüğü, en önemlisi ise herkesin eşit olduğunu savunan insanlar solcu olarak adlandırılır. Muhafazakar olan, değişime, yeniliğe, hak ve özgürlüklere ve eşitliğe yakın olmayan insanlar sağcı olarak adlandırılır.
Herkesin özgür ve eşitçe yaşadığı bir Türkiye oluşturmayı başarabilirsek, onu da öğreneceğiz.