İçişleri Bakanı Soylu, Ankara'da otelde düzenlenen 'Trafik Birim Amirleri Koordinasyon Toplantısı'na katıldı. Toplantıda Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş ve 81 ilden gelen trafik şube müdürleri yer aldı. Bakan Soylu, ülkeler ölçeğinde bakıldığında trafik kazalarının neredeyse her ülke için orta boy savaşta verilen kadar can ve mal kaybına yol açtığını söyleyerek, "Buradan çıkan sonuç şudur; trafik kazaları, 21'inci yüzyılın kriminal olmayan güvenlik sorunudur. 'Kriminal olmayan' diye tarif ediyorum çünkü nihayetinde terör değildir, kasıtlı cinayet değildir, belki suç yerine hatalar neticesinde oluşur. Sadece mağdurun değil faillerinin de istemediği bir durumdur ancak etkileri ve oluşturduğu kayıplar itibarıyla trafik kazaları, gerçek anlamda küresel güvenlik sorunudur" dedi.
Bakan Soylu, Türkiye'nin kriminal olmayan güvenlik sorunlarının da bulunduğunu belirterek, "Birkaç gündür siyasi cinayetlerden, seri cinayetlerden bahsediliyor; takip ediyor, izliyoruz. Tehlikenin büyük bir boyutta olduğu ifade ediliyor. Bunlar ciddi sözlerdir. Her biri, birbirinin peşine takılıyor. Ana muhalefet genel başkanı, onun altındaki muhalefet partisi genel başkanı, onun genel başkan yardımcısı, en sonunda yine bir partinin genel başkanı. Bu 4'üne bakıyorum, hepsi devlet görmüş. Birisi SGK'ya kadar gelmiş, diğeri 8 ay da olsa içişleri bakanlığı yapmış, diğeri bayındırlık bakanlığı yapmış, diğeri başbakanlık yapmış. Şimdi topluma böyle bir söz söylüyorsanız bunun kendine ait bir karşılığı olmalı. Siyasi, seri cinayetlerin istihbaratını nereden öğrenebilirsiniz? Çok basit. Ya emniyet istihbarat başkanlığı, ilgili birimler size bilgi aktaracaklar veya jandarmadan istihbarattan ya da MİT'ten gelebilir. Ben içişleri bakanıyım; sordum, 'Arkadaşlar böyle bir siyasi cinayet, bahsedildiği gibi toplumu kaosa sürüklemek üzere siyasi cinayet istihbaratı var mı?'. Yok. MİT'e sorduk, böyle bir bilgi yok. Peki siz bu bilgiyi nereden aldınız?" diye konuştu.
Bakan Soylu, kendileri dışında bilgi alınabilecek iki kaynağın olduğunu, bunlardan birinin yabancı servisler olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
Yabancı servislerin kucağına oturmuşsanız sizi oynatırlar. Terör örgütleri hükümet yöneticilerini sürekli hedef alırlar ya da sizin terör örgütleriyle ilintiniz, bağınız var veya yabancı siyasilerle bağınız var. Bunu milletimize söylüyorum; bu FETÖ taktiğidir, açık. Onlarla kol kola girerseniz, onların hamiliğini kabul ederseniz geleceğiniz durum budur. Burada bıraktık mı? Hayır bırakmadık. Bakan yardımcıma, bu 4 seslendirenden 1'i olan siyasi partinin genel başkan yardımcısını, gazeteye verdiği röportajdan sonra arattırdım. Nezaketli bir şekilde 'Devlette görev yaptınız eğer böyle bir şey söylüyorsanız, bir belgeniz söz konusu mudur veya terör ve istihbarat bitimlerinden arkadaşlarımız sizin yanınıza gelsinler, sizin bu konuda bilgilerinizi alsınlar ve hemen harekete geçelim' dedi. 'Ben ana muhalefet partisi genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı değerlendirmeden hareket ettim, etrafımdaki konuşmalardan hareket ettim' cevabını verdi. Bulunduğunuz yer dedikodu mecraları değil. Devlet ciddi insanların iştigal ettiği bir alan.
Bakan Soylu, 16 Mart 2016'da CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun 'siyasi seri cinayetler' ifadesini kullandığını belirterek, şunları kaydetti:
Acaba bu bir şifre midir? 2016 Mart'tan sonra ne oldu? 15 Temmuz. Şu FETÖ'nün zihninizi iğfal ettiği oyunlardan kurtulun. Bu ülke size ana muhalefet partisi genel başkanlığı, muhalefet partisi genel başkanlığı veya genel başkan yardımcılığı gibi sorumluluklar vermiş. Bunları bu tip hezeyanlarla soğuk savaş döneminin siyasi oyunlarıyla manipülasyonlarıyla kirletmeyin. Kendinize de yazık edersiniz, temsil ettiğiniz kurumlara da yazık edersiniz, asıl aziz milletimize yazık edersiniz. İnanın üzülüyorum ve bu insanlara da acıyorum. Aynı işler yine bundan kısa bir süre önce 'Ben dinleniyorum' ifadesiyle makes bulmuştur. Madem dinleniyorsunuz, ana muhalefet partisi genel başkanı olarak bunu söylüyorsunuz. Beni, emniyetimizi, devleti töhmet altında bırakıyorsun sonra meselenin takibi yargı alanında yapılabilecek anlayışı ortaya koymadan lafı sadece ortaya bırakan bir anlayışı temsil ediyorsun. 21'inci yüzyıl siyaseti de anlayışı da bu olmamalıdır.
(DHA)