Eğitimde 4+4+4 dayatmasıyla daha da derinleşen eğitim sorunları, öğrencilerimizi, velileri ve biz eğitim emekçilerini olumsuz etkilemeyi sürdürmektedir. Siyasi iktidarın eğitim ve yükseköğretim alanında bugüne kadar yaptığı düzenlemeler, hayata geçirdiği uygulamalar sadece eğitim sistemini değil, toplumun geleceğini de ipotek altına almaya çalışmaktadır.
Siyasi iktidar eğitim sistemini sadece kendi dünya görüşüne göre biçimlendirmeye çalışmakta, eğitimin sorunlarına kalıcı çözümler üretmek yerine, tamamen baskıcı ve dayatmacı bir tutum izlemektedir. Eğitim sisteminin acil çözüm bekleyen onca sorunu varken, MEB’in yaşanan sorunları çözmek bir yana daha da derinleştiren adımlar atması, eğitimin temel bileşenleri olan öğrenciler, veliler ve öğretmenler arasında yeni ayrışmalar ve kutuplaşmalar yaratması kaçınılmazdır.
Siyasal kadrolaşma ve zorunlu rotasyona karşı 24 Eylül’de GREV’deyiz!
Yıllardır eğitim sistemini kendi siyasal-ideolojik hedeflerine uygun olarak biçimlendirmek isteyen siyasi iktidar, okullarda kendi siyasal çizgisinde olmayan tek bir yöneticinin görev almasını istememiş, bunun için tarihin en kapsamlı siyasal kadrolaşma ve tasfiye operasyonunu başlatmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimde yıllardır farklı kimlik, dil ve kültürleri yok sayan, din ve inanç istismarına dayanan, tekçi ve dayatmacı politikalarının okullarda istediği gibi uygulanması için okul müdürlerinin tamamına yakınını( Sakarya’da Adapazarı MEB kısmen farklı tutum almış olsada) kendi siyasal kadroları içinden özenle seçerek görevlendirmiştir.
Eğitim Sen, kurulduğu günden bugüne eğitim yöneticilerinin Bakanlık tarafından, hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın, sendikal ya da siyasal tercihlere göre belirlenmesi ve atanmasına karşı çıkmıştır. Bakanlığın eğitim yöneticilerinin siyasi iradenin belirlediği idari makamlar tarafından belirlenmesi konusunda neden bu kadar ısrarcı olduğu bugün daha iyi anlaşılmaktadır.
Eğitimde bir taraftan yoğun bir siyasal kadrolaşma yaşanırken, son çıkan torba yasa ile öğretmenlere sürgün anlamına gelen zorunlu rotasyon hazırlıklarına başlanmıştır. Türkiye çapında görev yapan yüz binlerce öğretmeni kendi istekleri dışında zorla rotasyona tabi tutmak, tarihin en büyük ve en kitlesel sürgünü anlamına gelecek, okullarda yaşanacak kaosla daha da derinleşecektir. Zorunlu rotasyon dayatmasına ve aday öğretmenlere sözlü sınav ile iş güvencemizi kaldırmak isteyenlere cevabımızı 24 Eylül’de alanlarda vereceğiz.
Laik Eğitim ve Anadilinde Eğitim Hakkını Savunmak İçin 24 Eylül’de GREV’deyiz!
Eğitimde bir taraftan yoğun siyasal kadrolaşma yaşanmakta ve zorunlu rotasyon hazırlıkları sürerken, eğitim öğretim yılının başlaması ile birlikte eğitimin en eski, en köklü sorunları arasında yer alan laik eğitim ve anadil eğitimi konusunda yaşanan gelişmeler kaygı verici boyutlara ulaşmıştır.
Siyasi iktidar, yıllardır demokratik, bilimsel ve laik eğitim isteyenlerin öncelikli talebi olan zorunlu din derslerinin kaldırılması konusunda adım atmamış, bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, farklı inanç gruplarına tek bir dini inancın ve tek bir mezhebin zorla öğretilemeyeceğine hükmederek Türkiye’yi bir kez daha mahkum etmiştir.
Özellikle eğitimde 4+4+4 dayatması sonrasında, eğitime yönelik doğrudan siyasi müdahaleler artmış, eğitim müfredatının içeriğinin değiştirilmesinden siyasi kadrolaşmaya, öğrencilerin kılık-kıyafetinden hangi dersleri seçeceğine kadar her konuda baskıcı uygulamalar artmıştır. Türkiye’nin her yerinde normal ortaokullar içinde imam hatip sınıflarının açılması ve son olarak doğrudan inanç istismarı şeklinde gündeme getirilen her lisede ibadethane (mescit) açılmasının zorunlu hale getirilmesi, şimdiden okullarda velileri ve öğrencileri karşı karşıya getirmiştir. Siyasi iktidarın toplumda yarattığı kutuplaşmanın bir benzerini okullarda da yaratmaya çalıştığı açıktır.
Eğitimde ayrımcı ve dayatmacı olmayan, farklı kimliklerin, dillerin ve inançların yok sayılmadığı bir eğitim sistemi için herkesin anadilinde eğitim alma hakkına saygı gösterilmesi gerektiği açıktır.
2014-2015 eğitim yılı, bir yandan laik eğitim talebinin öne çıktığı demokratik, bilimsel, herkese eşit ve parasız eğitim mücadelesinin velilerin ve öğrencilerin katılımlarıyla ilerlediği, diğer taraftan anadilinde eğitim hakkı mücadelesinin daha ileriden gündemleştirildiği bir eğitim yılı olacağı bugünden görülmektedir.
Haklarımıza ve Geleceğimize Sahip Çıkmak İçin 24 Eylül Çarşamba Günü GREV’deyiz!
Eğitim Sen olarak; kötü ve sağlıksız koşullarda çalışan, hakları gasp edilen, sürgünlere ve soruşturmalara maruz kalan bütün eğitim ve bilim emekçilerini yıllardır çözüm bekleyen sorunlarımızın kalıcı olarak çözülmesi talebiyle , birlikte hareket etmeye, siyasi iktidarın eğitimde ve toplumsal yaşamda hayata geçirmeye çalıştığı bütün dayatma ve baskılara karşı 24 Eylül Çarşamba günü tüm Türkiye’yi GREV alanına çevireceğiz.
Eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler olarak herkesin eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanması için, demokratik, bilimsel laik ve anadilinde eğitim için, okullarımızın işletme, halkın müşteri olmasına izin vermemek için herkesi GREV’imize destek olmaya çağırıyoruz.
Siyasi iktidarın yıllardır savunduğumuz taleplerimizi yok sayan dayatmacı anlayışına karşı en güçlü ve etkili yanıtı vermek için, tüm eğitim ve bilim emekçilerini, çocuklarının geleceğinden endişe eden velilerimizi, 24 Eylül Çarşamba günü ülke çapında yapacağımız greve talepleriyle katılmaya ve güç vermeye davet ediyoruz.
ALİ YAVUZ KÖSE
Sakarya Şube Başkanı
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz