Diyetisyen Yıldız Melek Aksoylu, vücudun büyük oranının su olduğunu ve vücudu toksinlerden arındırdığını söyledi ve “Işıldayan, pürüzsüz bir cilde sahip olmak istiyorsanız ihtiyacınız kadar su tüketmelisiniz. Su ihtiyacı cinsiyetinize, fiziksel aktivitenize göre değişmektedir. Yeterli miktarda su tüketimi cildinizin nem oranının ayarlanmasında etkilidir. Az su tüketenler nemsiz, pul pul bir cilde sahip olurken yeterli miktarda su tüketenler ışıl ışıl, canlı bir cilde sahip oluyorlar” dedi...
Aksoylu, Omega-3’ün cildi pürüzsüz ve parlak görünmesini sağladığını, nemlendirdiğini ve kurumasını engellediğini belirterek, “Sivilceleri azaltır hatta yok eder. Omega-3 bağışıklık sistemini destekler. İltihap oluşumunu önler ve yaşlanmayı geciktirir. Ceviz, somon, sardalya, uskumru, chia tohumu, keten tohumu, semizotu, avokado omega-3’ ten zengin besinler arasındadır. Sedef hastalığı, ciltteki lekeler, selülit tedavisinde omega-3 takviyesi önerilmektedir” ifadelerini kullandı.
Dyt. Melek Aksoylu, vitaminlerin antioksidan etkileri olduğunu, antioksidan etki hücreye zarar verenle mücadele ederek savaştığını söyledi ve “Antioksidanlar bizi hastalıklardan korur ve yaşlanmayı geciktirir. Cilt için en önemli vitaminler A, B3, C ve E vitaminleridir. Patates, havuç, ıspanak, tereyağı ve balık yağı A vitamininden zengin besinlerdir. Yaşlanmayı geciktirir, derinizin pullanmasını önler, cilde elastikiyet kazandırır, güneş lekelerini yok eder. Mısır ekmeği, ton balığı, palamut, baklagiller, hindi eti B3 vitamininden zengindir. Sivilcelerin tedavisinde oldukça önemlidir. Akneye yol açan aşırı yağ yapımını engeller. Cildi güçlendirir, kızarıklıkları azaltır. C vitamini cildin anahtarıdır. Kolajen sentezlenmesine yardımcıdır, herhangi bir hasarda cildin hemen yenilenmesini sağlar, dokulara esneklik verir. Turunçgiller, kivi, çilek, maydanoz, yeşil biber en önemli kaynaklardır. Cildinizi onarmak istiyorsanız E vitamininden zengin beslenin. En yararlı yağ asitlerinin üretilmesini sağlar. Hücreleri onarır ve nemlendirir. Ciltteki çatlaklarda oldukça etkilidir. Badem, fındık, zeytin yağı, zeytin E vitamini kaynaklarıdır” diye konuştu.
Aşırı tüketilen kafein cildi kurutuyor, kırıştırıyor ve cansızlaştırıyor. Buna ek olarak diüretik olduğu için su kaybına neden oluyor, az su içenlerde riskleri daha da artıyor.
Glisemik indeks bir gıdanın veya karbonhidratın kan şekerini yükseltme özelliği olduğunu söyleyen Aksoylu, “Sürekli glisemik indeksi yüksek beslenmek, insülin hormonunun yükselişine ve vücutta iltihap reaksiyonlarının artmasına neden olur. Özellikle ergenlik dönemini sivilcesiz atlatmak istiyorsanız ticari şeker içeren ve glisemik indeksi yüksek besinleri tüketirken dikkatli olunuz” uyarısında bulundu.
Stres hormonlarımızı etkilediği gibi sindirim sistemimizi de etkilediğini belirten Diyetisyen Yıldız Melek Aksoylu, “Sürekli strese maruz kalan kişilerde bağırsak problemleri meydana gelmektedir. Probiyotik takviyeleri ve kefir, ev yapımı turşu gibi besinleri tüketmek bağırsakları düzenleyici etkiye sahiptir. Her gün içilen 200 ml kefir bağırsaklarınızı düzenler, hücrelerin yaşlanmasını geciktirir” dedi.