Adana'da toplu açılış töreninde konuşan Başbakan BDP'li milletvekillerinin 'sivil itaatsizlik' eylemleri için şu değerlendirmeyi yaptı:
"Talimatsız iş yapamıyorlar sivil itaatsiziz diyorlar. Sizin nereniz sivil?"
Başbakan Erdoğan şöyle devam etti:
"Seçim sandığı ufukta görününce, birileri milleti hatırladılar. Alelacele popülist projeler üretmeye başladılar. Birileri dikkatinizi çekiyorum seçim öncesinde gerilimi artırarak, tahriklere başvurarak, milleti galeyana getirerek, oy avcılığının peşine düştüler. İşte Doğu'da Güneydoğu'da görüyorsunuz. 4 yıl beklediler şimdi seçime haftalar kala ellerine taş alarak, polisin üzerine yürüyerek, gençleri tahrik ederek, seçim sürecini etkileme gayreti içine girdiler.
"12 Haziran'da bu kirli tahrikleri bu kirli senaryoları artık tamamen açığa çıkaralım. Doğuda, batıda etnik kökenler üzerinden siyaset yapıp birbirini besleyen partilere tam bir demokrasi dersi verelim.
Türkiye'yi şu 8 yılda bu seviyelere kardeşlik getirdi. Hamdolsun bütün oyunlara rağmen kardeşlik getirdi. Daha üst seviyelere de kardeşlik taşıyacak. Bu başarıları kardeşlikle, paylaşmayla başardık, el ele verip daha fazlasını başaracağız."
İŞSİZLİK
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Şu anda dünyada işsizlik artıyor, küresel krizin etkileri devam ediyor ama biz de tam tersine işsizlik düşüyor'' dedi.
Erdoğan, birilerinin Adana'ya gelerek, ''Adana'da işsizliği nasıl istismar ederim, gençlere nasıl umut pazarlarım, oradan nasıl bir rant devşiririm'' diye fırsat kolladığını söyledi.
Kendilerinin gizli, saklı bir şeylerinin olmadığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
''Ben Adana'da işsizliğin olduğunu biliyorum, ama, bu ülkeye başbakan olduğum zaman Adana'da bundan daha az değildi işsizlik. Daha fazlaydı şimdi daha az. Bir gerçeği her zaman söyledik, istasyon meydanı ve tüm Adanalılar şahittir. Biz (ne aldatan olacağız, ne aldanan olacağız) dedik. Hep böyle geldik huzurunuza. Her yıl tüm Türkiye'de olduğu gibi Adana'da da işsizliği kademe kademe düşürüyoruz. İşsizlik küresel kriz nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de artış gösterdi. 2009 yılında yüzde 14'e kadar ulaştı. 2009 sonundan itibaren Türkiye'de işsizlik düşmeye başladı.
Şu anda dünyada işsizlik artıyor, küresel krizin etkileri devam ediyor ama biz de tam tersine işsizlik düşüyor. En son 2010 yılı genelinde yüzde 11.9'a kadar çektik. Şimdi son geldiğimiz nokta 11,4.
Türkiye genelinde 2010 yılında işsizlik 2009'a göre yüzde 2.1 gerilerken bu bölgede yüzde 5.3 geriledi. Bu düşüş devam edecek. Kriz öncesi oranlara ineceğiz, ardından işsizliği daha da aşağılara çekeceğiz.''
Erdoğan, Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi'nde 2002 sonunda 171 firma faaliyet gösterirken, bugün bu sayının 314 olduğunu vurgulayarak, ''Artış oranı yüzde 84. 2002'de OSB'de kaç kişi çalışıyordu. 12 bin kişi çalışıyordu. Sevgili Adanalılar şimdi OSB'de 25 bin kişi çalışıyor. 12 bin nire, 25 bin niree... Artış oranı yüzde 108'' dedi.
OSB'de tüketilen enerjinin de yüzde 171 arttığını anlatan Erdoğan, ''Bu ne demek. Demek ki üretim daha fazla, tüketilen su miktarı da arttı. Tekstilde sağladığımız teşviklerle Adana yeniden tekstil merkezi haline geldi. İşsizliği daha da aşağılara çekeceğiz. Adana tüm Akdeniz havzasının en büyük sanayi merkezi haline geliyor'' şeklinde konuştu.
"TAKLİT EDİYORLAR"
Erdoğan, büyük düşündüklerini ve büyük hedefler belirlediklerini belirterek, şunları kaydetti:
''2023 itibarıyla Türkiye, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacak. Milli gelirimiz 2 trilyon dolara, ihracat 500 milyar dolara, kişi başına milli gelir 25 bin dolara çıkmış olacak. Şimdi çıkıyor bazı aklı evveller, ne diyor? Diyor ki (şimdi senin cebine 25 bin dolar giriyor mu)diyor. Bir defa bu söylenen rakam, herkesin cebine 25 bin dolar giriyor anlamında değil ki. Dünyada büyüme, gelişmişlik bu hesaplarla yapılır. Biz bu hesabı söylüyoruz. Herkesin cebine bu para giriyor, denilir mi. Makineden mamul mü çıkarıyorsun, herkesin cebine aynı para girecek. Bu mümkün mü? Ama, kafaları karıştırmak için ne söyleyebiliriz. Bir şey bulamayınca bunu söylüyor. (Senin cebine 25 bin giriyor mu) diyor. O beyefendiye sormak lazım acaba sen 25 binle mi idare ediyorsun. Onu, ona sormak lazım.''
''Hep birlikte büyüyeceğiz, başaracağız. Yarınlar bugünlerden daha iyi olacak'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''Dün neydik bugün ne? Bir tane muhalefet partisinin lideri var, ileri geri konuşuyor, bu ara iyice dengeleri dağıttı. Diyor ki (Sekiz yıl önce mutfakta ne vardı) diyor. Benim Ayşe ablama, Fatma kardeşime soruyor. (Bugün daha iyiyseniz yine gidin, AK Partiye oy verin) diyor. Ben şimdi başka bir şey söylemiyorum. Bak her zaman bu meydanda söyledim. Eğer sekiz yıl öncesi asgari ücretle aldığın yumurtadan, aldığın sütten, aldığın ekmekten, aldığın peynirden daha az alıyorsan bize oy verme. Ama diyorum ki daha fazlasını alıyorsan o zaman bu beyefendiler bu işi bırakıp gidecek mi. Gidemezler. Dürüst değiller, samimi değiller.
Şimdi biz 2023 vizyonunu ortaya koyduk. Çünkü biz (3 Kasım 2002'de çıraklık devri başlıyor, 22 Temmuzda kalfalık devri) dedik. Sevgili kardeşlerim, 12 Haziranda ustalık devri başlayacak.''
Dünyada artık gündemi belirlenen Türkiye'nin olmadığını, dünyada gündeme ortak olan, gündem belirleyen bir Türkiye'nin bulunduğunu ifade eden Erdoğan, ''Bunu böyle bilin. Şimdi bizi takdir etmeye başladılar. Hafıza kaydınızı tazeleyin. Eskiden birileri bir şeyler söylüyordu. Ne diyordu eskiden bazı liderler (Kim ne veriyorsa ben 5 fazlasını veriyorum) diyorlardı. Hatırlıyorsunuz değil mi. Şimdi çıkıyorlar 2023 hedeflerimizi taklit ederek meseleyi sulandırmaya çalışıyorlar. Bizim ayaklarımız yere basıyor. Hiçbir zaman ayaklarımız yerden kesilmedi, hesabımızı en ince detayına kadar yapıyoruz, hedeflerimizi ona göre açıklıyoruz. Sevgili Adanalı kardeşlerim taklitlerinden sakınınız.''
''DIŞ POLİTİKAMIZI İLKELER ÜZERİNDEN YÜRÜTÜYORUZ''
Başbakan Erdoğan, bölgede çok önemli gelişmelerin olduğunu, Tunus ve Mısır'ın ardından Libya'da, Bahreyn'de, Yemen'de en sonunda Suriye'de halkların değişim taleplerini güçlü şekilde dile getirmeye başladıklarını ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu:
''Lider halkı için vardır. Lider, ülkesinin geleceği için vardır. Değişimi yönlendirecek olan, milletine istikameti çizecek olan liderdir, liderlerdir. Lider değişime direnirse halkın taleplerine kulak tıkarsa zalimleşir. Lider halkına kulak verirse halkının taleplerini karşılarsa o zaman da gönüllerde, tarihte dualarla yerini alır.
Ortadoğu'daki, Kuzey Afrikadaki liderlere her zaman söylediğimizi bugünde söylüyorum, (Halkınıza silah doğrultmayın, halkınızı anlamaya çalışın. Haykırışları bastırmak için değil, dinlemek için çaba gösterin, statükoyu değil değişimi tercih edin).
Biz dış politikamızı ilkeler üzerinden yürütüyoruz. Biz dünyanın her yerinde, her ülkesinde, her bölgesinde adaletten yanayız, hukuktan, demokrasiden ve haktan yanayız. Biz çıkarlar peşinde değiliz. Biz insanların ölmesi pahasına, insanlara zulmedilmesi, insanların ezilmesi pahasına çıkarlarımız var diyerek zulme, işkenceye, şiddete, hukuksuzluğa sessiz kalamayız.
Ortadoğu'daki, Kuzey Afrika'daki değişimin sancısız ve sorunsuz şekilde gerçekleşmesi için adeta çırpınıyoruz. Bir yandan tüm taraflarla aralıksız temaslarda bulunuyor, bir yandan uluslararası platformlarda barış için çaba harcıyoruz. Ortadoğu'da, Kuzey Afrika'da hem kendi vatandaşlarımızın hem oradaki kardeşlerimizin burnu dahi kanamasın diye gece gündüz çabalıyoruz. Türkiye'nin sözünün bugün tüm dünyada ağırlığı var. Türkiye her denklemde yer alıyor. Türkiye çözüm çabalarını, diyalog ve uzlaşma girişimlerini her platformda cesurca dile getiriyor. Bakın sadece iki hafta içinde, Rusya'ya, Tataristan Cumhuriyeti'ne, Suudi Arabistan'a gittik. Yarın sabah Irak'a gidiyoruz. Ardından İngiltere'ye gideceğiz. Bu süreçte ABD Başkanıyla, İngiltere Başbakanıyla, Hollanda Başbakanıyla, Suriye Devlet Başkanıyla, Libya'daki Başbakan ve taraflarla sürekli telefonla görüşmeleri yaptık. Türkiye herkesle diyalog halinde, herkesle iletişim kurabiliyor.
8 yılda bir yandan ekonomiyi büyüttük, bir yandan Türkiye'nin itibarını, gücünü, etkinliğini arttırdık. İnşallah bu şekilde devam edeceğiz. Bölgemizde ekonomisiyle demokrasisiyle daha güçlü bir ülke haline geliyoruz. Bu ülke, millet her şeyin en iyisine en güzeline layık. İnşallah Türkiye'yi daha yükseklere taşıyacağız.''
Türkiye'yi sekiz yılda bu seviyelere kardeşliğin getirdiğini anlatan Erdoğan, ''Hamdolsun tüm oyunlara rağmen kardeşlik getirdi. Daha üst seviyelere de kardeşlik taşıyacak. Bu başarıları, sevinçleri, kardeşlikle dayanışmayla başardık. Elele verip daha fazlasını hep birlikte başaracağız. Hiç endişeniz olmasın'' diye konuştu.