Bilic için Futbol Genel Direktörü Önder Özen'in de katıldığı imza töreni düzenlendi. İlk sözü alan Önder Özen, "Bilic ile 3 yıllık kontrat yaptık dileğim isteğim kurmak istediğimiz çatının altında daha uzun yıllar görev yapmasıdır. Yeni hocamız için kullandığım iki profil vardı, ya başarmış ya da başarma potansiyelini ortaya koymuş genç bir teknik adam olacak diye tarif etmiştim. Bugün karşımızda hem başarmış hem de çok daha fazlasını başarma potansiyelini ortaya koymuş genç, iddialı, hırslı ve ateşli bir teknik adam var. Kendisine hoşgeldin demek istiyorum" diye konuştu.
Bilic'ten taraftara övgü
Bilic ise Türkçe olarak "Merhaba" dedikten sonra sözlerine şöyle devam etti:
"Harika ülkeye geldiğim, Beşiktaş gibi büyük kulüple çalışma imkanı bulduğum için çok mutluyum. Çalışma evresine geçebilmek için sabırsızlanıyorum. Taraftara şunu vaat ediyorum; en iyisini yaparak, elimizdeki potansiyeli en iyi şekilde kullanarak onların mutlu olması için çalışacağım.
Taraftar için söylememe bile gerek yok. Sadece Türkiye'de değil, Hırvatistan'da İtalya'da Yunanistan'da Avrupa'nın birçok ülkesinde tanınan bilinen bir taraftar profili. Müthiş bir enerji demek. Bu enerjiyi avantaja çevirmemiz gerekiyor. Split'te yetiştim orada da benzer durum vardı. Bu taraftar profilini, bizim için sürükleyici güç haline getirip başarıya ulaşmaya çalışacağız."
"Korku, endişe duymuyorum"
"Lokomotif'te kötü geçen sezonun sorumluğunu bana ait. Birçok şey yanlış gitti. Başarılı olayım isterdim. Beşiktaş'a imza atmaktan rahatsızlığım yok. Büyük bir heyecanla çalışacağım. Korku, endişe duyuyor olsaydım başka alternatifler vardı onları değerlendirirdim veya dinlenirdim. Göreve başlamak için sabırsızlanıyorum ve bu özgüvenle başlıyorum."
"Türkiye İngiltere'den öncelikli hale geldi"
"Almanya'da oynadığım dönemde birkaç kez gidip gelmiştim Türkiye'ye. 2008'de sizin açınızdan çok iyi geçen maç, bizim için dramatik şekilde geçmişti. Türkiye aşık oldum gönlümü kaptırdım ama sebebi nedir cevabı tam olarak veremiyorum. Ailemle konuştuğumda benim için önceliğin İngiltere olduğunu söylerdi ama Türkiye İngiltere'den öncelikli hale geldi."
Fatih Terim
Bilic, Fatih Terim hakkındaki bir soruya ise "İster, Bay Terim diyeyim, ister sayın Terim diyeyim, onunla aramızda iyi bir ilişkimiz var, çok iyi dostluğumuz var. Onunla birkaç kez aynı ortamda bulunduğumuzda kahve içmişliğimiz de var. Kendisine çok büyük saygım var. Galatasaray ile yaşadıkları ortada. Galatasaray ile başardıklarına şapka çıkartılır, bir efsane. İtalya'da yaptıklarına da büyük bir saygım var. Onunla rakip olarak mücadele etmeye devam edeceğiz. Onlara karşı her oynadığımızda kazanmak için oynayacağız" ifadelerini kullandı.
Prosinecki ve Mrmic
Prosinecki'nin Beşiktaş ile görüşmesi ve kaleci antrenörü Mrmic'i Türkiye'ye getirmemesi ile ilgili soruya Hırvat teknik adam, şu cevabı verdi:
"Prosinceki çok yakın arkadaşım. Milli takımda birlikteydik. 5 sene birlikte çalıştık. Daha sonra yoluna hoca olarak devam etmek istedi. Onun için hep en iyisini temenni ettim. Beşiktaş ile ilgilendirildiğinde ben Rusya'daydım. Görüşmelerde Beşiktaş'a gitmesinden çok mutlu olacağımı söyledim. Ardından anlaşma yolu bulamadı kendi kulübünde kaldı. Kendi kulübünde yaptıkları yabana atılır değil, önemli iş yaptı. Onla ilgi kesildilten sonra görüşmelere başladım. Bir pozisyon için mücadele etmedik, yarışmadık. Aramızda sorun olması mümkün değil. Kendisinden bilgi aldım.
Mrmic uzun yıllardan dostluk içinde olduğum, milli takımda birlikte çalıştığım arkadaşım. Ondan da birttakım bilgi aldım. Hırvatistan'da kaleci yetiştirme konusunda bütün yaş kategorilerinde aktif şekilde çalışıyor. O nedenle getirmen mümkün değildi. Hırvatistan'ı tamamen buraya getirmem mümkün değildi. Şimdiki ekibimden de memnunum."
Stat konusu
"Bu sene maçların yarısını Galatasaray'ın, yarısı nı da Fenerbahçe'nin stadında oynayacağız yönünde söylentiler var, orada oynamak bir dezavantaj olabilir mi? sorusuna, Bilic, "Hepiniz bu durumu benden daha iyi biliyorsunuz. Benim bir endişem yok, elimden de bir şey gelmez. Umarım en kısa zamanda yeni yapılacak stadımıza taşınalım. Biz hangi statta olursak olalım, taraftarımızın o etkileyici atmosferi yaratacağına inanıyorum. Sonuçta bu futbol, yine bir statta oynayacağız. Kendi evimiz olmasa bile taraftarlarımızın olumlu bir atmosfer yaratacağını düşünüyorum. Taraftarlarımız da endişelenmesin" diye cevap verdi.
"Che, Rock ve gitar..."
Müzikle ilgilenmesi ve bir basın toplantısına Che Guevara tişörtüyle çıkması hakkında sorulan soruya Bilic, şu yanıtı verdi:
"Müziğe hala ilgim var. Bir kez gitar çalarsanız, kolay kolay bırakamazsınız. Müzikle ilgili Hırvatistan'da çok sordular. Milli takımın başına geçtiğim zaman hu tip sohbetlerden, içinde Che, Rock ve gitar geçen sorulardan kaçınmaya çalıştım. Bir kez başladı mı, teknik direktörlüğümün, söylemek istediklerimin önüne geçecek durumlar oluşur. Mümkün olduğu kadar bunları engellemeye çalıştım. Benim esas işim takımı çalıştırmak. Uzun zamandır da müzikten uzak kaldım ama asıl mevzu takım çalıştırmak ve başarıya ulaşmak. Müzikle olan taraf geri planda kalacak"
Önder Özen'e büyük övgü
Bilic, sportif direktör Önder Özen hakkında da övgü dolu sözler sarf ederek, "Buraya gelebilecek olası oyuncular bunun içindeyse, önce kendi aramızda konuşacağız. Elle tutulur bir şey varsa ve anlaşma sağlanırsa sizinle paylaşacağız. Yanımda oturan Önder Özen buraya gelmemin ana sebeplerinden bir tanesi. Benimle ilk irtibatı o kurdu. Bana sunduğu planlar, projeler, gösterdiği niyet ve enerjiyle beni etkilemeyi başardı. Birbirimizle dayanışma içinde olarak, bu ilişkiyi yukarıya taşımaya çalışacağız. Kendisini çok eskiden beri tanımasam da kendisine sonsuz bir güvenim ve inancım var" ifadelerini kullandı.
Sistem sinyali
Genç oyuncularla ilgili sorulan bir soruyu çok beğendiğini vurgulayan ve Beşiktaş'ta yaratmak istediği sistemle ilgili ipuçları veren Hırvat Teknik Direktör, "Biz kendi aramızda genç oyuncuları yetiştirmek konusunda bazı konuşmalar yaptık. Ben A takımı hocası gibi görünüyorum ama bundan fazlasını yapmamız lazım. Kulübe katkı sağlamamız gerekiyor. Örnek verecek olursak; Manchester United her zaman büyük takımdı ama ne zaman Beckham, Neville kardeşler, Scholes ve Butt gibi oyuncuları altyapıdan çıkarıp yukarıdakilerle kaynaştırdılar bir dünya markası haline geldiler. Bu izlenmesi gereken bir strateji. Asla sürekli oyuncu alarak bir takım yaratamazsınız, geçmişteki deneyimler bunu göstermiştir. Hali hazırda A takımda forma giyen oyuncularla, genç oyunculardan bir karma yaratıp, bu yol üzerinde yürümek gerekiyor. Ben kişisel olarak genç oyuncuları severim. Oyuncuların yaşları, oyuncuların nereden geldikleri olumsuz bir ayrımcılık yapmam için geçerli bir kriter değil. Gösterdikleri ve yaptıkları ile beni etkilerlerse, beni ikna ederlerse bu kapı onlar için açık olur" diye konuştu.
UEFA kararı; "yazık"
UEFA Disiplin Kurulu'nun Beşiktaş'a verdiği 1 yıllık ceza hakkındaki soruya da yanıt veren usta teknik adam, "UEFA’dan gelen ceza 'yazık' tabii, karar böyle kalır mı bilmiyorum ama böyle kalırsa sahada kazanılmış bir hakkı böyle kaybetmek bizim ve taraftarımız için üzüntü verici. Dünyanın her yerinde taraftarımız var ve hepsi için yazık aslında. Ancak karar böyle kalırsa da motivasyon handikabı oluşturmaz, bu konuda endişem yok” yorumunda bulundu.
Almedia ve Fernandes
Almeida ve Fernandes hakkında yorumu istenmesi üzerine ise Bilic, “Almedia çok iyi tanıdığım Almanya’dan da tanıdığım büyük potansiyele sahip bir oyuncu. Fernandes’e gelince, o da Everton’da oynadı Valencia’da oynadı, dünya klasında bir oyuncu. Bunun için de hiçbir şüphe yok” ifadelerini kullandı.
Takım çok gol yemiş"
Rusya’da bulunduğu sürece, Türkiye Ligi yayınlayamadığı için maçları naklen takip edemediğini ifade eden Bilic, takımın durumu hakkında ise şu sözleri söyledi:
"Maçların bitiminden birkaç gün sonra, bazen özetler bazen de atılan golleri izleme şansım oluyordu. Önder Bey’le temasımız sonrasında birkaç maçı izledim, takımın potansiyellerini ve niteliklerini gördüm. Yeteri kadar çok gol atmış ama gereğinden fazla gol yemiş takım. Bu potansiyelde bir takımın yememesi kadar gol yemiş. Bursaspor maçı örneği var mesela. O taraftar enerjisiyle bütünleşip oynarken, takım disiplininden uzaklaşmak handikap. Bazı maçlarda bunu gördüm ve buna dur demek lazım. Yukarıda oynamak isterseniz bu kadar gol yiyemezsiniz. Bir an önce bunun üzerinde çalışıp, bunu bertaraf etmemiz gerekiyor"