Son yıllarda ismini daha sık duymaya başladığımız SLE hastalığı aynı zamanda kelebek hastalığı ismiyle de anılmaktadır. Romatizmal bir rahatsızlık olan SLE, oldukça ciddi belirtiler ile kendini gösterir. Rahatsızlık hakkında merak edilen tüm detayları yazımızda bulabilirsiniz.
SLE, özellikle deri, eklemler, kan, böbrekler ve merkezi sinir sistemi olmak üzere vücudun farklı organlarını etkileyebilen kronik bir hastalıktır. Kronik olması, hastalığın uzun süre devam edebileceği anlamına gelmektedir. Vücuttaki birçok organı etkileyen romatizmal bir hastalık olan SLE Yüzde, elmacık kemiklerinin çevresinde kızarıklığa ve döküntüye sebebiyet verdiğinden kelebek hastalığı olarak da bilinir. Bu hastalık aynı zamanda otoimmün olarak tabir edilen hastalıklardandır. Otaimmün hastalıklarda, hastanın bağışıklık sistemi hatalı çalışır. Hastanın bağışıklık sisteminin hatalı çalışması sonucu, kişinin kendi hücrelerini yabancı madde olarak algılar. Kelebek hastalığında da vücuttaki kollajen isimli maddeye bağışıklık sistemi yabancı bir madde olarak algılayıp, saldırır.
SLE hastalığının neden meydana geldiği, hangi durumların bu hastalığı tetiklediği tam olarak bilinmemektedir. Bu nedenle ‘’SLE hastalığı neden olur?’’ sorusunun cevabını kesin olarak verebilmemiz mümkün değildir. Yine de bu hastalığı tetikleyen bazı etmenlerin bulunduğunu söylemek mümkündür. Hastalığın oluşumunda genetik, çevresel faktörler ve hormonların rolü vardır. Her hastalıkta olduğu gibi stres, bu hastalığın da baş tetikleyicilerinden biridir. SLE hastalığının kadınlarda fazla görülmesinin sebebi; kadın hormonu olan östrojen hormonunun SLE hastalığının oluşumunu artırmasıdır.
SLE hastalığı vücudun birçok bölgesini etkilediğinden SLE hastalığı belirtileri oldukça geniş bir çizgide gözlemlenmektedir. Bunun yanı sıra başlangıçta, her hastalığa yorumlanabilecek şekilde belirtiler gözlemlenebilir. Bunlara örnek verecek olursak; eklem ağrıları, halsizlik veya yorgunluk SLE hastalığının belirtileri olmakla beraber birçok hastalığın da belirtisi olabilir. SLE hastalığının belirtilerini daha spesifik olarak sıralayacak olursak;
-Cilt döküntüleri; özellikle yanaklar üzerindeki kızarıklıklar ve döküntüler buna örnek olarak verilebilir. Bu döküntülerden dolayı hastalığa kelebek hastalığı olarak anılmaktadır.
-Saç dökülmeleri; bu tip saç döküntüsü sonrası dökülen saçların yerine yeni saçlar çıkmaz.
-Parmak uçlarının morarması da gözlemlenebilir. Bu belirti SLE hastalığının en gözle görülür belirtilerinden biridir.
-Kaslarda ağrı ve iltihaplanma görülür.
-Böbrek iltihabı meydana gelir.
-Derin nefes alınması halinde hissedilen göğüs ağrısı ve akciğer dokusundaki iltihaplanmadan dolayı zatürre hastalığı.
-Karın ağrısı.
Bu belirtilerin görülmesi halinde mutlaka bir doktora danışılmalıdır.
SLE hastalığının tedavisi için ilk olarak SLE hastalığına dair tanı konulması gerekmektedir. Yukarıda sıraladığımız SLE hastalığı belirtilerinin bazıları sizde olsa bile bu SLE hastası olduğunuzun kanıtı niteliğinde değildir. Bu hastalığa tanı koymak için anti nükleer antikor testi (ANA) gerekmektedir. Birçok SLE hastasında bu testin sonucu pozitif çıkmaktadır.
SLE lupus hastalığı tedavisi pek mümkün olmayan ve hastanın şikayetlerinin belli dönemlerinde yükseldiği, belli dönemlerinde ise düştüğü bir rahatsızlıktır. Hastalığın yükseldiği dönemlerde ilaç tedavisi ile durum dizginlenmeye çalışılır. Tam olarak tedavi edilemese de hastanın şikayetlerini hafifletme konusunda tedavi uygulanır. Tedavi, hastalığın ilerlemesini durdurmak ve hayati komplikasyonları önlemek için uygulanırken, erken tanı oldukça önemlidir. SLE hastalığının erkenden fark edilmesi, tedavi sürecini kolaylaştırmakla beraber hastanın sahip olduğu rahatsızlıkları hafifletmede de önemli rol oynar.
İlerlemiş SLE hastalığını geri döndürmek pek mümkün değildir. Tedavi, hastadan hastaya değişir ve hastalığın hangi aşamada olduğunu belirlemek önemlidir. Çünkü ilaç kullanımı bu bilgiler doğrultusunda yapılmaktadır.
Bunun yanı sıra SLE hastalığı organların dokusunun iltihaplanmasına yol açar. Bu iltihaplanmanın giderilmesi için doktor tarafından antibiyotikler yazılır. Antibiyotik kullanımıyla beraber tedavi süreci başlamış olur. Bu hastalık her yaşta görülebilir.
“SLE hastalığı bulaşıcı mıdır?” sorusu insanların merak ettiği bir diğer sorudur. SLE hastalığı kişiden kişiye bulaşmaz, yani bulaşıcı değildir. Bulaşıcı olmasa da kalıtsal bir hastalıktır. Yani ailede bulunan SLE hastası bir birey, çocuklarına SLE hastalığını genetik olarak aktarabilir.
SLE hastaları çocuk sahibi olabilir. Bu rahatsızlığın hamileliğe herhangi kötü bir etkisi bulunmamaktadır; fakat hamilelik sonrası lohusalık dönemi için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Hastanın lohusalık döneminde SLE hastalığı alevlenebilir fakat bu durum da hastanın bebek sahibi olmasına engel teşkil etmez. Ancak daha önce de belirttiğimiz gibi doğacak çocuğun da ileride SLE hastası olma ihtimali vardır.
SLE hastalarının çok büyük bir kısmında, hastalığı ilk öğrendikleri anda kaygı ve tedirginlik hali gözlemlenmektedir. Hasta doktorunun ise, hastadaki bu gerginliği azaltması ve hastayı rahatlatması oldukça önemlidir. Çünkü stres, diğer hastalıklarda olduğu gibi SLE hastalığının da baş düşmanlardan biridir. Bu nedenle hastanın olabildiğince stressiz bir yaşam sürmesi gerekmektedir.
Ayrıca hastalar günlük yaşamlarında diğer insanlara oranla daha fazla dinlenmelidirler.
Son olarak güneş ışınları SLE hastalarına zarar verebildiği için kişilerin güneşte uzun süre kalmamaları, güneşe çıkma durumunda yüksek faktörlü koruyucu kullanmaları ve güneşin altında geniş şapka ve vücudu çok açıkta bırakmayan kıyafetler tercih etmeleri gerekmektedir.