BİTLİS (İHA) - Uzm. Dr. Burcu Çuhadar; havanın soğuması, hava kirliliğinin artması, toplu ve sıkışık ortamlarda yaşam ve okulların açılması ile birlikte, özellikle çocuklar arasında soğuk algınlığı vakasının görülme sıklığının arttığını söyledi.
Çuhadar, sonbaharda sıklığı artan enfeksiyon hastalıklarının soğuk algınlığı, nezle, grip, bademcik iltihabı, farenjit, larenjit, sinüzit, otitis media, bronşit ve zatürre olduğunu da belirterek:
"Solunum yolu hastalıkları daha çok kış ve bahar aylarında soğuğun vücut direncini düşürmesi ve solunum yollarının mikroplar tarafından iltihaplanması ile meydana gelir.
Ağız, burun, boğaz ve bademciklerin iltihaplanmasına üst solunum yolu enfeksiyonları denir. Şayet farenjit ve çocuklarda çok sık gördüğümüz tonsillit gibi hastalık yapan mikropların soluk borusu ve akciğerlerle, akciğer içi hava yollarını iltihaplandırmasına alt solunum yolu enfeksiyonları denir. Sigara kullanan ailelerin çocuklarının, kullanmayan ailelerin çocuklarına göre 2 kat daha fazla solunum yolu enfeksiyonlarına yakalandıkları görülmektedir. Hava kirliliğinin de solunum yolu enfeksiyonları riskini
attırdığı tespit edilmiştir. Soğuk algınlığında ateş olmaz. Burun tıkanıklığı, ses kısıklığı ve boğaz ağrısı olur. Böyle bir durumda antibiyotik kullanmak gerekmez. En etkili tedavi dinlenme, sağlıklı beslenme ve bol C Vitamini alınmasıdır" dedi.
"GRİP TEDAVİSİ İÇİN ANTİBİYOTİK KULLANILMAZ"
Uzman Doktor Çuhadar, gribin influenza adı verilen çok küçük virüs grubunun yaptığı bir üst solunum yolu enfeksiyonu olduğunu ve gribin viral bir hastalık olduğu için tedavisinde antibiyotik kullanılmayacağını ifade ederek:
"Gereksiz antibiyotik kullanımı, vücudumuzda bakterilere karşı direnç geliştirir. Gribin tedavisi belirtilerine göre yapılmalıdır. Hastada boğaz yanması varsa gargara veya sprey, burun akıntısı olanlara serum fizyolojik veya burun damlası, ya da ateşli hastalara ateş düşürücü ilaç verilir. Eğer grip uzun sürmüşse üzerine bir bakteri eklenebilir. Sinüzit farenjit veya pnomoni dediğimiz zatüre oluşabilir. Bu durumda antibiyotik başlanır, yani Antibiyotik kullanımı 2'inci bir bakteri enfeksiyonu olduğunda
yapılmaktadır. Bu enfeksiyonlar en sık çocuklarda görülür. Yaşlılar, astım gibi kronik hastalığı olanlar diğer risk grubunu oluştururlar. Erişkinlerde ise vücudu dirençsiz kılan aşırı yorgunluk, stres, beslenme düzensizliği, soğuğa maruz kalma gibi durumlarda hastalık görülme sıklığı artar. Şeker hastaları ve KOAH hastalarında zature görülme riski daha fazladır. Özellikle yaşlılar, kalp hastalığı, astım, KOAH gibi kronik hastalığı olanların kış aylarında soğuğa maruz kalmamaya özen göstermelerini konusunda
uyararak" kış şartlarına uygun giyinmeliler ve grip, zature hastalarıyla yakın temasta bulunmamaya dikkat etmelidirler. Taze meyve sebze alımının artırılması, dengeli beslenme ve istirahat etmeleri öneriyorum" ifadelerini kullandı.
Çuhadar, temel prensip olarak 2-3 günde gerilemeyen belirtiler söz konusu ise vatandaºlar?n bir sa?l?k kuruluºuna baºvurması gerekti?ini de sözlerine ekledi.