BAŞBAKAN ERDOĞAN'A ELEŞTİRİ
Deprem ve kerpiç evlere yabancı olmadıklarını anlatan Karakaya, 8 Mart'ta meydana gelen 6 büyüklüğündeki depremde 52 kişinin öldüğünü hatırlatarak şöyle dedi: “Topraklarının yüzde 90’ından fazla bölümü deprem riski altında olan ülkemiz için pek de sürpriz olmayan bu deprem sonrasında başta Başbakanımız olmak üzere yetkililer işin temelindeki sorunları görmezden gelerek ve gerçekleri gizleyerek, alelacele bir suçlu aramış ve bu deprem için de suçluyu kerpiç yapılar olarak ilan etmişlerdir.
Ancak Elazığ depreminin ardından Başbakanımızın ağzından çıkan ‘Şu ana kadar kaybettiklerimiz en büyük üzüntümüz, hüznümüz şüphesiz ki bu bölgenin yerel mimari anlayışı kerpiç yapılanmadır. Bu kerpiç yapılanmanın da ne yazık ki faturası ve bedeli ağır olmuştur' sözleri hafızalara kazındı.
Hiçbir bilimselliğe ve gerçekliğe dayanmadan, sadece yüzeysel gözlemlere dayanarak söylenmiş bu sözler, hele de ülkenin en üst yetkilisince telaffuz edilince pek çok kişinin de bu söylem çerçevesinde depremin sonuçlarını sorgulamanın kerpiç üzerinden tartışılmasını doğal karşılamıştır.“
VALİ SİNİRLENDİ
Karakaya’nın konuşması üzerine Vali Muammer Erol, “Burada bir konuşma yapmazsam karnım ağrır” diyerek kürsüye çıktı. Erol, depremden sonra yapılanları küçümseyen, hiç sayan ve arkasından kerpiç, betonarme yerine kerpici öneren anlayışı ‘kutladığını' söyledi.
Vali Erol, “Betonarme yapıları bırakacağız, sizin bu çok yani mimari mesleğinizin bilgisinden tecrübesinden kaynaklanan bu ifadelerinizi rehber alarak kerpiç yapılar yapacağız. Teşekkür ederim, sağolun” diyerek, kürsüyü terk etti.
Prof.Dr. Naci Görür, olası deprem gerçeğini bir kez daha ortaya koydu. Doğu Anadolu fayı üzerinde yapılan çalışmaların, bu fayın 7’den büyük deprem üretebileceğini ortaya çıkardığını belirten Görür, şunları söyledi: “21'inci yüzyıla girdik ama bugüne kadar büyüklüğü 5.5'ten fazla olan yani Elazığ’daki son depremi bu boyutlarda düşünürseniz ondan daha büyük olan depremlerin sayısı 18'dir.
Elazığ yani Sivrice’nin Kuzey Doğusuna doğru Palu’ya doğru büyük bir deprem olduğundan hemen Sivrice’nin Güneyindeki kolu da tetikleyip kırıyor. 1874 ve 1875'te büyüklüğü 7 boyutunda depremler oldu.
"DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BİR DEPREM"
Tabii bu boyuttaki depremlerin tekrarlanması durumunda Elazığ kenti çok büyük darbe alır. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Malatya çevresi daha kritik. Malatya çevresinin de daha kritik olmasının nedeni o bölgenin; buradan sadece Doğu Anadolu Fayı değil, bu fayın kolu olan diyelim Sün ve Ovacık fayları da mevcut.
Bu iki fayın, Doğu Anadolu Fayı ile olan karmaşık ilişkisi bu bölgede daha büyük deprem üretiyor ve öyle anlaşılıyor. Malatya, Elazığ ve Maraş'ın uzun dönem yerleşim alanları olması da bu deprem kayıtlarının ortaya konulmasına neden oluyor. 1544 Kahramanmaraş depremi ki, bu çok dikkat edilmesi gereken bir depremdir.
Çünkü bu tarihten sonra Kahramanmaraş bölgesinde olmuş bir büyük deprem yok. Dolayısıyla o bölge yer bilimcilerin düşüncesi ve çalışmalarına göre son derece tehlikeli bir bölge. 500 yıldan beri orada enerji birikimi var ve o enerjiyi boşaltacak büyük bir deprem olmamış.”
"YETKİLİLERİ UYARIYORUZ"
Sivrice-Bingöl arasında uzak bir gelecekte olmayacak büyük bir depremin beklenebileceğini anlatan Prof.Dr. Görür, riskli bölgeler arasında Palu-Bingöl ve Kahramanmaraş-Türkoğlu'nun gösterilebileceğini vurgularken “Buralardan gerçekten korkuyoruz ve hükümeti, yerel yetkilileri buralar hakkında sürekli uyarıyoruz.
Bu nedenle bu bölgeler birinci derecede tehlikeli alanlar. Keza Malatya’nın da çok dikkat edilmesi gereken bir kent olduğunu düşünüyoruz” dedi