İSTANBUL (ANKA) – Hollanda'da düşen THY uçağının düşmesinden, ilk yardıma kadar Hollanda yetkililerin sorumluluklarına ilişkin tartışmalar artarak sürüyor.
Tekirdağ uçağının düşmesinde kulenin sorumluluğu tartışılırken, görgü tanıklarının ifadesine göre kazadan sonra el sallayarak yardım isteyen pilotların da ilk yardım ekiplerinin teknik yetersizliği nedeniyle ölüme terk edildiği öne sürüldü. Konusunda uzman isimlerin yönettiği airturkhaber.com isimli siteye göre THY uçağının düşmesinden sonra yapılan özellikle kokpitteki uçuş ekibine yönelik kurtarma çalışmalarında da skandal yaşandığı öne sürüldü. Sitede yeralan habere göre, kurtarma ekibi Boeing 737-800 uçağının teknik özelliklerini bilseydi kokpitteki pilotlarımız yaşıyor olabilirdi. THY'nin Amsterdam'da düşen Boeing 737-800 uçağının kazasıyla ilgili müthiş iddia şöyle:
"Görgü tanıkları, uçağın düşüşünün ardından, pilotlarımızın hayatta olduklarını, hatta yardım isteyerek el salladıklarını ifade etmişlerdi. Fakat kurtarma ekipleri 11 Eylül'den sonra uygulanan çelik kokpit kapısı yüzünden, kokpite girememiş ve yaralı pilotlarımız kurtarılamamıştı. Airtürkhaber yaptığı araştırmada pilotların kurtarılmalarının aslında mümkün olduğu sonucuna ulaştı.Boeing 737-800 tipi uçakların böyle kaza durumlarında kokpite girilmesini sağlayan önemli bir farkı vardı. Üretici Boeing, bu gibi durumlar için uçağın kokpit camlarından sağ tarafta olanı, dışarıdan açılabilir şekilde üretmişti. Bu, bugün uçan tüm Boeing 737-800 tipi uçaklarda geçerli bir durum.Fakat Hollandalı kurtarma ekipleri, muhtemelen bu bilgiden yoksun olduğu için pilotlarımıza yardım edemedi. Saatler sonra çelik kokpit kapısı kırılarak, pilotlarımızın cansız bedenine ulaşılabildi."
PİLOTLAR: O CAMIN ADI SLIDING WINDOW
ANKA muhabiri de konuyu deneyimli Boeing pilotlarına sordu. Pilotlar, kaptan pilotun sağ tarafında oturan yardımcı pilotun sağındaki camın açılabildiğini ifade ettiler. Sözkonusu camın "sliding window" olarak anıldığını belirten pilotlar bu camın açıldığını bilen ekiplerin pilotlara hemen ulaşabileceklerini, böylece belki de hayatlarını kurtarabileceklerini kaydettiler.