HABER

Şok pazarlıktaki aracı ilk kez konuştu

Etiler’de başı kesilmiş halde bulunan Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, Seda Sayan’ın Kanal D’deki programına ikinci kez katıldı ve ilginç açıklamalar yaptı.

Şok pazarlıktaki aracı ilk kez konuştu

Etiler’de başı kesilmiş halde bulunan Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, Seda Sayan’ın Kanal D’deki programına ikinci kez katıldı. Karabulut’un katil zanlısı Cem’in amcası Hayyam Garipoğlu programa telefonla bağlanarak bu cinayetle ve Cem’in kaçmasıyla ilgili olarak muhattabın kendisi olmadığını söyledi. Süreyya Karabulut ise Hayyam Garipoğlu’nun Cem’i sakladığını idda ederek, “Şerefliyse, haysiyetliyse çıkarsın zanlıyı“ dedi.

Garipoğlu ailesinden 3 Milyon Euro talebi olduğu iddiası gündeme bomba gibi düşen ve Sayan’ın bu konudaki ısrarlı sorularına “Şimdi para konuşmak yeri mi?” diyerek kızan Karabulut’a bir sürpriz vardı programda... Hayyam Garipoğlu ile Süreyya Karabulut arasında aracı olduğunu belirten yerel gazeteci Cemil Baran ilk kez konuştu.

İşte Garipoğlu, Karabulut ve Baran’ın o konuşmaları...

S.S.: Süreyya Karabulut için acılı babadır, ne söylerse sesimi çıkarmam yolunda bir sözünüz vardı. Hala o sözünüzün arkasında mısınız?

H.G.: Doğru o acılı bir baba olduğu için bizim hakkımızda olur olmaz, yanlış şeyler de söylüyor ama acılı babadır diye birşey söylemiyoruz.

S.S.: Bir kıskançlık cinayeti olduğu söyleniyor. Süreyya Bey satanist cinayeti olduğunda ısrarlı. Siz ne diyorsunuz, duygularınız ne yönde?

H.G.: Evvela bu soruların ben muhattabı değilim. Ben amcasıyım. Bunun dışında aslında bu konunun bu kadar 6 aydır kamuoyunda gündemde tutulmasının bir sebebi var. Sahip olduğumuz işyerlerinin ele geçirilmesi için, yani menfaat temin edilmek için gündemde tutuluyor birileri tarafından manipüle ediliyor. Bundan da vazgeçtik bütün dünyada bir baba suç işlerse bundan oğlu kızı suçlu değildir. Bir mahallede biri suçlu olursa o mahalle tamamen karalanamaz. Bir suç işlenmişse suç işleyenin çekmesi lazım biz de Cem’in bir an evvel yakalanıp cezasını çekmesini Türkiye’de herkesten çok istiyoruz.

S.S.: Muhattap ben değilim diyorsunuz. Anne yok, baba yok, çocuk da yok ortada.

H.G.: Annesi de buradaydı annesi kamuoyu baskısıyla çocukları okula gidemedi. Okullarından olmasın diye yurtdışına gitti çocuklarının eğitiminin başında. Babası hiç bir ilgisi yokken hapisaneye atıldı.

S.S.: Cem kaçtıkça siz zor durumda değil misiniz?

H.G.: Biz aile olarak zor durumdayız. Kaçan da zor durumda. Baba da suçsuz yere ceza çekiyor.

S.S.: Hayyam Bey çocuğu getiremiyor musunuz, siz çok güçlü bir insansınız?

H.G.: Bizim neremiz güçlü biz her yönden mağduruz. Bizim ne gücümüz var, adli tıptan kimi tanırız?

S.S.: Süreyya Bey’e namus sözü verdi devlet. Buna ne diyorsunuz?

H.G.: Bilmiyorum kendi aralarında. Süreyya Bey kimle görüşmüş bilemem. Zaten polisin görevidir suçluyu teslim etmek. Her gece sık sık evimiz basılıyor tüm aile polise gidiyoruz ifade veriyoruz. Ceyhanlıyız, Adanalıyız tanıdığımız tanımadığımız herkese baskın yapılıyor.

S.S.: Şöyle bir korkunuz var mı? Bu olay o kadar ayyuka çıktı ki biz bu çocuk teslim olursa bile bunu öldürüler!

H.G.: HYok öyle düşünmüyorum. Bir suç işlenmişse bir an önce yakalanıp teslim olsun ve cezasını çeksin istiyoruz. Kamuoyunda biz saklıyormuşusuz gibi bir iddia var.

S.S.: Peki bu çocuk bu kadar nasıl saklanabiliyor, parayı nereden buluyor?

H.G.: Ne bileyim Seda Hanım kendinisini bulun ona sorun.

S.S.: Benim evladım olsa teslim ederdim diyor musunuz?

H.G.: Elbette ederdim anneannesi dedi, annesi benim oğlum ölseydi dedi. Kendi annesi beyanat verdi. Olmuşu geri getiremiyorsunuz ki Allah kimsenin başına vermesin.

S.S.: Çok zarar gördük diyorsunuz. Anlatır mısınız.

H.G.: Daha başka ne zarar görebiliriz. İtibarımız gitti, alnımız ak bizimle ne ilgisi var. Bu prensiple yaşıyoruz. Kaza mı oldu, hasta mıydı, deli miydi? Nasıl olduğunu da bilmiyoruz. Başkaları mı var yok mu biz de siz ne biliyorsanız onu biliyoruz.

S.S.: Süreyya Bey’i aradınız mı?

H.G.: Benim ne ilgim var. Niye arayayım. Basında üzüntülerimi başsağlığımı diledim. Bana düşmez kendi anne babası var. Benim ne ilgim var. Süreyya bey ne dedi bilmiyorum ama ne derse desin o hergün bir iddialarda bulunuyor. Şova getirdi işe. Neyse acılı babadır diye yanlışlarını söylemek istemiyorum. Benim kast ettiğiim bizim büyük işyerlerimiz var. Bunları ele geçirmek isteyen yabancı şirketler var bu yayınları onlar yaptırıyor iddiasındayım ben.

S.S.: Süreyya Bey çağrıda bulundu: 3 Eylül’de holdinginin önünde bir eylem yapacağım onlara çok büyük bir hediyem var dedi.

H.G.: Duydum her ne eylem yapacaksa yapar. Herkes ne istiyorsa yapabilir. Benim onunla hiçbir ilgim yok.

S.S.: Bu kadar olay oldu Hayyam Bey. Nüfuslu bir kimliksiniz bir aracı koydunuz mu?

H.G.: Ben acılı bir babayla neyin temasını kuracağım Seda Hanım. Ne diyebilirim ki? Ben anca ona başsağlığı diledim. Üzüntülerimizi bildirdim. Tüm ailemizin gerçekten üzüldüğümüzü söyledim. Onun dışında benim Süreyya Bey’le bir ilgim temasım yok.

S.S.: Ben inanmak istiyorum söylediklerinize... Çocuktan haberimiz yok diyorsunuz.

Süreyya Karabulut: Çocuğun annesi niye amerikada gelsin teslim olsun.

S.S.: Sizin kaçırttığınız söyleniyor Cem’in annesini... Ne diyorsunuz?

H.G.: Birisi bir suçluyu saklarsa bunun yıllarca cezası var Seda Hanım.

S.S.: Benim alnım ak mı diyorsunuz?

H.G.: Alnımın aklığı beni ilgilendirir. Benim ilgi alakam olsun istemiyorum. O aileyle karşılıklı konuşmak da istemiyorum.

S.S.: Hayyam Garipoğlu, Süreyya Karabulut’u aramadığını söyledi.

S.K.: 32. Gün’de bana gelindi. Şartlar ne olursa olsun Hayyam Bey’in yeğeni teslim olacak. İkincisi benim arkamda hiçbir güç yok. Bütün kanalların kapısını çalınca kabul ettiler. Şu anda Cem’in annesi Rusya’ya oradan Amerika’ya geçti. Hayyam Garipoğlu herkes çok iyi biliyor. Ben şovmenlik yapmıyorum. Ben kızımın kanının peşindeyim. Bunun için devleti, polisleri suçladım. Niçin benim evladım gitmiş. Aramadım konuşmadım diyor.

S.S.: Sana hiç aracı gönderdi mi?

S.K: Benim evladım gitti bunun bedeli ödenecek. Kimseyi ilgilendirmez. Devlet söz verdi. Garipoğlu cinayet masasına sesleniyorum. Hayyam Garipoğlu’nun nasıl insan olduğunu onlara sorun. Ulan benim arkamda kim olur. Ben evlat kaybettim. Yiğitsen delikanlıysan gel televizyonlarda konuşalım. Ben de hiç bir .ok yok. O zaman ülkeni terk et.

S.S.: Neden terk etsin? Benim alakam yok diyor.

S.K.: Seda Hanım inanmayın.

S.S.: Sen niye ona kızıyorsun.

S.K.: Parayı finanse edenler bunlar. Para bunlardan gidiyor.

S.S.: Sana para teklif ettiler mi?

S.K.: Lanet olsun onların parasına.

S.S.: Ettiler mi?

S.K.: Şimdi para konuşmak yeri mi? Etse ne olur kayıtsız şartsız bu zanlılar teslim olacak. Kan benim kanım bunun bedeli... Ben kızımın kanını yere akıtmam. Anne kaçtı, kim kaçırdı?
Cinayet akşamı oraya geliyor. Ben de evladım peşine koşuyorum adli tıp korudorlarında. İleriki tarihlerde hangi siyasi güçlerle oturup yeyip içtiğini mi söyleyeyim. Cinayetten sonra keyfe keder mi? Tek taraflıo odlmayacaksınız!

S.S.: Asla taraf tutmuyorum.

S.K.: Baba şovmenlik yapıyor diyor. Kanallara çıktım ben ne yapayım? Garipoğlu çıkar yeğenini... Garipoğlu seni paçavraya çeviririm. Ayıptır. Ben Seda Sayan’ın 20 sene öncesini de biliyorum. Garipoğlu’nun 30 sene öncesini biliyorum. Ben neyin peşindeyim ben zanlıyı istiyorum. Zanlıyı. Şerefliyse, haysiyetliyse çıkarsın. Garipoğlu finanse etmese bu çocuk 180 gündür firarda. Onlar medeni insanlar olsa bana başlığına herkes gelsin ama ne vardır ki ortada bir suç var. Bunu bu çocuk katletmiş mi etmiş. Al kardeşim bunu getir adalete teslim et. ondan sonra bana başsağlığına gel başımın üstünde taşırım seni. Benim evladım nasıl gitti? Hayyam Garipoğlu ile görüşeceğiz.

KAN PARASI

Programda bir de sürpriz aracı vardı. Yerel Gazeteci Cemil Baran, Hayyam Garipoğlu ile Süreyya Karabulut arasında aracılık yaptığını söyledi.

S.S.: Siz bu olayın neresindesiniz?

C.B.: Ben bu olayın açıklığa kavuşması için elimden geleni yapacağım.

S.S.: Garipoğlu aracı göndermedim dedi. Ama siz aracılığa soyundunuz.

C.B.: Evet aracı oldum. Ya bu görevi ben şöyle söyleyeyim. Ahmet isimli bir şahıs Garipoğlu’nun Süreyya Karabulut’la konuşması için aracı olmamı istedi. Ben Süreyya Abi’yi tanıyordum. Onunla görüştüm sonra Hayyam Bey’i aradım. Bir iki konuşmamız oldu.

S.S.: Ne konuştunuz?

C.B.: Olayın nasıl olduğu? Cem’in nerede olduğu, ne zaman teslim olacağı? Vs... Hayyam Bey gece arardı beni, müsait misin? Süreyya Bey’e ulaştın mı derdi. Aynı şekilde Süreyya Abi de beni arıyordu. Ben sordum, satanist mi, kıskançlık cinayeti mi? Diye sorduğumda. Ya hiç sorma bunun zararı bize yeter diyordu. Biz artık o kadar Hayyam Bey’le samimi olduk ki. Sen benim hemşerimsin bu işlerimizde bize yardımcı ol.

S.S.: Ne gibi yardım?

C.B.: Süreyya Karabulut bizi hedef gösteriyor diyordu. Ben kendisine aynı senin de böyle kızın kaybolsa arada da samimiyetlik oldu. Kendisi de beni arıyordu.

S.S.: Sana ters gelmedi mi ya da bunun altında birşey var diye düşündün mü?

C.B.: Valla ben sana şunu söyleyeyim. O Ahmet denen şahısı bir daha ne gördüm ne duydum bir daha. Hayyam Bey’in Süreyya Bey’e bir iki teklifi olduğunu söylemişti.

S.S: Ne teklifi?

C.B.: Para... Ben Süreyya Abi’ye söyledim. Olayı kapatın, o adamı da hedef göstertmeyin Kızınızın mekanı cennet olsun dedim.

S.S.: Kan parası gibi mi?

C.B.: Kan parası evet.

(kanaldcom.tr)

En Çok Aranan Haberler