ANKARA (İHA) - Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Sokak Çocuklarını Araştırma Komisyonu, çocuğunu okula göndermeyen aileler hakkında cezai yaptırım uygulanmasını, çocuğun eğitim hakkını elinden almada ısrar eden ailelerden gerekirse velayetin alınması yönünde yasal düzenleme yapılmasını önerdi.
'Aile planlaması'nın önemine vurgu yapan komisyon, Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere ilgili kuruluşların özellikle babayı hedef alan bir yaklaşımla aile planlamasını uygulamasını istedi. Komisyon raporunda 16 yaş ve altındaki çocukların, ailesinin izni olmadan seyahat etmelerini kısıtlayan yasal düzenleme yapılması ve terminallerde güvenlik güçlerinin denetimlerinin arttırılması talep edildi. Raporda ayrıca, 12 yaşın altındaki çocukların sokak, cadde, park ve eğlence merkezlerinde gece saat 22.00'dan sonra yalnız dolaşmalarını kısıtlayan ve sorumluluğunu yerine getirmeyen aileler hakkında da cezai müeyyideler getiren yasal düzenleme yapılması da istendi.
AK Parti Siirt Milletvekili Öner Ergenç başkanlığında çalışmalarını tamamlayan TBMM Sokak Çocuklarını Araştırma Komisyonu'nun TBMM Başkanlığı'na sunduğu rapor yarın TBMM Genel Kurulu'nda ele alınacak. Sokak çocuklarını 'sokakta yaşayan çocuklar', 'sokakta çalışan çocuklar', 'suça itilen çocuklar' ve 'uçucu ve uyuşturucu madde kullanan çocuklar' olarak dört grupta inceleyen komisyon raporunda çocukları sokağa iten sebepler arasında göç, yoksulluk, kontrolsüz nüfus artışı, ailenin eğitimsizliği, parçalanmış aile, sokakta zorla çalıştırılma, aile içi şiddet ve geçimsizlik, fiziksel - duygusal - cinsel - ekonomik istismar, sevgisizlik, ilgisizlik, çocuk haklarının yeterince hayata geçirilememiş olması ve gelir dağılımındaki adaletsizlik sıralandı.
Raporda sorunun kaynağının aile olduğuna vurgu yapılarak, aileye yönelik koruyucu, önleyici ve geliştirici çalışmalar yapılması istendi. Bu çalışmaların Sosyal Hizmetler, Milli Eğitim, Sağlık ve İçişleri Bakanlıklarının işbirliğinde uzman personel ile yürütülmesi gerektiğine işaret edilen raporda, illerde atıl durumda bekleyen kamu kurumlarına ait binaların rehabilitasyon merkezleri olarak tahsis edilmesi önerildi. Uçucu ve uyuşturucu madde bağımlıları tedavi merkezlerinin sayısal olarak arttırılmasını talep eden komisyon, tedaviyi kabul etmeyen kronik bağımlılar için zorunlu tedavi merkezleri açılmasını istedi. Madde bağımlısı kız çocukları için de ayrı merkezler açılmasının önerildiği raporda, "Sokaktan alınarak tedavi ve rehabilite edilerek sağlığına kavuşturulan çocuğun tekrar sokağa dönmemesi için, bunlardan yaşı uygun olanlar herhangi bir işte istihdam edilmelidir. Mesleki rehabilitasyon süreci sonunda 16 yaş üstü çocukların istihdamının sağlanması yönünde tedbirler alınarak bu konuda özel sektör teşvik edilmelidir" denildi.
Raporda, kadın ve aileden sorumlu devlet bakanlığının icracı bir bakanlığa dönüştürülmesi de önerildi.
KOLOMBİYA VE BREZİLYA UYARISI Raporda, Kolombiya ve Brezilya örneklerine yer verilerek, bu ülkelerdeki sokak çocuklarının geçmiş dönemde öldürüldükleri hatırlatıldı. Sokak çocuklarının ölümlerinin konunun en dramatik boyutlarından birisini oluşturduğuna dikkat çekilen raporda, Kolombiya'da 1994 yılında dört şehirde bin 678 sokak çocuğunun, Brezilya'da ise 1988 - 1990 yılları arasında 4 bin 611 sokak çocuğunun öldürüldüğü hatırlatıldı. Bunların çoğu 7 - 15 yaşları arasında erkek çocukları olduğu belirtilerek, yapılan bir çalışmada bu çocukların yüzde 38'inin sabit bir adreslerinin bulunduğu ve aileleri ile yaşadıkları, 457 çocuğun ise okula gittiğinin saptandığı bildirildi. Brezilya San Paolo'da 622 çocuğun öldürüldüğü anımsatılan raporda, sokak çocuklarına yönelik vahşet şöyle anlatıldı:
"Öldürülenlerin yüzde 37'sinin katilleri saptanamazken, olayların yüzde 63'ünde soruşturmaların faili meçhul olarak kapatıldığı, 42 çocuğun arkadan vurulduğu ve 29 çocuğa ise yakın atış yapıldığı saptanmıştır."
GÖÇ TEHLİKESİ
TBMM Sokak Çocuklarını Araştırma Komisyonu raporunda 'göç' tehlikesine de dikkat çekildi. Çeşitli sosyo - ekonomik nedenlerle büyük kentlere göç eden ailelerin yanı sıra özellikle Doğu ve Güneydoğu'da terörden etkilenen ve büyük bir bölümü çok çocuklu, alt toplumsal ekonomik düzeydeki ailelerin çocuklarının okul ve aile ortamından hızla uzaklaştığı vurgulandı. Türkiye'de son yıllarda sayıları artan 'sokak çocukları'nın evinden kaçan, ailesi olmayan veya ailesi tarafından bütünüyle başıboş bırakılan çocuklardan oluştuğu belirtilerek, "Ailelerin yoksulluğu, çaresizliği, ihmal ve istismarı nedeniyle sokakta çalışan ve çalışmak zorunda bırakılan çocuklarımızın yanında artık ailesiyle bağlarını bütünüyle koparıp, sokakta yaşamaya başlayan çocuklarımız da vardır. Sokakta genellikle marjinal işlerde çalışan çocuklarımızla, sokak çocukları arasında çok ince bir çizgi vardır ve sokağın acımasız koşullarında çalışan çocuklar, hızla sokak çocuğu olabilmektedir. Sokakta, çocuklar suçun kurbanı veya faili olabilmekte, madde bağımlılığı, cinsel, fiziksel, duygusal istismar sorunlarıyla karşı karşıya kalabilmektedirler" uyarısı yapıldı.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Raporda, sokak çocuklarının topluma kazandırılması için şu önerilere yer verildi:
"- Sokakta çalışma riski taşıyan çocuklara okul öncesi eğitim verilmesi yaygınlaştırılmalı
- Yatılı bölge okulları ve pansiyonlu ilköğretim okullarına öncelikli olarak yerleştirilmeleri
- Zorunlu temel eğitimi tamamlayamamış olan sokakta çalışan çocuklara alternatif eğitim olanakları sunulmalı
- Çocuklar mesleki eğitime yönlendirilmeli
- Zabıtalar çocuk işçiliği ile mücadele konusunda eğitilmeli
- Yoksulluğu, işsizliği giderici sosyal politikalarn güçlendirilmeli ve istihdama yönelik ekonomik politikalar uygulanmalı
- Aile ilişkilerini güçlendirici aileye yönelik eğitim programları düzenlenmelidir.
- Aile planlaması çalışmalarının önemi vatandaşlara anlatılmalı ve bu çalışmalar özellikle babayı hedef alan bir yaklaşımla uygulanmalı ve bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığının yanı sıra diğer ilgili kurum ve kuruluşların desteği alınmalı
- Sorumluluğu altında bulunan çocukları istismar eden ailelerin çocukları koruma altına alınmalı, koruma kararı ile birlikte vesayetin vevelayetin de aileden alınması yönünde yasal düzenlemeler yapılmalı
- 16 yaş ve altındaki çocukların ailesinin izni olmadan seyahat etmelerini kısıtlayan yasal düzenleme yapılmalı. Çocukların seyahat etmesi için ebeveyni veya vasisi tarafından bileti alınıp, korumalı bir şekilde seyahati sağlanmalıdır. Ulaşım terminallerinde kolluk kuvvetlerinin denetimleri artırılmalı
- 12 yaşın altındaki çocukların sokak, cadde, park ve eğlence merkezlerinde gece saat 22.00'dan sonra yalnız dolaşmalarını kısıtlayan ve sorumluluğunu yerine getirmeyen aileler hakkında da cezai müeyyideler getiren yasal düzenleme yapılmalı
- Hexan, toluol vb. maddeleri içeren yapıştırıcı veya tiner gibi boya çözücü olarak kullanılan kimyevi maddelerin çocuklar tarafından amacı dışında uyuşturucu olarak kullanımını ve çocuklara satışını yasaklayan yasal düzenleme yapılmalı. Bu maddeler sadece lisanslı işyerlerinde belgeli ve bildirimli satışı yapılmalı. Çocuklara satış yapanlara cezai müeyyide getirilmeli
- Ülke genelinde Adalet Bakanlığı tarafından Çocuk Koruma Merkezleri oluşturulmalı
- Çocuğunu okula göndermeyen aileler hakkında cezai yaptırım öngörülmeli
- Okula göndermeyerek çocuğunun eğitim hakkını elinden almada ısrar eden ailelerden velayetinin alınması yönünde gerekli yasal düzenleme yapılmalı
- Çocukların sokakta çalışmasını önlemek için risk altındaki ailelerin ikamet ettiği semtlerde derslik sayısı artırılarak tam zamanlı eğitime geçilmeli
- Risk altındaki çocukların okul dışı boş zamanlarını değerlendirmelerinde, Gençlik ve Spor Müdürlüklerine bağlı Gençlik Merkezlerinin yaygınlaştırılması ve daha fazla sayıda çocuğa ulaşılması hedeflenmeli. Gençlik Merkezleri aktivitelerine risk altında bulunan ailelerden katılacak çocuklar için katılım ücretsiz olmalı."