Bugün Türkiye'nin en çok can alan maden faciasının birinci yılı. Geçen yıl 13 Mayıs'ta çoğu sabah vardiyasına giren 301 işçi Soma'nın Eynez madeninden çıkıp evlerine dönemedi.
Soma'da geçen yıl 13 Mayıs'ta meydana gelen faicada, 301 madenci hayatını kaybetmişti. Olay sonrası ülkede 3 günlük yas ilan edilmişti
Bugün ilçede çeşitli anma etkinlikleri düzenlenecek. Facianın yıldönümü için hem Manisa Büyükşehir Belediyesi ile kaymakamlık, hem de Maden İş Sendikası, program hazırladı.
301 madencinin hayatını kaybettiği 13 Mayıs’tan bugüne bir yıl işte böyle geçti
23 Ekim 2013
CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, Manisa'nın Soma ilçesindeki maden ocaklarında meydana gelen iş kazalarının ve yaşanan ölümlerin sorumluları ile nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önerge hazırladı. Önerge, 51 milletvekili ile Meclis Başkanlığı’na sunuldu.
29 Nisan 2014’te TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen önerge; muhalefet partilerinin desteğine rağmen Genel Kurul'da reddedildi.
Özgür Özel, madenci bareti ile yaptığı konuşmasında, Soma’da her an büyük bir facia gelmesinin kaçınılmaz olduğunu anlattı.
13 Mayıs 2014/ Saat 15.15
Manisa’nın Soma İlçesi Eynez mevkiinde, Soma Kömürleri Yeraltı Kömür İşletmeleri’ne ait maden ocağında yangın meydana geldiği haberi ajanslara düştü. İlk gelen bilgiler; 3 işçinin hayatını kaybettiği ancak içeride çok sayıda mahsur kalan olduğu yönündeydi.
13 Mayıs 2014/ Saat:17.30
Maden İş Sendikası yetkilisi trafo patlaması nedeniyle çıktığı sanılan yangının vardiya değişimi sırasında meydana geldiği yüzlerce işçiden haber alınamadığı açıklaması yaptı.
14 Mayıs 2014/ Saat 00.05
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ilk resmi açıklamayı yaptı. Saat başı açıklamalarla gelişmelerle ilgili bilgi vereceğini ancak ölü sayısıyla ilgili herhangi bir açıklamada bulunmayacağını söyledi. Taner Yıldız bu açıklamasının ardından 01.45’te yeniden basının karşısına çıktı 787 işçiden 151’inin hayatını kaybettiğini, 76 yaralı olduğunu 360 işçinin tahliye edildiğini belirtti.
05.00’te ise yeniden basının karşısındaydı “201 işçi hayatını kaybetti, 4’ü ağır 80 yaralı var” dedi. Milli yas ilan edildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Soma’ya geleceği duyuruldu.
14 Mayıs 2014/ 11.30
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, maden faciasının yaşandığı bölgeye geldi. Erdoğan, Soma'da madendeki yangında ölenlerin sayısının 238, yaralı sayısının ise 80 olduğunu açıkladı.
Saatlerde basına yaptığı açıklamada soruları yanıtlayan Erdoğan, “Arkadaşlar yani biz bir defa bu tür ocaklarında, kömür ocaklarında bu olanları, lütfen buralarda bu olaylar hiç olmaz diye yorumlamayalım. Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok. Tabi işin boyutunun bu kadar fazla olması bizi derinden yaralamıştır. Bizi derinden üzmüştür. Kontrollerle de burası gerçekten gerek işçi sağlığı gerek işçi güvenliği açısından da iyi noktada kömür ocaklarından birisi olarak değerlendirmesi yapılmış ve nisan mayısta da çalışmalarına devam etmiştir” açıklaması tartışma yarattı.
Erdoğan, basın açıklamasının ardından bir grup vatandaş tarafından protesto edildi. Vatandaşlar, "Hükümet istifa" şeklinde slogan attı.
14 Mayıs 2014 / 12.00
Protestoların ardından konvoy hareket ederken Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel’in protestoculardan birini özel harekat polisleri yere yatırmışken tekmelemesi ise unutulmayan anlardan biri olarak hafızalara kazındı.
16 Mayıs 2014/ 10.00
Soma faciasının yaşandığı Soma Holding ilk kez kamuoyunun karşısına çıktı. Basın toplantısında yapılan açıklamalar tartışma yarattı. Toplantıya Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik ve şirketin İnsan Kaynakları Direktörü Celalettin Gökaşan katıldı. Basının soru bombardımanında yöneticiler tartışma yaratan açıklamalar yaptı. En çok tartışılanlardan biri de yaşam odasıyla ilgili verdikleri çelişkili bilgiler oldu.
17 Mayıs 2014/ Saat 17.30
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız bir kez daha basının karşısına çıktı. Beş gün sonra hayatını kaybeden madenci sayısı 301 olarak açıklandı. Madende hiçbir işçi kalmadığını iddia eden belirten Yıldız, arama kurtarma çalışmalarını sonlandırdıklarını duyurdu. Bölgeden ayrılmayacaklarını belirten Yıldız, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile çalışmalarını sürdüreceklerini, teknik ve idari soruşturmanın yapılacağını ifade etti.
18 Mayıs 2014
Arama kurtarma çalışmalarının 17 Mayıs cumartesi günü sona ermesinin ardından maden sahası görevliler dışında tümüyle boşaltıldı. Madende görev yapan gazetecilerin sabah saatlerinde çıkarıldığı sahada, sadece İş Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişleri ile jandarma personeli ve maden çalışanları bulunuyor. Kuzey batı kesimdeki 2 ocak ağzının tuğlayla örülmeye başlandığı görüldü.
Haziran 2014
Soma’da madenci yakınları acılarıyla baş başa kaldı. 14 Haziran’da babalar gününde babasız kalan 432 çocuk babalarının mezarına sarıldı. İlk bayram, anneler-babalar günü ve doğum günleri acı içinde geçti.
13 Nisan 2015
Davanın görülmesine 13 Nisan’da özel olarak yapılan Akhisar’daki duruşma salonunda başlandı. 24 Nisan’a kadar kesintisiz süreceği ve tutuklu sanıkların SEGBİS (Ses ve görüntü bilişim sistemi) ile duruşma salonuna bağlanacak olması nedeniyle ilk duruşmada gerginlik yaşandı. Ailelerin salona aranarak ve sıkı güvenlik önlemiyle alınması da tepki çekti. İlk gün duruşma salonunda yaşanan tepkiler ve ailelerin mahkeme heyetinden ‘Onların gözüne bakmak istiyoruz’ talepleri üzerine duruşmaya bir gün ara verilerek, 15 Nisan’dan itibaren tutuklu sanıkların da bulundukları Aliağa Şakran Cezaevi’nden Akhisar’a getirilmelerine karar verildi.
24 Nisan 2015
Duruşma oturumları 10 gün sürdü. Sanık ifadeleri dinlenirken aileler çoğu zaman fenalık geçirdi. Mahkeme Heyeti Başkanı Aytaç Ballı, ara kararı açıkladı. Duruşma 15 Haziran’a ertelendi.
Türkiye'nin günlerce yasını tuttuğu, dünyanın gözlerinin Türkiye'deki iş güvenliği sorununa çevirmesine neden olan Soma maden faciası, beraberinde vaatleri de getirdi.
Peki hangileri yerine getirildi, Soma'dan sonra ne değişti? Türkiye'nin iş güvenliği karnesi iyileşiyor mu? Yasalarda ve mevzuatta yapılan değişiklikler bir çırpıda sıralamak mümkün ve onunla birlikte uygulamadaki aksaklıkları da...Ermenek'te 18 kişinin, İstanbul'da Torunlar İnşaat'a ait bir inşaatta 10 işçinin ölümü de Soma faciasından kısa bir süre sonra gerçekleşti.
Veriler, çıkarılan yasa ve mevzuatların, en azından şimdilik günlük hayatta karşılık bulduğuna dair şüphe doğurur nitelikte. Sadece madencilik değil, inşaat gibi işçi sağlığı ve güvenliği riskinin yüksek olduğu çalışma alanlarında da kamuoyuna yansıyan rakamlar parlak bir tablo sergilemiyor.
Rengin Arslan'ın BBC Türkçe'de yayımlanan habere göre, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi isimli bağımsız bir girişim bir süredir bu sayacı tutuyor. Bu meclisin açıkladığı rakamlara göre bu yılın ilk dört ayında 482 kişi iş kazalarında hayatını kaybetti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın geçen yılki rakamları ise bu tablodan uzak. Soma faciasının yaşandığı 2014 yılında, bakanlığın incelediği kazalarda göre toplam 461 kişi iş kazası sonucu hayatını kaybetmiş. Buna göre bakanlık soma dışında 160 ölümlü iş kazası tespit etmiş. Bakanlığın bu yılın ilk dört ayına ait bir verisi henüz bulunmuyor.
Yasal değişiklikler çalışma koşullarını değiştirdi mi?
Soma'dan sonra hükümet Türkiye'nin farklı maden sahalarında çalışan, Çalışma Bakanlığı'na göre sayısı 200 bin olan madenci için bir dizi yasa ve mevzuat değişikliği yaptı. Peki onların başlıcaları neler ve uzmanlar bu değişiklikleri nasıl değerlendiriyor?
13 Mayıs 2014'ten sonra madencilikte çalışma süresi 6 saate indirildi ve madencilerin ücretlerinin en az iki asgari ücretin altında olamayacağı yasa ile güvence altına alındı.
Geçen Aralık ayında Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) madenlerde risklerin en aza indirilmesini öngören sözleşmesi, 19 yıl sonra Türkiye tarafından da imzalandı.
Facianın hemen ardından denetimler sıklaştırıldı ve Mart ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) geçen bir yasayla Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı'nın bir yıl içerisinde hangi madenlere yaşam odası kurulacağına karar vereceğini belirten yasa kabul edildi.
Ancak bu değişikliklerin uygulamaya geçmemesi ve "ucuz emeğe dayalı çalışma sisteminin değişmediği" yönünde eleştiriler ağır basıyor.
DİSK'e bağlı Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün,Soma'dan sonra ne değiştiğini sorduğumda, "Türkiye'de çok fazla bir şey değişmedi. İş cinayetlerinde ölen, sakatlanan işçilerin sayısına baktığımızda fazla bir şey değişmediğini görüyoruz" yanıtını veriyor.
Görgün, altı saatlik çalışma şartının uygulanmadığını, işyerlerinin bunun için dördüncü bir vardiya açması gerektiğini ancak bunun kamuya ait işletmelerde de uygulanmadığını söylüyor.
Denetimler arttı ama sürekli olması gerek
Bununla birlikte kişisel koruyucu cihazlar ve ölçüm cihazlarının önemli ölçüde yenilendiğini belirten Görgün, bu yenilemenin Soma başta olmak üzere pek çok madende gerçekleştiğini belirtiyor.
Denetlemenin sıklaştığını ve müfettişlerin daha öncekinin aksine eksiklerin olması durumunda madenleri kapatma yoluna gittiğini söylüyor ancak bu tutumun "kurumsal bir tavır olmamasını" eleştiriyor.
Görgün "TTK'nın çalıştığı ocakları bile kapattılar. Müfettişler önceden olsa burayı kapatamazdı. Fakat burada bir kurumsal tavır olmadığı sürece tavsamalar olur ve olmaya da başladı" diye değerlendiriyor gelinen noktayı.
Görgün, bugüne kadar hükümet tarafından atılan adımları Soma'daki facianın ve ondan beş ay sonra Ermenek'te meydana gelen, 18 madencinin ölümüyle sonuçlanan kazaların neticesi olarak görüyor. Fakat bu adımların "kamuoyunu sakinleştirmeye" yönelik olduğu eleştirisini getiriyor. Bu değişikliklerin sonucunda ucuz emek odaklı çalışma sisteminde bir değişiklik olmadığını vurguluyor.
Kurumsal bir tavır olmadığını söyleyen sadece Görgün değil. TBMM'deki Soma Araştırma Komisyonu'nun AKP milletvekili olan başkanı Ali Rıza Alaboyun da madencilikte kurumsal bir yaklaşım olmamasını eleştiriyor. Alaboyun, "Türkiye'de Madenciliğin sahibi yok. Madenciliğin bir sahibinin olması lazım. Enerji Bakanlığı'na bağlı. Bunun tek sebebi kömürün enerji hammaddesi olması nedeniyle. Yeraltına yönelik kömürde, doğalgazda, petrolde çalışacak bir bakanlığın olması lazım. (…) Bu apayrı bir bilimsel iş sağlığı güvenliği gerektiren bir alan.
Alaboyun ayrıca madencilik bakanlığı açılması gerektiğini de vurguluyor.
'Makyaj mahiyetinde iyileşmeler'
Kara elmas diyarı olarak anılan ancak yıllar içinde yüzlerce madencinin mezarı olan Zonguldak'taki Maden Mühendisleri Odası yönetim kurulu üyesi Doç. Dr. Erdoğan Kaymakçı da Görgün'ün bu sözlerine katılıyor.
Mevzuattaki ve yasalarda yapılan değişiklikleri "makyaj mahiyetindeki iyileşmeler" olarak değerlendiriyor.
Kaymakçı'ya Soma faciasından sonra Türkiye'nin gündemine oturan yaşam odalarını da soruyorum.
Yaşam odaları veya diğer adıyla kurtarma odaları işçilerin bir kaza halinde madenin içinde mahsur kalması durumunda günlerce kalabilecekleri şekilde hazırlanmış odalar olarak tasarlanıyor.
Soma komisyonu geçen yılki raporunda yaşam odalarının kurulmasına gerek olmadığını belirtmiş ancak Mart ayında çıkan İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nda bakanlık bu odaların kurulmasının önünü açmıştı.