Soma’da, 301 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasına ilişkin savcılıkça tanık olarak dinlenen işçilerin ifadelerine, Radikal gazetesi ulaştı. İşçilerin ifadelerine göre, yeraltında kullanılması yasak olduğu halde dizel kepçelerin çalıştırıldığı ortaya çıktı. Faciadan yaklaşık altı ay önce bir dizel kepçenin çalışması sırasında göçük meydana geldiği anlaşıldı.
Ayrıca işçilerin angaryaya koşturulduğu ve “boş boş durdukları” gerekçesiyle tartaklandığı belirlendi. Bir işçi, maden şirketi tarafından kot farkının düşürülmesi nedeniyle kömürün kızıştığını ve gaz sızıntısının oluştuğunu savundu. Bir başkası da, işe girerken kendilerine bir günlük eğitimverildiğini ve gaz maskesinin nasıl kullanıldığını “bakarak” öğrendiklerini anlattı.
Arafat Özdemir: Ben işe alındığımda bir günlük eğitim ve kurs aldım. Bu eğitim de iş güvenliğine ilişkindi. Bu eğitimde, içeride neler yapılmayacağını ve gaz maskesinin nasıl kullanılacağını anlattılar. İki işçi arkadaş nasıl takılacağını gösterdi. Biz, diğer işçiler de bakarak anlamaya çalıştık. Zaten ben tecrübeli maden işçisi olduğum için nasıl takılacağını biliyordum.
İbrahim Tire: İsmail Adalı teknik müdürümüzdü. Benim taşeronum Abdullah Doğanay’dı. Bir buçuk sene kadar önce yukarıdan malzeme sarıp kulikara yer altına indirilmek üzere bırakmıştım. Sonra madene indim. Ekip başı Doğanay’a malzeme sardığımı, kulikarla geleceğini söyledim. ‘Kulikarların geleceği noktada bekle, malzemeler gelince getirirsin’ dedi. Kulikarın geleceği noktada oturarak bekledim. Bu sırada İsmail Adalı geldi. Niye oturduğumu ve boş boş durduğumu sordu. Ben de durumu anlattım. Kızıp tokat attı ve küfretti. Ekmeğimden olmamak için şikâyetçi olmadım. Bunu anlatmamın, sebebi işçiler üzerindeki baskıdır. Son 5-6 ayda baskıya bağlı olarak üretim arttı. Üretimin artması, iş güvenliği ihlali anlamına gelir. Madendeki aksaklıklara yönelik tedbir alınmıyordu. Maden içerisinde baskı çoktu. Zor ve korkularak çalışılan alanlardı. Çünkü maden güven vermiyordu. Ama önlem alınmıyordu. Önlem alınmasını istediğimizde amirlerimiz tarafından hor görülürdük. Çok direttiğimizde işten çıkarılırdık.
Engin Çakır: Yeraltında dizel makine çalışması yasaktır. Elektrikli makine çalışması gerekir. Dizel, ayrı bir duman çıkarır. Ama benim kullandığım Tamrak, Aramine, GHH, Sandik marka kepçeler dizel kepçelerdir. 2013 sonunda benim kaza geçirmiş olduğum 23 Aralık 2013’ten bir hafta sonra aynı bölgede, dördüncü bant boyunda göçük olduğunu bana söylediler. Bu göçük, madende EMKO diye tabir ettiğimiz kepçenin üzerine olmuş. Hatta bir kişinin kolu kırılmış.
Gökhan Kocabıyık: U3 panosunun olduğu noktada, olaydan 20-25 gün önceden itibaren sıcaklık artışı hissedilir derecedeydi. Normal zamanda maden serindi. Ama kurve açıldıktan sonra U3 bölgesindeki sıcaklık artmaya başladı. Muhtemelen çatlaklar arasından havanın sızması sonucunda kömürün yanmasından dolayı sıcaklık arttı. U3 bölgesinde sıcaklık olduğu herkes tarafından biliniyordu. Ama üretimi engellememek için önlem alınmadı. Oraya öncesinde küllüsu basılsaydı böyle bir olay olmazdı. S panosunun olduğu yerde üst kata nefeslik yapılmadığı için gelen duman oraya doldu ve çıkış bulamadığı için arkadaşlarda fazla zayiat oldu.
Ahmet Metan: B1 panosu diye tabir edilen yerde bırakılması gereken kot miktarı, yirmi metre olması gerekiyordu. Bunu on metreye indirmişler. Kotlar arasında mesafe azalınca aradaki çatlaklardan hava sızmaya başlar. Havanın sızmasıyla kömür de kızışır. İçinde gaz biriktirir. Biriken gaz zamanla püskürtme şeklinde monoksit patlaması dediğimiz bu olay meydana gelir. Bu da yoğun toz ve gaz bulutu şeklinde ortaya çıkar. Aynı zamanda alevli bir şekilde ortaya çıkar. Olayın bu şekilde meydana gelmiş olabileceğini düşünüyorum.