ABD Başkanı Joe Biden canlı yayında Afganistan'daki son durumu değerlendirdi.
Nisanda bir karar verdim bu savaşı bitirmek için. 300 binden fazla Afgan ordusunun Taliban'la olan iç savaşta daha ciddi mücadele edeceğini düşündük. Bu varsayım yanlış çıktı. Yine de ekibimize talimat verdik. Bu duruma hazırdık. Onlar ve Afganistan halkının çöküşünü izlerken, cumhurbaşkanı ülkeden kaçarken biz hazırdık.
6 bin askerin Kabil'e gitmesine izin verdim Kabil Havalimanı'nı koruması için. Marttan beri Afganistan'daki ABD'lilere 19 defa ulaştık. "Onları uyardık. Çıkmanıza yardımcı olalım" dedik.
5 bin ABD'linin ülkede olduğunu ve önceden kalmak isteyenlerin artık ayrılmak istediğini öğrendik. 5 bin 500 Amerikalı vatandaşımızı kurtarmayı başardık. Yerel çalışanları ve ailelerini de çıkardık. Binlerce Afgan çevirmeni çıkardık.
Kadın ve erkekler hayatlarını ortaya koydu. Burada aynı zamanda bir merhamet operasyonu yürüttük biz. Böylelikle tahliyeleri rahat bir şekilde gerçekleştirelim. Onlara borcumuz sonsuz. Bir karar aldık ve 31 Ağustos'u çekilme tarihi olarak belirledik. Afgan hükümeti nihayetinde bu sonuca vardı ve bütün bu süreç içerisinde güvenlik konseyime her senaryoyu planlamalarını söyledim. 20 yılın sonunda her şey yolunda olsun istedik ancak yine de beklenmedik şeyler yaşandı. Taliban'ın yükselişe geçmesi hem bizim personelimiz hem de müttefiklerimiz için sorun oluşturuyordu.
Ayrılmak isteyen çoğu kişi ayrıldı. Kalmak isteyenler için ise bir tarih yok. İstedikleri zaman Afganistan'dan ayrılabilirler. BM Güvenlik Konseyi bir karar açıkladı ve net bir mesaj verdi Afgansitan'a. Taliban'ın sorumluluk ve yükümlülüklerini yerine getirmesini bekliyoruz.
Burada seyahat özgürlüğü, güvenli geçiş ve 100'den fazla ülke ile birlikte Taliban'ın talimatları tutması için çaba göstereceğiz. Buradan gitmek isteyenler buradan ayrılabilsin ve insani yardım Afgan halkına ulaşabilsin.
Güvenli geçiş vereceklerini söylediler. Buna ABD'li çalışanlarla birlikte dediler. Biz sadece sözlere bakmıyoruz, eylemlere de bakıyoruz. 31 Ağustos'ta ayrılmak burada zorunlu çekilme için yaptığımız bir şey değil, Amerikan halkını kurtarmak için yaptığımız bir durumdu.
Burada Afgan hükümeti ile işbirliği yapma gibi hiçbir ön koşul yoktu. Ben Beyaz Saray'a geldiğim gün Taliban asker olarak yüksek bir pozisyondaydı. Eğer 1 Mayıs'ta ayrılsaydık Taliban hiçbir ABD'li askere saldırmayacaktı. Ya ayrılacaktık ya da çatışmayı büyütecektik. Ben bu sonsuz savaşı uzatmayacaktım. Bu Kabil Havalimanı'nı seçme kararı da fikir birliğiyle gelen bir karardı.
Artık bu savaşı sonlandırmanın zamanı gelmişti. Terör tehdidi Afganistan'ın çok ilerisine uzandı. DAEŞ yine Suriye ve IRak'ta tehdit savurmaya devam ediyor. Bir başkan olarak benim görüşüm şudur ben Amerika başkanıysam Amerika'yı koruyacağım. Ben Amerika'nın güvenliğini binlerce göreve yolladığımız asker ve harcadığımız milyonlarca dolara değdiğini biliyoruz.
Afganistan ve diğer ülkelerde terörle mücadel etmeye devam edeceğiz ancak bunu bu şekilde sürdürmemeliyiz. Biz kapasitemizi nasıl geliştirdiğimizi gösterdik. Ancak terör konusunda şunu söylemek istiyorum henüz terörle mücadelede işimiz bitmedi. Zorlu ve keskin stratejiler belirleyeceğiz. Günümüz terörü 20 yıl öncesinden çok farklı hale geldi. Anlamamız gereken kritik bir detay var. Dünya değişiyor. Nükleer silahlanma artışa geçti."