Hamas'ın 7 Ekim'de başlattığı Aksa Tufanı operasyonuna İsrail, Gazze'yi vurarak karşılık vermişti. Her geçen dakika Gazze'deki durum derinleşirken ölü sayısı 10 bini geçti. Saldırıların durması yönünde açıklamalar gelirken ABD, dün İsrail'in her gün 4 saat boyunca çatışmalara ara vereceğini duyurdu. Dünya bu açıklamayı konuşurken Hamas'tan 'Henüz bir anlaşmaya varılmadı' açıklaması geldi. Öte yandan İsrail basını, ordunun 7 Ekim'de savaş helikopterlerinin ateşinde İsrailli sivil-Hamaslı ayrımını "daha sonra" yapılabildiğini duyurdu.
06.00
Filistin haber ajansı WAFA'da yer alan habere göre, İsrail ordusu, yaralı ve hastaların yanı sıra yerinden edilmiş binlerce Filistinlilerin sığındığı Endonezya Hastanesi'nin çevresine çok şiddetli saldırılar düzenledi.
Saldırıların hastanenin bazı bölümlerinde ciddi hasara yol açtığı ve insanlar arasında ciddi panik oluşturduğu belirtilen haberde, ölen ve yaralananların olduğu aktarıldı.
Filistin Kızılayı'ndan yapılan yazılı açıklamada ise İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de yer alan El-Avde Hastanesi çevresini bombaladığı belirtildi.
Saldırıda gönüllü bir sağlık görevlisinin yaralandığı ifade edilen açıklamada, Kızılay'a ait iki ambulansın da hizmet dışı kaldığı aktarıldı.
Filistin Kızılayı yetkilileri de yaptıkları yazılı açıklamada, uluslararası topluluğa "büyük bir felaket" yaşanmadan önce tıbbi malzeme ve yakıt sağlamak için acil müdahale çağrısında bulundu.
İsrail savaş uçakları abluka altındaki Gazze Şeridi'ndeki Rantisi İhtisas Çocuk Hastanesi'ni gece ilk saatlerde "doğrudan" hedef aldı.
05.00
ABD Orta Doğu İnsani Meselelerden Sorumlu Özel Temsilcisi David Satterfield, ABD Dışişleri Bakanlığının Dubai Bölge Medya Merkezi tarafından çevrim içi düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
ABD'nin odak noktasının, mevcut koşullar altında, Gazze'nin güney ve orta kesimlerindeki Filistinli sivillerin ihtiyaçlarını mümkün olduğunca sürekli ve sürdürülebilir temelde karşılamak üzere insani yardımları harekete geçirmek olduğunu ifade eden Satterfield, "Şu anda yardım seviyesini günde yaklaşık 100 tıra çıkardık. Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarına göre ihtiyaç duyulan temel insani yardımın Gazze'nin güneyine ulaştırılması için daha yüksek bir yardım seviyesini hedefliyoruz." değerlendirmesini yaptı.
ABD ve diğer ülke vatandaşlarının bölgeden güvenli şekilde çıkışlarını sağlamaya odaklandıklarını belirten Satterfield,, "Umuyorum ki kuzeyden güneye güvenli geçiş için dört ila beş saatlik insani molalar, bu tür hareketlerin kolaylaştırılmasını sağlayacaktır." ifadelerini kullandı.
Satterfield, gelecek günlerde Gazze'nin güneyindeki nüfusun temel insani yardım açısından asgari ihtiyaçlarının karşılanabileceğini umduklarını belirtti.
Temiz içme suyunun ulaşılabilirliğini artırmak için de çalıştıklarını kaydeden Satterfield, İsrail'den gelen iki boru hattının tekrar açıldığını, Gazze'nin güney ve orta bölgelerindeki tuzdan arındırma tesisi ve uydu tesislerinin çalıştığını söyledi.
"Gazze'nin kuzeyinden güneyine doğru ilerleyen Filistinlilerin geleceği ne olacak?" sorusuna da Satterfield, "Gazzelilerin geleceği Gazze'de, başka bir yerde değil. Temel prensip olarak Gazze nüfusunun yerinden edilmesini desteklemiyoruz veya yerinden edildiğini görmek istemiyoruz." yanıtını verdi.
İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM VURGUSU
Satterfield, "İki devletli çözümün hem İsrail hem de Filistinliler için barışçıl geleceğin tek nihai garantörü olduğuna inanıyoruz." dedi.
İsrail'in Gazze'yi işgalini ya da Hamas'ın iktidarda kalmasını istemediklerini vurgulayan Satterfield, "Maksimum düzeyde insani yardımın mümkün olduğu kadar çok sayıda Gazzeliye mümkün olduğu kadar emniyetli şekilde sağlanması" gerektiğine inandıklarını söyledi.
Gazze'nin kuşatılamayacağına, siyasi bir mesele olarak Gazze'nin Batı Şeria'nın geleceğinden ayrılamayacağına inandıklarını belirten Satterfield, "Gazze ve Batı Şeria'yı da içeren iki devletli çözüm, hem İsraillilerin hem de Filistinlilerin ihtiyaçlarını, gerçek ihtiyaçlarını karşılamanın kesin yoludur." ifadelerine yer verdi.
Satterfield, bölgeye hastane gemilerinin konuşlandırılması konusunda İsrail'le görüşen çok sayıda uluslararası taraf ve devlet olduğunu kaydetti.
Gazze'deki çocuk ölümlerine karşı ABD'nin ne gibi önlemler almayı düşündüğüne yönelik soruyu da cevaplayan Satterfield, "Sivil kayıpların en aza indirilmesi amacıyla İsrail'e ve ordusuna çeşitli şekillerde danışmanlık yapmak, birlikte çalışmak, yardım ve tavsiyelerde bulunmak için elimizden geleni yapıyoruz." dedi.
03.00
İsrail'in Yedioth Ahronoth gazetesi, Hamas'ın Gazze'den 7 Ekim'de düzenlediği saldırıya İsrail Hava Kuvvetlerine ait helikopterlerin müdahale ettiği anlara ilişkin bir haber yayımladı.
Haberde, İsrail ordusunun 9 Ekim'de X sosyal medya hesabından paylaştığı görüntüler de kullanıldı.
Müdahale anına ait görüntülerde bölgeden kaçmaya çalışanlara ve araçlara savaş helikopterlerinden ağır silahlarla ateş açıldığı görüldü.
Apache helikopterlerinin ana filosu Gazze Şeridi'ne daha yakın olan Ramon Hava Üssü'nde konuşlanmış olsa da ilk helikopterlerin saldırının başlamasından yaklaşık bir saat sonra bölgeye ulaştığı belirtilen haberde, helikopterlerin Gazze sınır çitlerindeki boşluklardan İsrail tarafına giren Hamaslıları durdurmayı hedeflediği kaydedildi.
Haberde, İsrailli pilotların, Hamaslılar ve İsrailli siviller arasında ayrım yapmakta yaşadıkları zorluk nedeniyle durumun karmaşık hale geldiği iddia edilirken, müdahalede önceliğin sınırdan İsrail tarafına giren Hamaslı ya da Gazzeli grupların akınını durdurmaya verildiği öne sürüldü.
Haberde, "Sızan binlerce kişiye yönelik saldırıların başlangıçtaki hızı şaşırtıcıydı, pilotlar sonunda saldırılarını yavaşlattı ve hedefleri titizlikle seçti." iddiasına yer verildi.
İsrail ordusunun müdahale sırasında yaşadığı duruma ilişkin, haberde şu ifadeler kullanıldı:
"Hamas teröristleri kalabalığın arasına yavaşça karışmaları ve ne olursa olsun kıpırdamamaları yönünde talimat aldı. Böylelikle hava kuvvetlerini aşağıdakilerin İsrailli olduğuna inandırmaya çalıştılar. Bu aldatmaca, Apache helikopterleri tüm kısıtlamalardan kurtulmak zorunda kalana kadar bir süre işe yaradı. Pilotlar kimin terörist kimin İsrailli olduğunu ayırmanın zor olduğunu anlayınca saat 09.00 sıralarında bazıları üstlerinden izin almadan bağımsız olarak teröristlere karşı top mermisi kullanmaya karar verdi."
Yedioth Ahronoth'un haberinde, İsrail güçlerine ait 28 saldırı helikopterinin yoğun çatışmaların yaşandığı gün boyunca yüzlerce 30 mm top mermisi ve Hellfire füzesiyle çatışma bölgelerini ateş altına aldığı kaydedildi.
İlk günkü hava operasyonlarının net bir organizasyondan yoksun olduğu savunulan haberde, "Ancak helikopter pilotları zorlu ve kaotik gökyüzünde çözümler buldular. Ateş koordinasyonunun ve hedeflerin belirlenmesinin önemli bir kısmı, pilotlara kara kuvvetlerinden telefon görüşmeleri ya da WhatsApp görüntüleri yoluyla geliyordu." iddiasına yer verildi.
02.00
Hamas'ın siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin danışmanı Tahir en-Nunu, Beyaz Sarayın, İsrail'in, "çatışmalara insani ara verilmesini kabul ettiği" yönündeki açıklamalarına Telegram hesabından cevap verdi.
Görüşmelerin sürdüğünü ancak şu ana kadar İsrail'le bir anlaşmaya varılmadığını kaydeden Nunu, "Bir anlaşmaya varılacak olursa bu, açık bir şekilde halkımıza duyurulacaktır." ifadesini kullandı.
01.00
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel, günlük basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Patel, "İnsanların Gazze'nin kuzey kesimindeki çatışma bölgelerinden kaçmasına olanak tanıyan iki insani koridor oluşturulacak. Son birkaç gündür her gün 4-5 saat açık olan bu türden ilk koridor, şimdiden binlerce insanın daha güvenli alanlara ulaşmasını sağladı." dedi.
Sözcü Yardımcısı Patel, Gazze sahili boyunca açılacak ikinci rotanın, binlerce kişinin daha "güneydeki daha güvenli alanlara" ulaşmasını sağlayacağını savundu.
"Filistinli sivillerin Gazze'den zorla tehcir edilmesini desteklemediklerini" hatırlatan Patel, "Gazze'yi evi olarak gören Filistinli sivillerin, bu çatışma sırasında herhangi bir nedenle ayrılmayı başarmışlarsa geri dönme olanağına sahip olmaları gerektiğine inanıyoruz." ifadesini kullandı.
Patel, ABD'nin, çatışmadan sonra Gazze'nin "yeniden işgal edilmemesi" ve bölgeyi "abluka altına alma veya kuşatma" girişiminde bulunulmaması gerektiği yönündeki tutumlarını yineledi.
"Rusya'yla savaşta hayatını kaybeden Ukraynalıların sayısı kadar Gazzeli sivili öldüren İsrail'e ABD'nin neden yardım ettiği" sorulan Patel, "koşulların aynı olmadığını" söyledi.
Patel, "Bu koşullar tamamen farklıdır. Açıkçası böyle bir karşılaştırma yapmak inanılmaz derecede uygunsuz." değerlendirmesini yaptı.