Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarının yargılandığı davada, tutuklu sanıklar Ahmet Şık ve Murat Sabuncu'nun, yurt dışına çıkış yasağı ve ikametgahına en yakın karakolda haftada bir imza atmadan oluşan adli kontrol tedbiri konularak tahliyesine karar verildi. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki binada duruşmanın öğle arasından sonra gerçekleşen bölümünde tanıklar DİSK Başkanı Kani Beko ve Altan Öymen dinlenildi.
Tanıklar Beko ve Öymen, Cumhuriyet gazetesinin hiçbir terör örgütüyle bağının olamayacağını, sanıklar hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu savundu. Görüşü sorulan Cumhuriyet savcısı soruşturma ve yargılama aşamasında delillerin toplanmış olduğunu belirterek, isnat olunan suçun vasıf ve mahiyeti kapsamında tutuklu sanıkların bu hallerinin devamı yönünde karar verilmesini talep etti.
Savcının talebinin ardından sanık avukatları beyanda bulundu. Tutuklu sanıkların avukatları müvekkillerinin tahliyesini istedi. Talepleri değerlendiren mahkeme heyeti, ara kararını açıkladı. Heyet, oy çokluğuyla, tutuklu sanıklar Ahmet Şık ve Murat Sabuncu'nun, yurt dışına çıkış yasağı ve ikametgahına en yakın karakolda haftada bir imza atmadan oluşan adli kontrol tedbiri konularak tahliyesine karar verdi.
'BOĞAZ'I GÖRMEK İSTİYORDU, GİTSİN GÖRSÜN'
Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, sanık Sabuncu'ya yönelik "Boğazı görmek istiyordu, gitsin görsün", Şık'a yönelik ise "Soner Yalçın yazısında 'Ahmet Şık'ın annesi ermiş onu üzmeyelim' demiş. Biz de üzmeyelim" ifadelerini kullandı. Mahkeme heyeti sanıklar Akın Atalay ve Ahmet Kemal Aydoğdu'nun tutukluluk hallerinin devamına hükmetti. Başkan Dağ, Akın Atalay'ın tutukluluk halinin devamın karar verdiğini söyledikten sonra, "Kaptanlar gemiyi en son terk eder." dedi.
SALONDA ALKIŞ TUFANI
Mahkeme ayrıca esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için dosyayı savcıya göndererek, aralarında Şık'ın da olduğu bazı sanıklara ek savunma süresi verdi. Bir sonraki duruşmanın 16 Mart'ta Silivri'de yapılmasına karar verildi. Şık ve Sabuncu'nun tahliye edilmesi kararı, salonda alkışlarla karşılandı.
GECE SAATLERİNDE CEZAEVİNDEN ÇIKTILAR
Ahmet Şık ile Murat Sabuncu saat 00.30’da tutuklu bulundukları Silivri Cezaevi’nden salıverildi. Karbey Tesislerine getirilen Şık ve Sabuncu’yu aileleri, arkadaşları ve meslektaşlarından oluşan kalabalık bir grup karşıladı.
AHMET ŞIK: BU MAFYA SALTANATI BİTECEK
"Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına ve anayasal düzene karşı suç işlemek" iddiasıyla yargılanan Cumhuriyet gazetesi muhabiri Ahmet Şık, 434 günlük tutukluluğu sonrası serbest kalmasının ardından yaptığı ilk açıklamada, "Şunun altını çok net olarak çiziyorum, ben hiçbir şekilde sevinçli değilim" dedi.
Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay'ın tutukluluk halinin devamına dikkat çeken Şık, "Bu ülkede sevineceğimiz gün gelecek, çünkü bu mafya saltanatının biteceğini ben size garanti ediyorum. Hakikate inanan herkes bilsin ki bu mafya saltanatı hak ettiği yere gidecek, işte biz o gün sevineceğiz" diye konuştu.
Şık'ın tahliyesinin ardından yaptığı ilk açıklamanın tamamı şöyle:
"Hakikate inana herkese çok teşekkür ediyorum. Şunun altını çok net olarak çiziyorum, ben hiçbir şekilde sevinçli değilim. Akın Atalay bu komplonun son tutuklusu olarak içerideyken sizin de sevinmenizi istemiyorum. Öfkeli olmanızı tercih ediyorum, çünkü öfke bizi ayakta tutacak.
"DEĞİŞEN TEK ŞEY FAŞİZMİN ORTAKLARINDAN BİRİNİN EKSİLMESİ"
Umudumuzu öfkemizle bileyeceğiz, bunu yapmaz isek saçma sapan şeylere sevinmeye devam edeceğz. Ben 6 yıl önce yine bir mart ayında içeriden çıkmıştım, bugün yine bir mart ayı. O günden bugüne değişen tek şey faşizmin ortaklarından birinin eksilmesidir. Ama bu ülkede sevineceğimiz gün gelecek, çünkü bu mafya saltanatının biteceğini ben size garanti ediyorum. Hakikate inanan herkes bilsin ki bu mafya saltanatı hak ettiği yere gidecek, işte biz o gün sevineceğiz."
MURAT SABUNCU: BUGÜN AKIN ATALAY'IN DOĞUM GÜNÜ
Murat Sabuncu şu açıklamayı yaptı:
"Düşünce ve fikir özgürlüğü yüzünden cezaevinde sadece biz yoktuk. Hâlâ gazeteciler, avukatlar, milletvekilleri, hak savunucuları cezaevinde. Biz dışarı çıktık diye Türkiye'nin problemleri düzelmedi. Bizim gazete olarak gazeteciler olarak görevimiz bu hak mücadelesinde daha evvel yaptığımız gibi korkusuzca bu işi yapmaya devam etmek. Herkes şunu unutmasın, biz dışarıdaysak dayanışma sayesinde dışarıdayız.
İçeride arkadaşımız Akın Atalay’ı bıraktık. Akın Atalay, Cumhuriyet gazetesi bağımsız bir şekilde gazetecilik yapsın diye yıllardır emek veren bir arkadaşımız. Umuyorum en kısa zamanda onu da yanımıza alacağız. Bugün bu saatler 10 Mart, Akın Atalay’ın doğum günü. En kısa zamanda onu da yanımıza alıp, bağımsız gazetecilik hedefimize olduğunca devam etmek istiyoruz."
AHMET ŞIK KİMDİR?
Ahmet Şık, 1970 yılında Adana'da doğdu. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nden mezun oldu.Mesleğe, üniversitenin birinci sınıfında iken Milliyet gazetesinde stajyer muhabir olarak başladı. 1991 ve 2007 yılları arasında Cumhuriyet, Evrensel ve Yeni Yüzyıl gazeteleri ile Nokta dergisinde muhabir, Reuters haber ajansında da foto muhabir olarak çalıştı.
2005 yılında Radikal gazetesinde çalışırken, Doğan Grubu'na alacak davası açtığı için işten çıkarıldı. Sonrasında çalışmaya başladığı Aktüel dergisinden de açtığı dava gerekçe gösterilerek işine son verildi.
Hrant Dink suikastı sonrasında Nokta dergisinde yayımlanan "Asker İç Güvenlikten Elini Çekmeli" başlıklı röportaj ve "Hayata Dönüş" operasyonlarının yıldönümünde Bayrampaşa Cezaevi'nin kadın koğuşunda sağ kurtulan Münevver Köz ile yapılan "Bayrampaşa'da O gün" başlıklı söyleşi nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinden yargılandı. 8 Mart 2007’de medyanın askerler tarafından fişlendiğinin iddia edildiği “Askerin medya notları!” başlıklı habere imza attı.
Radikal gazetesinden çalışma arkadaşı Ertuğrul Mavioğlu ile birlikte yazdığı Kontrgerilla ve Ergenekon'u Anlama Kılavuzu ve Ergenekon'da Kim Kimdir? kitaplarında "Ergenekon Soruşturması'nın gizliliğini ihlal ettiği" iddiasıyla üç yıl hapis istemiyle yargılandığı davadan 13 Mayıs 2011'de beraat etti.
İmamın Ordusu
Ahmet Şık, 3 Mart 2011 tarihinde, Ergenekon Soruşturması kapsamında evinde ve İstanbul Bilgi Üniversitesi'ndeki odasında yapılan arama sonrasında gözaltına alındı. Gözaltında iki gün kaldıktan sonra tutuklanma talebiyle mahkemeye sevkedildi. Avukatı Bülent Utku, Ahmet Şık'ın son zamanlarda hazırladığı ve İmamın Ordusu ismini vermeyi düşündüğü Fethullah Gülen'in emniyetteki örgütlenmesini anlatan kitabı nedeniyle gözaltına alındığını düşündüğünü dile getirdi. 6 Mart 2011'de "Ergenekon terör örgütüne üye olma" suçundan tutuklanarak gazeteci Nedim Şener ile birlikte Metris Cezaevi'ne gönderildi. 12 Mart 2012 tarihinde Nedim Şener'le birlikte tahliye oldu. Ahmet Şık, cezaevinden ayrıldıktan sonra ilk açıklamasında 'Çok fazla bir şey söylemek istemiyorum. Eksik kalmış adalet, hukuk ve demokrasi getirmeyecek. Sadece benim davamda 5 tutuklu var, 100 civarında gazeteci hala içeride. İfade özgürlüğü meselesi sadece gazetecilerin sorunu değil. 600 civarında öğrenci var. Bunun mücadelesine devam edeceğiz. Bu komployu kuran, yürüten polisler, savcılar ve hakimler bu cezaevine girecek. Onlar buraya girdiğinde adalet gelecek. O cemaat bağlantılı, o çete bağlantılı adamlar buraya girecek. Bunlara sesini çıkarmadığı için siyaseten sorumlu AKP hükümetidir' dedi.