Son dakika haberi: İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, gündemdeki gelişme ve konulara ilişkin değerlendirmelerini paylaşmak üzere partisinin grup toplantısında kürsüye çıktı. Toplantının başında, Zafer Parti'den istifa ederek yeniden İYİ Parti'ye dönen İsmail Koncuk bir konuşma yaptı. Akşener ise, "Abdülhamid Han'ı kendisine benzetmemi bir hakaret olarak algıladı. Yani sayın Erdoğan'ı Abdülhamid Han'ı rahmetliye benzetmek hakaretmiş, haklı olabilir mi acaba?" diyerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tepki gösterdi. Akşener ayrıca bir bankanın İngiltere Merkez Bankası'nda değerinin altında altın sattığına ilişkin iddiaya "Biz bu kurumun Türkiye Merkez Bankası olduğuna inanmak istemiyoruz ama bu sistemin maalesef bir alışkanlık haline getirdiği akıldışı kararlarla gelip dayanacağı yer tam olarak burası" ifadelerini kullandı.
Akşener'in açıklamalarından öne çıkan noktalar şöyle:
Geçtiğimiz hafta sonundan beri sayın Erdoğan ve arkadaşlarını Abdülhamid Han üzerinden bir yaygara almış, götürüyor. Dillere destan şanlı tarihimize sahip çıkmanın da ilham alarak yol yürümenin de tarihe atıf yaparak tarih dersi vermenin de yolu ilk önce tarih bilmekten geçer. Tarih yalan yanlış danışman notlarından, dizi sahnelerinden öğrenilmez; okuyarak, araştırarak öğrenilir. İşte bu yüzden sayın Erdoğan bir türlü tarihi öğrenemiyor, çünkü kendisi okumayı hiç sevmiyor. Eline tutuşturulan notlardan ötesini görmüyor. Dört bir yanını saran cehalet duvarından attığı hamasi nutuklarla günü kurtarmaya çalışıyor.
Ukrayna'da 4 aydır süren işgal İsveç ve Finlandiya'yı da harekete geçirdi. Her iki ülke de NATO üyeliğine başvurdular ama bu talebin kabul görmesi için Türkiye'nin de onayına ihtiyaçları var. Ülkemizin şimdiye kadar Batılı ülkelere gösterdiği iyi niyet defalarca suistimal edildi. Yunanistan'ın NATO üyeliği için verdiğimiz onay Ege adalarının silahlandırılmasıyla sonuçlandı. Kore'de, Bosna'da, Afganista'nda Türk askerinin verdiği mücadele müttefik bildiğimiz ülkelerin FETÖ'ye kol kanat germesiyle sonuçlandı. Türkiye'den İsveç ve Finlandiya'nın üyeliği için iyi niyet bekleyenlerin önce kendi niyetlerini sorgulaması gerekiyor.
Şu aşamada olması gereken, sessiz bir diplomasi yürütmektir. Maalesef sayın Erdoğan tam bunun tersini yapıyor ve hep olduğu gibi dış politikayı iç politika şovuna dönüştürmeye çalışıyor.
İçişleri Bakanı, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında BAE'nin olduğunu söylüyordu. Ne oldu? Sayın Erdoğan'ı Körfez ülkelerinin liderleriyle pozlar verip para konuşurken bulduk. Her şey bir anda unutuluverdi. Öyle bir unutuldu ki cehaletine yenik düşmeleriyle meşhur grup başkanvekillerini bile yanlışlıkla BAE'nin gerçeğini hatırlattığı için harcadılar.
Bana AK Parti iktidarının en büyük başarısızlıklarını sorsanız ilk 3'e tarımı koyarım. Ne kadar yangın uçağımız olduğunu bile bilmeyen, kepeği ekilerek yetiştirilen bir ürün zanneden birini bakan yaptılar. "Çok kuyruk oluyordu, fiyatları arttırdık" diyen bir densizi Et ve Süt Kurumu'na genel müdür yaptılar. Her şeye kulağını tıkayan, Saray'dan dışarı adımını atamayanlar kesime giden ineklerinin arkasından ağlayan yetiştiricileri görmezden geldiler.
Buradan iktidara seslenmek istiyorum: En azından hasat sezonu kadar şimdilik bu geçici fiyatı açıklayın ama bunu sürekli değişen ekonomik koşullara göre güncelleyin. Açıklanan geçici fiyat üzerinden sadece yüzde 25 avans ödemesi yapılsın. İç piyasada arz-talep dengesinin bozulmasına engel olun. Ekmek fiyatlarının durumu ortada. Açıklamaktan çekindiğiniz rekolte rakamları iç tüketim için yetersizlik gösteriyorsa bir an önce onu temin etmeye bakın.
Geçen hafta yabancı bir haber ajansında bir bankanın İngiltere Merkez Bankası'nda tuttuğu altınları değerinin altında sattığına dair bir haber çıktı. biz bu kurumun Türkiye Merkez Bankası olduğuna inanmak istemiyoruz. Ama bu sistemin maalesef bir alışkanlık haline getirdiği akıldışı kararlarla gelip dayanacağı yer tam olarak burası. Sayın Erdoğan seni buradan uyarıyorum: Korkularından ya da koltuklarını korumak için sana anlatamıyorlar ama ödemeler krizine doğru gidiyoruz.
Baktılar kur korumalı mevduat sistemi de çare değil, dolar aldı başını gidiyor, hem MB'ye hem de kamu bankalarına döviz sattırdılar, rezervler eridi. 15 Temmuz'un finansörü olmakla suçladığınız ülkelerin ayağına gittiniz. Rezervler eridikçe ülkenin risk primi artıyor, risk primi arttıkça dolar artıyor, dolar arttıkça kur korumalı mevduat sisteminin faturası artıyor.
Sayın Erdoğan, seni tekrar uyarıyorum: Ya müflis bir tüccar gibi ülkenin bütün varlıklarını yok pahasına satmak var ya da 70 cent'e muhtaç olacağımız bir ödemeler dengesi krizi var.