MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail'in ramazan ayında Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da terör estirdiğini, uluslararası toplumun gözü önünde insanlık suçu işlendiğini bildirdi. Filistinli sivillere hiçbir inancın kabullenmeyeceği baskı, dayatma ve şiddet uygulandığını belirten Bahçeli, "Harem-i Şerif'in statüsünü hedef alan, Müslümanların haremi ismetine kasteden İsrail'in uluslararası hukuka aykırı eylem ve politikaları, sabırları, sınırları ve sinirleri aşacak boyuttadır. İsrail'i kınıyor, katlettiği masumlara Allah'tan rahmet, yaralılara geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Arap Ligi başta olmak üzere, Avrupa Birliği'nden (AB) ABD'ye kadar birçok ülke ve çevreden cılız kınama mesajlarından başka müessir ve müdahaleci hiçbir tepki de görülmemiştir. Bu kapsamda uluslararası kamuoyunun trajik gelişmeler karşısındaki tutumu ve suskunluğu kaygı verici niteliktedir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin acil toplanma kararı yeni bir oyalama sürecini başlatmamalıdır. İslam İşbirliği Teşkilatı'yla Arap Ligi'nin somut ve caydırıcı adımlar atması, Filistin'in kanayan yarasını pansuman tedavilerle geçiştirmekten uzak durması yegane öncelik olmalıdır. İsrail yaptıklarının bedelini ödemelidir. Uluslararası Ceza Mahkemesi zulmün hesabını İsrail devletinden sormak mecburiyetindedir" dedi.
Bahçeli, Müslüman Türk milletinin Kudüs'ün çiğnenmesine, mescitlerin silahların gölgesinde tutulmasına tahammül etmeyeceğini vurgulayarak, "İsrail hükümeti mukaddesatımıza ve Müslümanların ibadet haklarına saldıracak kadar barbardır, vandaldır, vahşidir. Mescid-i Aksa'ya yapılan saygısızlık kesif ve kategorik bir düşmanlıktır. İsrail'in bu şeytani politikaları dinler ve medeniyetler arasındaki uyum ve denge arayışlarına hem darbe hem de yeni cepheleşmelerin davetçisidir. Kudüs demek İslam'ın onuru demektir. Kudüs demek üç semavi dinin barış ve kardeşlik içinde yaşadığı kutsal belde demektir. Müslümanların Kudüs'ten tasfiye, tahliye ve tecrit edilmesi Orta Doğu'nun, hatta tüm dünyanın koronadan daha şiddetli bir yıkıma sürüklemesine yol açacaktır. Kudüs, siyasi ve Siyonist hesaplara kurban edilemeyecektir. Olayların önü alınmazsa dünya, sonu ve sonucu dehşetle pekişmiş yeni bir girdabın içine savrulacaktır. Mescid-i Aksa inancımızın iffeti, kıblemizin ilkidir. Türk milleti hafızasında yıllardır hasretle ve hüzünle taşıdığı Kudüs'ün teslimine göz yummayacak, bu rezalete seyirci kalmayacaktır" diye konuştu.
Bahçeli, Türkiye'nin erken seçim gündemi olmamasına rağmen; ısrarla, inatla, iddiayla 'seçim olacak' diyenlerin olduğunu anımsatarak, şu ifadelere yer verdi:
"Cumhur İttifakı'nın ortak ve sarsılmaz kararı açıktır. Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri 2023 yılının haziran ayında yapılacaktır. CHP'den İP'e, HDP'den diğer sipariş ve kumandalı partilere kadar bütün siyasi aktörler hesabını buna göre yapmak durumundadır. Tezvirat müelliflerinin erken seçim dayatması beyhude çabadır. Millete hizmeti değil hezimeti reva gören zillet ittifakının içine düştüğü yozlaşma ve çaresizlik acınacak seviyelerdedir. CHP'nin Dersim isyanından özür dileme sırasına girmesi, yüzleştik, helalleştik hezeyanları bir bakıma aziz Atatürk'ün eserlerine ve emanetlerine tam bir ihanet olarak karşımızdadır. Kılıçdaroğlu'nun terörist Demirtaş'ın haksızlığa uğradığını ifadeyle birlikte HDP'yi siyasal hayatımızın vazgeçilmez unsuru olarak tanımlaması terör örgütüyle suç ortaklığını teşhir etmiştir. Bölücülüğün siyasi ayakları alenileşmiştir. CHP yönetiminin Cumhuriyet'in kuruluş rotasından sapması hem kendi tarihine hem de milletimizin hükmü şahsiyetine dış bağlantılı operasyondur."
Bahçeli, Türkiye'nin Parlamenter Sistemi denediğini, ancak kargaşadan ve krizden başka bir netice alamadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Parlamenter Sistem, siyasi anlaşmazlıkları tırmandırmış, kısa ömürlü koalisyon hükümetleriyle ülkemize enerji ve zaman kaybettirmiştir. Türk milletinin istikbale yönelik irade ve mesajı Parlamenter Sistem'in muazzam bir yönetim reformuyla aşılması demek olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yani Türk Tipi Başkanlık Modeli'dir. Eskiye dönüş uçurumdur. Parlamenter Sistem ezberlerinin ardındaki niyet Türkiye'nin yükseliş ve büyüme isteğini engellemektir. CHP ile İP'in mafyalaşmış siyasetten bahsetmesi hezeyandır. CHP'nin uyuşturucu baronlarıyla nasıl içli dışlı olduğunu biraz hafıza tazelemesi yapanlar hemen göreceklerdir. Asıl mafya, asıl kanun kaçağı, asıl millet düşmanı terör örgütleriyle el ele verenlerin bu kapsamda ne konuşmaya yüzleri ne de insan çıkacak halleri vardır. Cumhur İttifakı'nı mafya ile ananlar bozuk maya ve mizaçlarına boyun eğmişlerdir. Türkiye'de çetelerin hükmü bitmiştir. Hukukun üstünlüğü varken mafyanın varlığı düşünülemeyecektir. Türkiye'de mafya düzeni değil, milletin egemenliği hakimdir. Bilhassa terörle mücadelenin kahramanca ve üstün başarıyla yürütüldüğü, şehit ve gazilerimizin eşsiz fedakârlıklarıyla milli güvenliğimizin emniyete alındığı bir süreçte, teröristlerin korkulu rüyası değerli komutanlarımızın manşetlerle lekelenmeye çalışılması düşmanca bir tertiptir. Askeri operasyonların azimle icrasından korkan işbirlikçilerin Türk Silahlı Kuvvetlerimizin şerefli komutanlarına ve emniyet güçlerimize iftira atması aşağılık bir komplodur."
Bahçeli, 100 maddelik anayasa önerisinin de bugüne kadar yalnızca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bilgi ve takdirine sunulduğunu hatırlatarak, "Bunun dışında metni ne eline alan ne gören ne de okuyan olmuştur. Kaldı ki değerli ve saygın anayasa çalışmamızın bütününe nüfuz etmeden karalamak, kötü göstermek art niyetliliktir. Siyaset er meydanıdır. Varsa bir çalışması bulunan, varsa bir hazırlığı olan çıkıp milletimize açıklamalıdır. Daha bir sayfasını okumadıkları anayasa öneri metnimizi önyargılarla tenkit etmek, toptancı mantıkla reddetmek, hayal mahsulü isnatlarda bulunmak Türkiye'nin dağılan, çözülen, marjinalleşen, perişanlık yaşayan çapsız muhalefet anlayışının belgeli vesikasıdır. CHP Genel Başkanı, 'amaç gündem değiştirmektir' diyerek hiç kimseyi şaşırtmamıştır. İP'in ahlaken sorunlu ve ayıplı yorumu ise siyasi iflasın tam bir ilamıdır. Saadet Partisi Genel Başkanı'nın 'millet karnını doyurma derdinde, ne anayasası' ifadesi de gaflettir" ifadesini kullandı. (İHA)