Son dakika haberine göre Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, basın yayın kuruluşlarının Ankara temsilcileri ile bakanlıkta bir araya geldiği toplantıda, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. Bedelli askerlik ne kadar olacak sorusu da yanıt buldu. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 2022 yılı bedelli askerlik ücretini 55 bin 194 lira olarak açıkladı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, bakanlıkta basın mensuplarıyla bir araya gelerek 2021 yılını değerlendirdi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, toplantıda yeni askerlik sisteminde hem Silahlı Kuvvetler'in hem de gençlerin ihtiyacının karşılandığını söyledi. Bakan Akar, yoklama kaçağı konusunda ciddi azalmaların olduğunu belirterek, "Bedelli askerliğin sürekli hale gelmesi belirsizliğin ortadan kalkmasında gerçekten çok önemli. Bedelli askerlik başvurularında 2021 yılında yüzde 57 artış oldu. Bedelli askerlik ücreti de son belirlemelere göre 55 bin 194 lira. Niye? Asteğmen maaşı yükseldi" dedi.
Bakan Akar, bedelli askerlik ücretinde 6 asteğmen maaşının kıstas alındığını, bu maaş yükseldiğinde bedelli askerlik ücretinin de yükseleceğini kaydetti. Akar, 6 aylık askerlik hizmetini tamamladıktan sonra bu hizmetini 12 ay olarak gerçekleştirmek isteyen Mehmetçiğin maaşının 4 bin 250 lira, yedek astsubayın maaşının 8 bin 500 lira, astsubayın maaşının da 9 bin lira olduğunu söyledi.
Bakan Akar, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) olarak hedeflerinin teröristleri kaynağında bertaraf etmek ve tek hedeflerinin teröristler olduğunu söyledi. Akar, "Terörist neredeyse hedefimiz orası. Amacımız da bunu taarruzi ve etkili bir şekilde yapmaya çalışırken sınırlarımızın güvenliğini sağlamak. Bu da meşru müdafaa hakkı ve uluslararası hukuk kapsamında yapılan icraatlardır. Irak, Suriye gibi ülkeler başta olmak üzere komşularımızın sınırında, toprağında, egemenliğinde, toprak bütünlüğünde gözümüz olmadığını, niyetimiz olmadığını herkesin bilmesi lazım. Komşularımızın sınırlarına, toprak bütünlüğüne saygılı davranıyoruz. Bunu da ikili görüşmelerde açık ve net bir şekilde kendilerine ifade ediyoruz" dedi.
Din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapmalarının söz konusu olmadığını vurgulayan Akar, "Türkler, Kürtler, Araplar 84 milyon kardeştir. Bunun da örneği şehitliklerde görülüyor. Şehitlikleri inceleyin; Türk, Kürt, Arap yan yana yatıyorlar. Bu, kardeşliğimizin en önemli göstergesidir. Bu operasyonları yaparken de masum vatandaşlara zarar vermemek için planlama ve icra aşamasında son derece hassas davranıyoruz. Ayrıca çevre duyarlılığımız var. Çevreye zarar vermemek için elimizden gelen her türlü tedbiri alıyoruz" diye konuştu.
Akar, operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığı iddialarıyla ilgili ise, "Envanterimizde kimyasal silah yok. Olmayan bir şeyi nerede kullanacaksınız? Böyle bir şeyi kullanmamız söz konusu değil" ifadelerini kullandı.
Akar, TSK'nın terör örgütleriyle mücadelesinin sürdüğüne işaret ederek, "Arkadaşlarımız yüksek bir moral ve motivasyonla, kar kış demeden, dağ tepe demeden faaliyetlerini sürdürüyor. Bu kapsamda Irak ve Suriye'de 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar 33 bin 275 terörist etkisiz hale getirildi. 1 Ocak 2021'den itibaren ise 2 bin 795 terörist etkisiz hale getirildi. 3 tabur ve fazlasının katılımıyla 84 büyük, 1 ve 2 tabur katılımıyla 286 orta çaplı olmak üzere toplam 370 operasyon yapıldı. Bu operasyonlarda bin 455 mağara ve sığınak imha edildi. Kim ne derse desin 40 yıldır milletimizin başına bela olan bu terörü aziz milletimizin başından kurtarmakta kararlıyız" dedi.
Zorlu kış koşullarına rağmen operasyonların sürdüğünü aktaran Akar, "395 üs bölgesi var. Eksi 30 derecede, 3 metreye varan kar var, çığ tehlikesi var. Bütün ağır şartlara rağmen gerçekten TSK personeli ile gurur duyuyoruz. Son derece yüksek bir moral ve motivasyonla çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Akar, hudut güvenliğinin namus olduğuna işaret ederek, "Hudutlarımızda fiziki anlamda tesis tesisatla, idare ve teşkilat değişikliğiyle en yoğun günlerimizi yaşıyoruz. Modüler beton duvarlar var. Arkasında hendekler, kuleler, gece görüşleri, gündüz görüşleri var. Ayrıca zırhlı birliklerimiz var. Bir şey olduğunda olay bölgesine ilerliyorlar. Göç olsun, kaçakçılık olsun bunları yakılıyorlar. 1 Ocak 2021'den itibaren 99 bin 206 kişi geçerken, geçtikten sonra yakalandı. 314 bin 586 kişinin geçişi engellendi. Yakalananların 495'i terörist. Ayrıca hudutlarımızda yine 1 milyon adet uyuşturucu hap ele geçirildi" diye konuştu.
Bakan Akar, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı gibi harekatlarla Suriye'de terör koridorunu mümkün olmaktan çıkardıklarına dikkat çekerek, "Terör koridoru parçalandı. Kazdıkları çukurlara teröristler gömüldü. 1 milyondan fazla insan gönüllü saygın bir şekilde, zorlamayla değil kendileri döndüler. Bu insanları kendi evlerinde huzur içinde yaşamalarını sağlamak görevimiz. Oradaki hayatın normalleşmesi için her türlü çalışma yapılıyor. Tabi Rusların uçakla yaptığı saldırılar var. Özellikle İdlib'de bu halkın hayatını zorlaştırdı. Havadan bomba attıkları oluyor. Bunlarla alakalı arazideki arkadaşlarımız muhataplarıyla görüşüyor, ikaz ve protesto ediyoruz. 30 Eylül’de Sayın Cumhurbaşkanımızın Putin ile yaptığı görüşmeden sonra ihlallerin azaldığını görüyoruz. Dileğimiz herkes yerinde dursun. Ne zamana kadar? Anayasa, seçimler yapılıncaya kadar. Normal bir düzen kurulduktan sonra herkes işine gücüne bakar. Orada Rejimin faaliyet göstermesi halinde yeni bir göç dalgası olacak ki Türkiye’nin artık ilave bir göçe tahammülü olmadığını kendilerine söylüyoruz. Zaman zaman telefonlaşarak, mektuplaşarak mutabakatlara uymaları konusunda kendileriyle görüşüyoruz. Tacizlere karşı misliyle karşılık veriliyor. Biz istikrardan yanayız. Ateşkesin kalıcı hale dönüşmesini istiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Akar, Azerbaycan'daki gelişmelere değinirken, Ermenistan'a uzatılan barış elinin tutulması, bundan istifade edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, "Bir bütün halinde o bölgenin bir istikrar adası haline gelmesi isteğimiz. Azerbaycan'da faaliyetlerimiz devam ediyor. Kardeş tugay uygulaması, birliğimizi beraberliğimizi daha da pekiştiriyor. Ateşkesin kontrolü için 30 Ocak'tan itibaren ortak merkez kuruldu. Türk ve Rus askerler birlikte çalışıyor. İHA'lardan istifade ediyorlar. İhlal olursa uygun şekilde gereğini konuşuyorlar. Orada istikrarın artık gelmeye başladığını görüyoruz. Ateşkes ihlalleri azalıyor gittikçe. Temennimiz çok daha istikrarlı bir durum ortaya çıkacak diye düşünüyoruz. Türk-Rus iş birliğinin başarılı olduğunu, ateşkesin devamlılığı konusunda katkı sağladığımızı görüyoruz. Mayın ve patlayıcıların temizlenmesi konusunda beraber çalışıyoruz. Bölgenin temizlenmesi için gayret gösteriyoruz. Mayın ve patlayıcıdan temizlenen bölgeler tarıma açılıyor ve bunun ekonomiye katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. Buradaki barış havasının hem Hazar'da hem Karadeniz'e olumlu etkileri olacaktır. Güney Kafkasya'daki iş birliğini, Azerbaycan-Ermenistan meselesinde buradaki istikrarın bütün bölgeye çok olumlu etkiler yapacağını düşünüyoruz" dedi.
Akar, Türkiye'nin Libya ile 500 yıllık yakın iş birliği, ortak tarih ve değerleri olduğuna vurgu yaparak, bu bölgede de hem askeri eğitim hem yine mayın ve patlayıcı temizleme konularında faaliyetlerinin sürdüğünü aktardı. Akar, Afganistan'da da önemli görevler icra ettiklerini kaydederek, "Olayların başladığı ilk günden itibaren 20 binden fazla TSK personeli Afganistan’da görev yaptı. Son 6 ayda Hamid Karzai Havaalanı'nın işletilmesi konusunda TSK personeli görev aldı orada. Hızlı ve ani değişen şartlar çerçevesinde istikra ortamının kaybolmasıyla orayı en son terk eden ülke olduk" dedi.
Bakan Akar, Yunanistan ile sorunlar olduğuna vurgu yaparak, "Biz bu sorunları çözmek istiyoruz. Gerçek dışı iddialarda bulunuyorlar. Türkiye’yi yayılmacı olarak gösteriyorlar. Her gün bir şeyler söylüyorlar. Avrupa'ya yakın olmalarından dolayı kendilerini güçlü gibi görüyorlar. Hayır biz güçlüyüz; çünkü haklıyız. 4'üncü toplantı Türkiye'de olacak. Konuşmaktan korkmayın. Uzmanlar konuşuyor burada. 3-5 gün önce Yunan Savunma Bakanı 'Geleceğiz, düşünüyoruz' diye açıklama yaptı. Bekliyoruz. Bu toplantılarla, barışçıl yöntemlerle çözüm bulunmasından yanayız. Yaptığımız bu gayretlere rağmen çok ciddi ihlaller yapılıyor. Hava sahası, karasu ihlalleri yapılıyor, Türk araçları taciz ediyor. Gemilerin ihlali var. Hava araçlarının ihlali var. Uluslararası anlaşmalara rağmen yakın adalara toplam 90 üst düzey ziyaret yapıldı. Sürekli bir tahrik, provokasyon var. Biz de buna karşı yapılabilecekleri yapmaya çalışıyoruz. Siyasilerin provokatif tutumları var. Gereksiz Navtex’ler var. Ekonomisi malum. Buna rağmen savunma bütçesini çok ciddi artırdı" dedi.
Akar, Türkiye'nin Yunanistan ile NATO içinde müttefik olduğunu hatırlatarak, "Yunanistan buna rağmen çeşitli söylemlerle Türkiye'ye karşı olmadığını söyleyerek, çeşitli ülkelerle ittifak anlaşmaları yapıyor. 'Bunun ne anlamı var, NATO varken bunlar niye' diyoruz. Silahlanma var, ekonomik durumuna rağmen. 'Bu silahlanma kime karşı' diyoruz. Normal savunma için çok fazla. Türkiye için çok az. Bunu görenler görüyor. Bunlar hayal peşinde. Kendilerince boylarını aşan birtakım iddialar peşinde yürümeye devam ediyorlar. Bunun iyi komşuluk ilişkilerine aykırı olduğunu söylüyoruz. İttifak içinde ittifak NATO'yu zayıflatır, NATO'ya bir tehdit olur" dedi.
Akar, Yunanistan'ın göçmenlere karşı tutumunu da eleştirerek, "İnsanlıktan bahseden Yunanistan'ın göçmenlere yaptıkları inanılmaz. Ateş ediyorlar. İnsan hakları hiçe sayılıyor. Yunanistan'ın en önemli bahanesi Avrupa Birliği (AB) üyesi olmayı bir araç olarak kullanıyor, kapak olarak kullanıyor. AB üyeleri de AB dayanışmasından dolayı hakkı hukuku o tarafa bırakıyor. Onların objektif olmalarını istiyoruz. Hukuk açısından bakmalarını istiyoruz. Batı Trakya'da Türk kimliğini inkar. Kıbrıs'taki çözümsüzlüğün temel nedeni Rumların kendilerini efendi, Türkleri yok saymaları. Bu kadar insan kendi öz topraklarında, yüz yıllardır orada yaşıyorlar. Bunu yok sayıyorlar; 'Türk değilsiniz' diyorlar. Ne akıl ne mantık. Bunu da AB görmezlikten geliyor. Bizim duyurmamız lazım. Oradaki soydaşlarımızın haklarının korunması için yapılması gerekeni yapmak boynumuzun borcudur" diye konuştu.
Akar, tüm bunlara rağmen diyalog yollarını açık tuttuklarını ifade ederek, "'Konuşalım, görüşelim, olaylara çözümler bulalım ve Ege'yi dostluk denizi yapmaya çalışalım' diyoruz. Orada zenginlikler var. İki taraf da bunlardan yararlansın. Türkiye bölgesinde barış ve istikrarın teminatı olmaya devam edecek. Kimsenin toprağında, hakkında, hukukunda gözümüz yok. Herkesin toprak bütünlüğüne, siyasal egemenliğine, bağımsızlığına saygılıyız. Türkiye dostları için güvenli etkin bir müttefiktir. Bütün bu iyi niyetimizi ortaya koyduktan sonra yanlış anlaşılmasın; biz bu kadar iyi niyetliyiz ama aynı zamanda ülkemizin, KKTC'deki kardeşlerimizin hak, alaka ve menfaatlerini korumakta azimliyiz, kararlıyız ve buna muktediriz. 'Bunu da tehdit olarak algılamayın' diyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Akar, Mısır ve Suudi Arabistan'ın son dönemde Yunanistan ile yakınlaştığının hatırlatılması üzerine, "Gelişmeleri objektif ve soğukkanlı izlememiz, dikkatli, hassas olmamız lazım. Olayları kendi sınırları içinde tutmamız lazım. Ortaya bilinçli şekilde pompalanan bilgiler doğrultusunda baktığımızda olaylar bizi farklı yerlere götürüyor. Burada herhangi bir endişeye gerek yok. Bütün ilgili kurumlar, kuruluşlar, bakanlıklar çalışmalarını sürdürüyor. Birleşik Arap Emirlikleri ile geldiğimiz nokta belli. Önümüzdeki dönemde Suudi Arabistan, Mısır ne olur hep beraber göreceğiz. Dolayısıyla herkes yerini alacak" yanıtını verdi.
Yunanistan’ın 6 mil karasularını 12 mile çıkarma talebine değinen Akar, şunları söyledi:
"Bunu 12 mile çıkarırsanız biz buradan uluslararası sulara çıkarken izin isteyeceğiz yani? Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa. 6 mil yapmışsın öyle veya böyle, haline şükret otur oturduğun yerde. Bizim söylediğimiz şey barış, huzur olsun, bu şartlarda iki taraf zenginliklerden istifade etsin, Türk halkı da Yunan halkı da mutlu, müreffeh yaşasın. Bunu söylemek herhangi bir zafiyet olmadığı gibi, 'hakkımızı, hukukumuzu koruruz' demek de bir tehdit değil. ‘12 milin zamanıdır’ gibi yanlış bir hesap yapmasınlar. Çünkü bu yanlış hesabı başkaları da yaptı, ‘15 Temmuz’dan sonra bu ordu bir şey yapamaz dediler’ bu ordu bir ay sonra Fırat Kalkanı Harekatı’nı icra etti ve 4 bin DEAŞ mensubunu göğüs göğse mücadele ile etkisiz hale getirdi. Dolayısıyla bu konuda herhangi bir şekilde bizi test etmesinler, böyle bir maceraya girişmesinler. Böyle bir hata yapmazlar inşallah" dedi.
Akar, F-36 ve F-16'ları modernizasyonu konularına da değinerek, "F-16'ların modernize edilmiş şekilleri var. Biz bunlardan almak istiyoruz. Görüşmelerde ABD Savunma Bakanlığı personeli bize 'olumlu bakıyoruz; ama bunun Kongre'den geçmesi lazım' dediler. Burada süreci takip ediyoruz. F-16 uçaklarının modernizasyonu talebini de ABD makamlarına ilettik. Bu da teknik bir çalışma ve bu devam ediyor. Biz de takip ediyoruz. Heyetler konuştular, geliyor gidiyorlar" dedi.
F-35 meselesinde ortaklığın bittiğini hatırlatan Akar, "Orada ödediğimiz paralarımız var, tahsis edilmiş uçaklar var. Bunların akıbeti ne olacak? Ekim sonunda görüşmeler yapıldı. Belirli bir çerçeve çizildi, konular görüşüldü. Biz koordineli pozisyonumuzu ortaya koyduk. Önümüzdeki günlerde bu ay veya gelecek ay ABD'de bunun devamı niteliğinde ikinci bir toplantı yapılacak. Arkadaşlarımız bu toplantının hazırlığına devam ediyor" dedi.
Bakan Akar, Türkiye'ye malzeme temini konusunda gizli ambargolar uygulandığını da dikkat çekerek, "Yedek parça, sistem, malzeme, silah, mühimmat almakta vermekte gecikmeler var. Biz bunu muhataplarımıza hatırlatıyoruz. TSK'nın zafiyeti, zayıflatılması, istediklerini alamadıklarından dolayı aynı zamanda NATO'nun zayıflatılması demek. Çünkü biz hazır kuvvet olarak, kolordu, tugay seviyesinde 2021 yılında NATO'nun nöbetini tuttuk. Örtülü ambargolardan istenilen malzeme elde edilemiyorsa bu zafiyet doğuracak, bu aynı zamanda NATO'da da zafiyet oluşturacak. Şimdi o nöbeti Fransa'ya devrettiler. Biz NATO'ya karşı 70 yıldır sorumluluklarımızı yerine getiren bir ülkeyiz. Hal böyleyken 'müttefikiz' diyorsunuz, ihtiyaçlarımızı vermiyorsunuz. Biz bunu da muhataplarımıza söylüyoruz" diye konuştu.
S-400 konusuna değinen Akar, "S-400 zorunluluk olarak ortaya çıkan bir tedarik. Bu herhangi bir tehdit olmazsa, saldırı olmazsa kimseye zararı olmayan bir sistem. Önceliğimiz tabii ki vatanımızın korunması. Bu manada Batılı NATO müttefiklerimizin vermediğini Amerika'dan temin ettiğimiz bir sistem. Bu konuda da planlandığı şekilde, uygun şekilde faaliyetler sürüyor. S-400 konusunda görüşmeler sürüyor, makul mantıklı çözümler bulunabilir. Çünkü biz bu konuda haklıyız" dedi.
Akar, Amerika ile en önemli problemin ise PKK/YPG konusu olduğuna işaret ederek, "YPG'nin PKK'dan farkı yoktur. Hal böyleyken Amerika gibi bir müttefikimizin bunlara yardım etmesi, desteklemesi müttefiklik ruhuna son derece aykırı. Bu konuda Amerikalı müttefiklerimizin doğru karar vermelerini bekliyoruz" diye konuştu.
Akar, Kazakistan'daki gelişmelere ilişkin, "Dostumuz Kazakistan ile tarihi kültürel ilişkilerimiz, askeri, eğitim iş birliği dahil olumlu münasebetlerimiz var. Çalışmalarımız devam ediyor. Son gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Kazakistan bizim önemli bir müttefikimiz. Bir an önce Kazakistan'a huzurun gelmesi, nizamın hakim olması arzumuz. Bizim inancımız Kazakistan, oradaki kardeşlerimiz kendi imkan ve kabiliyetleriyle oradaki bütün zorlukları aşacaktır. Biz Kazakistan'ın her zaman olduğu gibi bugün de yanındayız. Sayın Cumhurbaşkanımız 'her türlü bilgi ve tecrübe paylaşımına hazırız' şeklinde açıklamada bulundu. Bu bizim için talimattır. Herhangi bir talep geldiğinde, istek olduğunda, bize emir, talimat verildiğinde biz de Kazakistanlı kardeşlerimize her türlü yardımı yapmaya, elimizden gelen desteği sağlamaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz" dedi.
Pakistan'ın ATAK helikopteri almaktan vazgeçtiği iddiaları sorulan Akar, "Resmi makamlarla yaptığımız görüşmelerde bu iddiaların kesinlikle gerçek olmadığını belirttiler. Pakistan yetkilileri de haberin gerçeği yansıtmadığına ilişkin açıklama yaptı" dedi.
NATO ve Rusya arasında yapılması planlanan toplantılara yönelik soruya da Akar, "Şu anda kriz biraz irtifa aldı, yükseldi; ama bu konu yıllardan beri var. Burada bir Kırım var, Ukrayna var, Donbass var, bir işgal var. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere birçok kez Kırım'ın ilhakını tanımadığımızı belirttik. Donbass'a yönelik tartışmalar var. Biz dost ve müttefik ülkelerle, muhataplarımızla zaten bunları konuştuk görüşüyoruz. Başlangıçtan beri bizim ortaya koyduğumuz vizyon; biz barıştan, görüşmeler yoluyla problemlerin çözümünden yanayız. Gerilimi artırmayalım, herhangi bir şekilde provokatif davranışlardan veya provokatif olarak anlaşılacak davranışlardan uzak duralım. Karadeniz'de bir statüko var, Montrö var bunu bozmayalım, bu konuda bir tarafta Karadeniz'de kıyısı olan ülkeleri sükunete davet ederken diğer taraftan da Montrö'ye uymaları konusunda NATO ülkeleri başta olmak üzere diğer dost ve müttefik ülkelerle biz gerekli görüşmeyi, konuşmayı yapıyoruz. Politikamız, açık ve net. Bu konuda samimiyiz. Herhangi ani bir hareket, rutin olmayan bir hareketle birlikte bazı olaylar zincirinin başlangıcı olabilir. Bu da bir takım sıkıntıya sebebiyet verebilir. O nedenle teenniyle hareket etmenin çok önemli olduğunu muhataplarımıza tekrar tekrar söylüyoruz" dedi.
Bakan Akar, Dedeağaç’a ABD yığınağı yapıldığına yönelik haberlere ilişkin de ABD’nin 2014’ten beri Avrupa güvenliğine katkı için tatbikatlar yaptığını belirtti. Akar, "Daha önce Baltık üzerinden intikaller yapılıyordu. Daha sonra tatbikatın yönünü bu tarafa kaydırdılar. Bu bir tatbikattan ibaret. Olayları yakından takip ediyoruz. Bu işin bilinen, açıklanan, objektif tarafı bu; tatbikat yapılıyor. Tatbikatın bir parçası olarak Dedeağaç’a birlik getiriyorlar. Bu tür gelişmeleri yakından takip edeceğiz; ama her yapılan da bize karşı yapılıyor gibi bir endişeye kapılmayacağız” yanıtını verdi.
Bakan Akar, yeni askerlik sisteminin Türkiye'nin tarihine uygun olduğunu da belirterek, "Bu sistemde er olarak gelip, general olabilirsiniz. Modern sisteme de uygun. 6 subayımız var, er olarak girdi. 41'i astsubay oldu, 480'i uzman erbaş oldu, 1845'i sözleşmeli er oldu" dedi.
DHA