Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, temaslarda bulunmak üzere Ankara'da bulunan Alman mevkidaşı Heiko Maas ile Dışişleri Bakanlığı'ndaki görüşmesinin ardından düzenlediği ortak basın toplantısında konuştu.
Çavuşoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar:
Almanya ile güçlü ilişkilerimiz var. Almanya'dan beklentimiz müttefiklik ruhuna uygun davranmasıdır.
(Barış Pınarı Harekatı bölgesine) Birleşmiş Milletler verilerine göre 30 bin kişi geri dönmeye başladı.
Mutabakatlar ilgili mevkidaşına bilgi verdiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Barış Pınarı'na gelen ölçüsüz tepkiler güvenimizi sarstı. Almanya'dan beklentimiz müttefiklik ruhuna uygun davranmasıdır" dedi.
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Merkel, Macron ve Johnson'la görüşeceğini belirtti.
Alman Savunma Bakanı'nın uluslararası güvenli bölge önerisi sorulan Çavuşoğlu, "Öncelikle Almanya kendi içinde bu konuda anlaşsın, farklı görüşler olduğunu görüyoruz. Bu birlikte güvenli bölge oluşturma çabası Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 8-9 sene önce ortaya attığı bir öneriydi. Obama ve Merkel'le görüşülmüştü. Özellikle Obama o dönem havadan güvenliğin sağlanamayacağı düşüncesiyle reddetti. Trump'ın böyle bir teklifi oldu. Biz samimi bir çaba sarf ettik bu konuda. Ama ABD'nin samimi olmadığını gördük ve Barış Pınarı Harekatı'nı başlattık. Sonrasında ABD ve Rusya ile mutabakata vardık. Burada askeri bir güvenli bölge oluşturma konusu gerçekçi değil artık. Bu saatten sonra bu öneriyi çok gerçekçi bulmuyoruz. Artık insanların dönme konusuna odaklansak daha gerçekçi olur. Şu ana kadar BM'ye göre 30 bin kişi dönmeye başladı evlerine Barış Pınarı Harekatı'yla birlikte" dedi.
Çavuşoğlu, "Ordumuz ve polisimiz insani konularda her zaman hassas olmuştur. Yakalanan ve teslim olan teröristlere askerlerimizin nasıl yaklaştığını herkes görüyor. Sivillere şu anda yardım götürmeye başladık. Bu harekattan sonra Türkiye'ye ve Suriye Milli Ordusu'na yönelik çok icddi karalamalar oldu. Türkler Kürtlere saldırıyor denildi. Bölgenin yüzde 90'ı Arap. Kimyasal silah kullandığımız iddia edildi. en son ABD Başkanı Trump bile ABC'nin yalan yayınını skandal olarak niteledi. O kadar gerçek dışı propaganda gördük ki ne kadar çok bu teröristlerin destekçisi varmış bunu gördük. En küçük bir iddia da olsa biz bunu soruştururuz. En küçük insan hakları ihlalini biz tolere edemeyiz. DEAŞ'la mücadelemiz çok önemli fakat terör örgütlerinin hepsiyle birlikte mücadele edelim. DEAŞ'la mücadele ederken alkışlıyoruz başka terör örgütü ile mücadele ederken karalıyorsunuz" değerlendirmesinde bulundu.
"ABD DIŞİŞLERİ BAKANI İŞİN CİDDİYETİNİ ANLADI"
YPG’nin sözde lideri Kobani'nin Türkiye'ye verilmesi konusu sorulan Çavuşoğlu, "Bu bir teröristtir. Sadece bizim tarafımızdan değil uluslararası kaynaklardan fotoğraflar yayınlanıyor. PKK2nın önde gelen teröristlerinden biridir. Hakkında İnterpol’ün kırmızı bülteni vardır. Böyle bir teröristle ABD başkanının konuşması kabul edilemez. ABD Dışişleri Bakanı işin ciddiyetini anladı. Bir insanın bir ismi olur, bunun ismi nedir cismi nedir belli değil. Teröristler kod adı kullanır” dedi.
Heiko Maas ise, "Aramızda önemli görüş ayrılıkları var. Fakat böyle durumlarda birbirimizle konuşmamız lazım, birbirimiz hakkında değil. Biz sizinle bu diyaloğu sürdürmek istiyoruz. Almanya için Türkiye çok önemli bir NATO müttefiki. Soçi sonrası yeni bir durum oluştu. Soçi'nin sonuçlarını tekrar ele almak durumundaydık. Soçi'de yapılan anlaşma temelinde Türk güçlerinin Kuzey Suriye'de geçici bir statüko olarak değerlendirilmesi bunu da konuştuk ve Türk tarafı bunu teyit. Biz bunu memnuniyetle karşılıyoruz" dedi.
Maas'ın konuşmasından satır başları:
Almanya için Türkiye çok önemli NATO müttefiği. Sizinle diyaloğu sürdürmek istiyoruz.
Mass, "İŞİD'çilerin çocuklarını elbette geri almaya devam edeceğiz. İŞİD'çi katillerin geri dönüp bunların mahkeme önüne çıkarılmasının mümkün olmamasını önlemek istiyoruz. Mahkeme nezdinde kullanılabilecek somut kanıtların olması gerekiyor" dedi.